Etiket: adana çocuk danışmanlığı

  • ÇOCUĞUNUZUN YAŞADIĞI ARKADAŞ BASKISI KARŞISINDA AİLELERİN YAPMASI GEREKENLER

    1. Yasaklar koymayın: Amacınız çocuklarınızın arkadaşlıklarına engel olmak değil, arkadaşlık ilişkilerinde karşılaşabileceği sorunlarla başa çıkabilmelerine yardımcı olmak olmalıdır.

    2. Arkadaşlık kavramını açıklayın : Arkadaşlığın ne olduğu, kime arkadaş dendiği, arkadaş gruplarının gencin hayatındaki yeri, grup içerisinde bireyselliğini, kendi değerlerini ve haklarını nasıl koruyabileceğini konuşun .

    3. Çocuğunuzu dinleyin ve sorularına doğru yanıtlar verin : Yapılan araştırmalar gençlerin cinsellik, ilişkiler ve uyuşturucu maddeler hakkında arkadaşlarından veya medyadan yarım yamalak bilgiler edinmek yerine bu konuları anne babalarıyla konuşmak istediklerini göstermektedir bu nedenle size soru sormasına müsaade edin.

    4. “Hayır” demesini öğretin : Arkadaş baskısı ile başa çıkmada en önemli yöntemlerden biri gence “hayır” diyebilme becerisini öğretebilmektir.

    5. Sevginizi gösterin: Öncelikle aile ortamından başlayarak gençlere sevilip sayıldıkları, saygı gördükleri, yargılanmadan dinlenebildikleri, kabul gördükleri, desteklendikleri ortamlar sağlanmalıdır.

    6. Okul dışı ilgi alanlarını geliştirmesini sağlayın: Çocuğunuzun okul içinde veya dışında sosyal etkinliklere katılımını destekleyin. Bu şekilde ; hem sorumluluk alarak kendine olan güvenini arttıracak hem de değişik arkadaş ve yetişkin gruplarıyla sosyalleşme imkanı bulacaktır.

    7. Ufak tefek şeyleri büyütmeyin: Saç kesimi veya her gün siyah giymek gibi küçük değişiklikler gelip geçicidir. Bunları çocuğunuzun büyümesinin bir işareti olarak değerlendirin, aksi halde çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalabilirsiniz.

    8. Gereğinden fazla kaygılanmayın: Pek çok çocuk yanlışı ve doğruyu birbirinden ayırt edebilir ve büyüdüğünde sorumluluk sahibi , düşünceli bir yetişkin olur. Çocuklar ilerde anne babalarından öğrendikleri düşünceleri, değerleri ve inançları yeniden benimsemeye meyillidir. Eğer sizinle yeterince açık bir iletişim içinde olursa çocuğunuzun doğru kararlar vereceğine güvenin.
    9. Yardım alın: Eğer çocuğunuzun ciddi bir belaya bulaştığını düşünüyorsanız, mutlaka öncelikle okuldaki psikolojik danışmandan daha sonra da bir psikoterapistten yardım alın.

     

     
  • AİLELERİN EN ÇOK SORDUĞU SORULAR VE CEVAPLARI

    “Çocukların anne-babaları ile aynı odada yatmaları doğru mudur?”

    İlk 6 -8 ay bebekler anne sütü aldıkları ve sık uyandıkları için anne ve babalarıyla aynı odada yatmaları doğaldır. Ancak 8 aydan sonra artık kendi odalarında yatmalarına müsaade etmelisiniz.
    Ya ağlar da duymazsak diye evhamlandıklarından çocuklarının ayrı odada yatmasını engellerler.Çeşitli bahaneleri hep vardır; yok hava sıcaktı, yok çok soğuktu.

    Unutmayınız ki yatak odanız size aittir. Gerek çocuğunuzun kendine olan güven duygusunun gelişebilmesi için, gerekse evliliğin kurallarını ve anne baba rollerini de öğrenebilmesi için erken yaşlardan itibaren kendi odalarında yatmalıdırlar.

    Eğer çalışan anne ve baba iseniz, çocuklarınız sizi çok özlüyordur. O zaman haftanın bir gecesini çocuklarla birlikte yatma gecesi seçebilirsiniz. Yatakta onlarla oyun oynayabilir, hikayeler anlatabilir, sohbetler edebilirsiniz.

    “Kız ve erkek kardeşler aynı odada yatabilir mi?”

