Benim kahramanındı babam, ulaşamadığım sevgilimdi. Hayallerimde kucağına oturur, onunla konuşurduk. Hayallerimde gözlerimin içine bakardı…
Bir keresinde ablamla ben oturma odasındaki kanepede uyuyakalmışız, babamın eve geldiğini duydum, ama gözlerimi hiç açmadım, babam ablamın üzerinden elini uzatarak benim üstümü örtmüştü. İnanamamıştım, ablam önde olduğu halde, ben uyurken üzerimi örtmüştü, o gün beni sevdiğini düşündüm.
Babamla yürüdüğümüzü, okuluma geldiğini, arkadaşlarımla tanıştığını, ben ağlarken “ne oluyor orada “ dediğini hiç hatırlamam. Sadece gölgesi büyüktü, hatta korkunçtu , anneme “ yemek neden hazır değil “ diye bağırdığı zaman titrerdik. Acaba bir gün de bana bağırır mı diye hayal ederdim. Çünkü babamın gözünde hiç olmayı kaldıramıyordum. Bir keresinde bilerek parfüm şişesini kırdım, sırf bana kızsın diye, yine anneme kızdı, bu çocuklara sahip çıkamıyorsun diye.
Artık büyüdüm, kocaman bir kız oldum, beni istemeye geldiklerinde babam “ olmaz öyle şey, benim verilecek kızım yok “ demiş anneme, üzülmem gerekirken sevindim, ilk kez babam beni kıskanmıştı. İstemeye geldikleri gün evde yoktu, işim var dedi, iş seyahati çıkarttı, dedemden istediler, düğün günü ise burnumuzdan getirdi, davulcu yüzünden annemle kavga etti ve düğünü terk etti. Biliyorum ki bu da beni sevdiğinden ama göstermediğinden ya da göstermeyi bilmediğinden …
Şimdi babamdan görmediğim her şeyi eşimden bekliyorum galiba, bir türlü onun sevgisine inanamıyorum, ne yaparsa yapsın bana yeterli gelmiyor. Şimdi düşünüyorum da evde çıkan kavgaların çoğunu ben çıkarıyorum.
Anladım ki ben yıllarca VAR OLAN BABAMIN yokluğunu yaşamışım…
Danışan öyküleri, etik ilkeler gereği değiştirilmiştir.
Bir yanıt yazın