Etiket: çocuk psikologu

  • Çocukların Cinsellikle İlgili Sordukları

    Soru:Neden benim de ağabeyiminki gibi pipim yok?”

    Cevap: “Kızlar ve erkekler ayrı yaratılmışlardır. Kızların erkeklerin gibi cinsel organı vardır ve farklı yönlere doğru gelişmiştir.( kızlarınki içe doğru, erkeklerinki dışa doğru ) ”

    Soru: “Bebekler nereden gelir?”

    Cevap: “Çocuklar annenin içinden çıkarlar. Onlar annenin karnında yaşar ve büyürler. Orada sıcak ve güvenli bir bebek yuvası vardır. Kızlar yeterince büyüdüğünde anne olabilirler. Bebek dünyaya gelebilecek kadar büyüdüğünde anne karnından dışarı çıkar. “ ( 6 yaşa kadar  çocuklar ,  genellikle cinsel ilişki ile ilgili ayrıntıları almaya hazır değildir.)

    Çocuk 7-8 yaşlarına geldiğinde , babanın içindeki bir tohumun annenin içindeki yumurta ile birleştiği ve bunun bebeğin gelişimini başlattığı söylenebilir. Bu birleşmenin nasıl olduğu ise “ana-babanın yan yana yatması ve sevgi dolu olmaları” şeklinde açıklanabilir.

    Ergenlik dönemi soruları bedendeki değişim, üreme, üreme yeteneği, üreme organları, cinsel ilişki, mastürbasyon, ıslak rüyalar, ereksiyon, bebeğin oluşumu, doğum, cinsel ilişki yaşı, korunma yöntemleri, vb. konularını içerir. Anne ve baba bu konularda kendini bilimsel yayınlardan yararlanarak geliştirmelidir.

    Soru: Regl ( Adet görmek ) ne demektir?

    Cevap: Yetişkin kadınlar ayda bir kez vajinalarından kanarlar. Buna Regl yada aybaşı denir. Bunun sebebi kadınların yumurtalıklarından her ay 1 yumurtanın döllenmek üzere hazırlanmasıdır. Eğer döllenme yani bebeğin oluşumu gerçekleşmezse bu yumurta bir miktar kan ile vücuttan atılır ve ertesi ay yeni bir yumurta oluşur. Her genç kız 12-15 yaşları arasında ilk kez regl olur.

  • Çocuklara doğru zamanda cinsel eğitim verilmeli

    Cinsellik biyolojik ve sosyal olarak inşa edilen, kültürel ve dini inançları yansıtan bir olgudur. Çocuklukta başlayan cinsellik kavramı, ergenlik dönemi ile birlikte son şeklini alır. Önemli olan çocukluktan itibaren cinselliğe dair bilgilerin sağlam temeller üzerine kurulmasıdır. Maalesef ki ülkemizde çocukların cinsel eğitimi, pek çok anne baba için konuşulması zor bir durumdur. Anne babalar cinsel eğitimi çocuklarına ne zaman, ne kadar ve nasıl vereceklerini bilmemektedir. Oysa ki gerek anne, gerek baba tarafından verilecek cinsel eğitim, çocukların veya ergenin başka kaynaklara yönelmesini engelleyecektir.

    Cinsel eğitim doğumdan başlayan, ergenlik dönemini de içine alan uzunca bir süreçtir. Çocukların ve ergenin bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişimlerini takip etmek, kız ve erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özellikleri ve karşı cinsin özellikleri ile bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen  bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır.

    Cinsel eğitime başlamak için belli bir yaş bulunmamasına rağmen, anne babalar, çocukları okul öncesi dönemdeyken (3-4 yaş dolaylarında) ilk sorularla karşılaşırlar. Açıklamalar sade bir dille, rahat, utanmadan ve bilimsel kaynaklardan yararlanarak yapılmalıdır. Anne babalar çocuğa iyi ve kötü dokunuşu ayırt etmeyi öğretmeli, uygun cinsel davranışın sınırlarını belirlemeli, çocuğu doğru cinsel bilgiyle donatmalıdırlar .

    Çocuklar ; merak ettiklerini rahatlıkla sorabilir ve uygun yanıtlar alabilirlerse; kendilerine olan güvenleri artar ve ne isteyip ne istemediklerini rahatlıkla ifade edebilir hale gelirler, bu da cinsel tacize uğrama olasılıklarını azaltır. Çünkü çocuk bunu önleyebileceğini öğrenir. Demokratik ailelerde yetişen çocuklar herhangi bir duygusal açlık yaşamadıkları için, bu anlamda kendilerini kullandırmaları söz konusu değildir. Sağlıklı kız/erkek arkadaş iletişimini rahatlıkla kurabilirler. Aile dışında yaşadıkları olayları  (okulda, arkadaşlar arasında vb.) rahatlıkla aile üyeleriyle paylaştıklarından, sorun çıktığında sağlıklı yönlendirme yapmak daha kolaydır ve hatalı davranışları zamanında önlenebilir.