    5 yaşına kadar farklı cinsten kardeşler aynı odada yatabilirlerse de bu yaşta “utanma duygusunun gelişmesi (giyinme ve soyunmada) nedeni ve cinselliği keşfetme merakı nedeniyle çocuklar arasında cinsel içerikli oyunların oynanması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle eğer uygun oda var ise kız ve erkek çocukların odaları 5 yaştan itibaren ayrılabilir.

    Çocuğumla birlikte banyoya girmem sakınca yaratır mı?”

    Genellikle 3 yaşa kadar çocuklar anne babanın çıplaklığını çok fazla önemsemeyebilir. 4-5 yaşından itibaren bunun farkına varacaktır. Bu yaşlarda anne babanın banyo yaparken iç çamaşırı giymesinde yarar vardır. 6 yaşından sonra çocuklarınızı kendi banyolarını yapabilmeleri için teşvik etmelisiniz.

    “Televizyon ve internette kontrol edilemez boyutta cinsellik ve şiddet içeren yayınlar var. Çocuğumu bunlardan nasıl koruyabilirim?”

    Çocuğun büyüme esnasında teknolojiden uzak tutulması çağımız şartlarında imkansız görünüyor. Maalesef ki çocukların dikkate alındığı ve korunmaya çalışıldığı bir programcılık anlayışının olduğu da söylenemez. Ancak, televizyon izleme konusunda Türk ailesinin bilinçli olmadığı da bir gerçektir.

    Çoğu ailenin tek eğlence aracının televizyon olması, sabahtan akşama kadar televizyonun açık olması elbette çocuk için son derece zararlıdır.
    Çocuklarınızın televizyon ya da internet bağımlısını olmasını istemiyorsanız, çocuklarınızla daha kaliteli vakit geçirilmeli, televizyon yerine oyunlar oynanmalı, sohbet etmelisiniz. Onları mutlaka spor veya sanata yönlendirmeli, yaratıcılıklarını desteklemelisiniz.

  • Üniversite ve Meslek Seçiminde Aile Modelleri

    Sınırların Olmadığı Aşırı Hoşgörülü Aile Modeli
    Sınırların olmadığı aşırı hoşgörülü aile ortamında yetişen gençler, gençliğin en güzel ve verimli yıllarını, amaçsızlık, her şeye kolayca ulaşabilmenin verdiği rahatlık ve anne babanın disiplinsiz, sınırsız tutumu dolayısı ile harcarlar.Her ne kadar zeka problemleri olmasa da, bu zekalarını akademik başarıda kullanamazlar. Muhtemelen gelecekte hem üniversite hayatında hem de özel hayatı ve iş hayatında sürekli anne babanın maddi manevi desteğine ihtiyaç duyarlar.Genellikle iş hayatında başarılı olamazlar.Pasif agresif, suçlayıcı, sınırsız ve kuralsız hayatına devam edebilir ve ilerde yaşayacağı mutsuzlukları, ya sık arkadaş değiştirerek, ya da alkol ve benzeri maddeler kullanarak gidermeye çalışırlar.

    Gelin bir anneye birlikte kulak verelim;
    Çocuğum son zamanlarda öğretmenlerine karşı saygısızca davranışı iyice arttı, sürekli bahaneler üreterek , verilen testleri zamanında yapmadı, en ufak bir şeyde ya öğretmenleri ya da bizi suçluyor, girdiğimiz her ortamda babasını eleştirip, aşağılıyor ve “ o bir şeyden anlamaz , kafası biraz kıttır “ diyor.
    Şimdi elimizde LGS puanı onun yerine internetten sıralama yapıp, bölüm seçiyoruz, çünkü sanki kendi değil de biz okuyacakmışız gibi hiç ilgilenmiyor.Aslında kıyamıyoruz da devlet üniversitesi olmazsa özel üniversite olsun , yeter ki rahat etsin istiyoruz.

    Ana babanın inancı “ Bizim görevimiz; çocuklara hizmet vermek ve onları mutlu etmek. Çocuklar ne zaman işbirliği yapmaya hazırsa o zaman işbirliği talep ederiz. Hiçbir şey çocuğumu üzmemelidir, buna müsaade edemeyiz.” şeklindedir.
    Aile kurallar koymakta zorlanır, koysa bile çocuk kuralları defalarca çiğner her seferinde bir bahane göstererek çocuğu affeder.
    Bu Aile modelinde Yetişmenin Çocuk Üzerindeki Etkisi
    Ben – Merkezci olurlar.Kuralları ve otoriteyi zorlarlar veya redderler, aileye, okul yönetimine, öğretmenlere karşı saygısız ve hırçın davranırlar.Cep telefonu, SMS, İnternet, bilgisayar oyunları veya Facebook, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine bağımlı olurlar.Sınırları test ederler, ehliyetsiz araba kullanmak gibi, sigaraya başlamak veya erken yaşta bira içmek gibi.Şehir dışında okumak gibi veya askerlik gibi ailelerinden uzak yerlere gittiklerinde , hayatın gerçekleri ile karşı karşıya kaldıklarında bocalar, depresyona girer , ailelerinin yanına geri dönmek isterler.Sorunlarımın çözümünden annem ve babam sorumludur diye düşünürler.

  • Zihinsel Egzersizler Öğrenmeyi Kolaylaştırıyor

    Bazı çocuklar herhangi bir destek almadan, kendi kendilerine çalışır, öğrenme için içsel motivasyon sağlar ve başarılı olurlar. Bazı çocuklar ise bir çok kursa gitmelerine , özel dersler almalarına rağmen ders çalışmayı sevmediklerini, konuyu anlayamadıklarını söylerler ve başarılı performans sergileyemezler.
    Pek çok destek almalarına rağmen bu çocuklar neden başarılı olamıyorlar? Çünkü; çocuğun kök problemi tam olarak tespit edilmeden , asıl ihtiyaç duyduğu alan anlaşılmadan , sadece ders müfredatına ve sınav sistemine yönelik desteklenmeleri sağlanıyor.
    Aslında; acaba öğrenme kapasitesiyle ilgili mi problemi var? Görme ya da işitme duyusu iyi mi? Aile ilişkilerinde ve çocuğun duygusal dünyasında karışıklık mı var? Okumayla mı ilgili sorunu, görsel ya da işitsel hafızasıyla mı ilgili ? Yoksa odaklanmayla mı ilgili problemi var? Bu ve benzeri tüm sorulara cevap aramak gerekiyor.
    Eğer doğru tespit yapılmazsa; İşitsel işlem becerileri, görsel işlem becerileri, hafıza, mantık yürütme gibi zayıf bilişsel becerileri akademik ve yaşamın diğer alanlarında bocalamalara yol açıyor.
    Örneğin çocuğun gördüğü bir bilgiyi hatırlama, anlama ve kavramasında, el – göz koordinasyonunda , görsel mekânsal organizasyonunda, görsel – motor entegrasyonunda zayıflık varsa, görsel alanda desteklenmesi gerekiyor.
    Eğer, işittiği bir bilgiyi hatırlama, yönergeleri takip etmekte zorluk, anlama ve konuşma becerilerinde zayıflık, işitsel bir bilgiyi kısa bellekten kalıcı belleğe aktarmakta zorluk çekiyorsa işitsel alanda desteklenmesi gerekiyor.
    “Kullanın ya da Kaybedin “
    Beynimiz tıpkı kas gibidir. Kullanılmayan alanları zaman içinde geriler ve kaybolur. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ne kadar yoğunlukta sık zihinsel egzersizler yapılırsa beynimizdeki “bağlantılar” o kadar çok kuvvetleniyor. Aynı zamanda optimum başarı için sıralama ve işleme, hafıza , dikkat gibi altta yatan beyin süreçlerini de geliştiriyor.
    Bu nedenle önce zihinsel chek up ile çocukların güçlü ve zayıf yanlarını belirliyor, ardından da Smart Vision, Smart Listening, Smart Focus gibi çeşitli zihinsel egzersizler ile zayıf alanlarını güçlendirmeyi hedefliyoruz.
    Çocuklar şiirdirler
    Neden kızım konuşmayı sevmiyor?
    Çünkü aklında tilkiler kuyruk sallıyor,
    Peki ya oğlum neden koşmayı sevmiyor?
    Çünkü gördüğü karıncalar yavaş hareket ediyor,
    Peki ya yazmak, onu neden sevmiyor?
    Çünkü yazıları tango yaparcasına dans ediyor,
    Peki ya okumak, onu neden sevmiyor?
    Çünkü harfler kurabiye gibi sütün üstünde yüzüyor,
    Peki ya resim çizmek, onu neden sevmiyor?
    Çünkü düşünceleri kaleme giderken uykuya dalıyor,
    Peki ya şarkı söylemek, onu neden sevmiyor?
    Çünkü o dinlemeyi seviyor,
    Peki ya neden bu kadar özgünler?
    Çünkü onlar şiirdirler..