  • Bu gün, Çocuğunuza bir hediye verin onunla oyun oynayın…

    Yoğun iş temposu içinde zamanın nasıl akıp gittiğini anlamıyoruz bile…Bir bakıyoruz ki çocuklarımız büyümüş, zaten mevcut eğitim sisteminin içinde şunun şurasında çocukların çocukluklarını yaşayabilmesi için sadece 7-11 seneleri var. Neden 7 dedim, çünkü 1. sınıfta bile inanılmaz derecede ödev ve test stresi altında çocuklar. Eğer biraz insaflı iseniz çocuğunuzun ilk okul döneminde , yani ergenliğe girmeden çocukluğunu yaşamasına müsaade etmiş olursunuz…

    6-9  yaş arasında  erkek çocuğu olan babalara soruyorum, oğlunuzla ne yapıyorsunuz diye; , birlikte oynadığınız ve en sevdiğiniz oyun hangisi ?  Maalesef çocuğumla oyun oynuyorum diyen hiç kimse çıkmıyor, o halde ona tavla oynamayı öğrettiniz mi? Haftanın bir günü bile olsa aşağıda arkadaşlarıyla top oynuyor musunuz? Ya da birlikte araba yıkamaya, bisiklete binmeye gidiyor musunuz? Evde küçük tamirat işleri yapıyor musunuz? Hiç biri mi? Monopoly, tabu, şans yolu, tombala ? Ne bileyim mutlaka bir şeyler olmalı diye, %80 aldığım cevaplar, ders çalışıyoruz, kursa götürüyorum veya televizyon izliyoruz. Nadiren de birlikte bilgisayarda  oynuyoruz.

    Peki kız çocuğu olanlara soruyorum? Evde kızınızla ne oynuyorsunuz diye, evcilik, kuaförcülük, restorancılık tarihe karışmış, holilop çevirmek, aşağıda arkadaşlarıyla birlikte yakar top oynamak hiç yok. Birlikte kurabiye yapıyor musunuz? Kek pişirmeyi öğrendi mi? En azından bulguru önüne döküp kısır yaptırıyormusunuz?  Kızınızla evde ders dışında ne paylaşıyorsunuz?

    Anlıyorum ki, çocuklar yalnızlaşıyor, öncelikle koskoca evlerinde… Evlerin oda sayısı arttıkça , salonlar şıklaşıp,  lüksleştikçe, şşşşttt!!!, Evde yapma !!!! Evde oynama !!! gibi sözcükler de artıyor. Otur ders çalış, boş vaktinde test çöz!!! Ama oyun oyna diyen yok, beraber oyun oynayalım diyen hiç yok!

    Oysa ki Çocukların psikolojik gelişiminde oyun oynamak büyük yer tutar, anne ve babalar genelde oyunun çocuklar için içgüdüsel bir şey olduğuna inanırlar yani bir yetişkinin yardımı olmadan da çocuğun kendi kendine oyun oluşturabileceğini düşünürler. Çok küçük çocukların kendi kendilerine spontan oyunlar başlattıkları doğrudur ama şunu bilmeliyiz ki: bir çocuğun oyun yaratma konusundaki içgüdüsü eğer ebeveyn çocuğun oyun yaratma sürecini desteklemiyorsa, yavaş yavaş yok olmaktadır. O nedenle ebeveynlerin çocuklarıyla oyun oynamaları çok önemlidir.

    Oyunun çocuk gelişimine katkısı nasıl mı?

    • Oyun çocuklara kim olduğunu, neler yapabildiğini ve etrafındaki dünya ile nasıl etkileşime geçeceğini öğretme fırsatı sunduğundan çocuklar için çok faydalıdır.
    • Oyun sıra beklemeyi, paylaşmayı ve başkalarının hislerine özen göstermeyi öğreterek çocukların sosyal becerilerini arttırır.
    • Oyunla çocuğunuzun günlük problemleri çözmesine, düşünceleri test etmesine ve hayal gücünü keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz.
    • Yetişkinlerle oyun çocuğun düşüncelerini, duygularını ve ihtiyaçlarını anlatabilmesine yarayacak şekilde bir kelime hazinesi geliştirmesini teşvik eder.
    • Oyun oynarken çocuğunuzda özgüven ve yeterlilik hissini teşvik etmiş olursunuz.
    • Oyun, çocuğunuzla aranızda sıcak ilişkiler ve güçlü bağlar kurmak için çok faydalıdır.
    • Araştırmalar, küçükken ebeveyni ile rol yapma ve hayal gücüne dayalı oyunlar oynayan çocukların ileride daha yaratıcı olduklarını ve daha az davranış problemi sergilediklerini göstermektedir.