  • BABA Kimdir?

    • Anneyi mutlu etmek ve ona yardımcı olmak,
    • Otoriteyi sağlamak ve annenin çocuğa getirdiği düzeni sürdürmek,
    • Toplumla bağ kurmak ve statü kazandırmak için gereklidir.
    Bundan başka baba, eğer anne çalışmıyorsa dış dünya ile bağı oluşturur, aile dışı gerçekliği şekillendirir, baba ailenin toplumla ilişkilerini kuran önemli bir köprü konumundadır. Bu işleviyle o, çocuğun sosyal gelişiminde ve özgüveninin kazanılmasında önemli bir etkiye sahiptir. Baba çocuk için hem bir sevgi nesnesi hem de örnek alınacak kişidir.

    Anne ve babalar arasında önemli bir tercih farkı görülmemesine karşın, genel olarak babaların, ilk çocukta tercihlerinin erkek çocuk üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür.Kız çocuğa sahip olanlarla, erkek çocuğa sahip babalar arasında belirgin bir fark görülmüş, erkek çocuğa sahip olanların, çocuklarına daha yakın oldukları belirlenmiştir. Erkek çocuk babaları tarafından en sık belirtilen ortak faaliyetler fiziksel oyun ve spor olmuştur. Erkeklerin çoğunluğu için, futbol, özellikle belirtilen bir spor faaliyetidir. Kızlar için en çok bahsedilen faaliyet, akademik öğrenmede ona yardım etmek, çocuğu desteklemek olmuştur.

    Babanın yokluğu, ilgisizliği çocuğun kişilik yapısını ruh ve beden sağlığını büyük ölçüde etkileyebilir ve bazı uyum ve davranış bozukluklarının nedeni olabilir.
    Ülkemizde baba, genellikle ya çok çalıştığı için çocuklarını görememekte ya da çok yorgun olduğu için onlarla ilgilenememektedir. Çalışması dışında kalan boş zamanını kendi ilgisi doğrultusunda değerlendirmeyi yeğlemektedir. Bu koşullar için de çocuk da babadan kendisine zaman ayıramayacak kadar meşgul insan olarak bahsetmekte, onunla olan iletişimi giderek kopmaktadır.
    Babanın pasif ve ilgisiz olduğu aile ortamları sadece çocuğun sosyal gelişimini etkilemekle kalmamakta, özellikle erkek çocuklarda çeşitli cinsel kimlik karmaşalarına sebep olabilmektedir.
    Elinizden geldiğince çocuklarınıza ayırdığınız zamanlarda telefonlara cevap vermemeye çalışın. Aile gelenekleri geliştirin. Her cumartesi akşamı hamburger pişirmek kadar basit bir gelenek de olabilir. Elinizden geldiğince sofraya birlikte oturun. En sevdikleri televizyon programını onlarla birlikte izleyin ve neden sevdiklerini anlamaya çabalayın. Herhangi bir şey için çok çalıştıklarında başarısız olsalar bile onları övün. Çocuğunuzu işyerine götürün, koltuğunuza oturtun ve gün içinde neler yaptığınızı anlatın. Sisin için önemli olan değerlerin bir listesini çıkarın. Bunları etkin bir biçimde çocuğunuza aktarıp aktarmadığınızı sorun kendinize. Bir çocuğu kurallar ve değerler olmadığına inandırmak, ona güvensizlik duygusunu aşılamanın en garantili yoludur.
    Bir işe sahip olma şansına erişmişseniz, bu işe gönül verin. Zamanınız konusunda size sayısız gelecektir ve çocuklarınıza her zaman sizden istedikleri zamanı ayıramayabilirsiniz. Ama mümkün olduğunca ileri bir tarihe kadar günleri saymaya başlayın. Birini bile kaçırmamaya özen gösterin.
    Ölüm döşeğinde olan kimsenin keşke işime biraz daha fazla zaman ayırabilseydim dediği duyulmamıştır ve unutmayın ki çocukluk kapısı bir daha hiç açılmamak üzere hızla kapanır.

  • Anneler Dikkat!

    Toplumumuzda kız çocuk ve baba arasındaki ilişkiler mesafelidir. Anne bu ilişkide bir tür arabulucu konumundadır ve aslında biraz da böyle olmasından hoşlanmaktadır. Babanın kız için ne kadar önemli olduğunu bir annenin unutmaması gerekir. Anne her şeyden önce kız çocuğu bir rakip gibi görmemelidir. Özellikle 0-6 yaş döneminde baba ve kızın yakınlaşması için beraber vakit geçirmeleri sağlanmadır. Hatta bazı aktiviteleri baba-kız beraber yapmalıdırlar. Paylaşımlarını arttırmak için yardımcı olabilirsiniz.

    Eşinizle sağlıklı bir diyalogunuzun olması kızınızın da erkeklerle sağlık bir iletişimi olmasını sağlayacaktır. Arada bir emniyet subabı görevine soyunmanız onların ilişkisini sekteye uğratır ve aralarındaki mesafeyi arttırır. Bırakın baba kız konuşsunlar, iletişime geçsinler. Bir sorun olunca da bunu beraber çözebilsinler.Siz eşinizi kıskanıyor ve bunu öfke patlamalarıyla belli ediyorsanız kızınız “erkekler güvenilmez” diye bir mesaj alır. Bunun yanında bir de “erkeklere güvenme şöyledirler, böyledirler” derseniz kızınıza erkek düşmanlığını işlersiniz ve yetişkinliğindeki mutsuzluk motifini ortaya çıkartırsınız.

    Kızların babalarına düşkün olduğu bilinen ve çeşitli çalışmalarla desteklenen bir gerçektir. Uzmanlara göre babalar kız çocuklarının hayatında ilk erkek oldukları için erkek-kadın ilişkileri adına kız çocuklarına ilk izlenimi veren kişilerdir aynı zamanda. Peki kız çocukları için bu kadar önemli olan bir ilişkinin diğer üyesi olan babalar acaba bu durumun gerçekten farkındalar mı ve gerektiği gibi davranabiliyorlar mı? İşte bu yazıda baba-kız ilişkilerini ele alacağız ve sizlere bazı önerilerde bulunacağız.Baba kız ilişkisi üzerine bir kitap…Jane Grandon’ın 1995 yılında “Sevgili Baba: Baba-kız ilişkileri neden bu kadar önemli?”adıyla yayınladığı kitapta babaları 4 gruba ayırıyor.

    Prens babalar: Bu babalar kızları için birer prens, çünkü kızlarına adeta bir prensesmiş gibi davranıyorlar. Nasıl mı? Bu gruptaki babalar kızlarının her istediklerini yapıyorlar, onlarla bol bol vakit geçiriyorlar, onlarla çay partileri yapıp bebekleri ile oynuyorlar, dışarıda bir yere yemek yemeğe gittiklerinde çocuklarının sandalyesini bile geriye çekiyorlar. Grandon’a göre böyle babalara sahip olan kız çocukları büyüdüklerinde babasıyla rahatça konuşabilen, diğer erkeklerle rahatça iletişime geçebilen ve kadın olmaktan mutlu olan bireylere dönüşüyorlar.

    Dost babalar: Bu grupta olan babalar kız çocukları ile olabildiğince çok zaman geçiren, onlarla olmakta keyif alan kişiler. Çocuklarını yeni şeyler denemesi ve öğrenmesi için motive eden, onları destekleyen babalar. Ancak bu gruptaki babalar çocukları ile ilgilenirken ve oyunlar oynarken genelde kendi zevklerini ön planda tutarlar ama çocuklarının seçimlerini de geri plana atmazlar. Grandon’a göre böyle babalara sahip olan kız çocukları büyüdüklerinde babasıyla olumlu ilişkilere sahip olan, babasının kendini her zaman destekleyeceğini düşünen bireyler oluyorlar.

    Patron babalar: Otorite figürü olmayı seven babaların üyesi olduğu grup burası. Sert, biraz belki birazdan daha fazla dediğim dedik, tartışmaya genellikle kapalı babalardan oluşan grup. Sürekli kaygılardan bahseden ve bazı kuralları aşılamaya çalışan babalar da yine bu grup da! Grandon’ a göre bu tip babalara sahip olan kız çocukları babalarının oldukça sert ve kendilerine karşı eleştirel ama kendilerini seven kişiler olduklarını düşünüyorlar.

    Hayalet babalar: bu gruptaki babalar ortada olmayan babalardan oluşuyor. Ne demek bu? Bu babalar, genelde iş gezisinde olan, evde pek bulunmayan ya da vde olup da ya gazetenin arlkasına saklanan ya da televizyonun önüne kilitlenen kişiler. Bu tip babalara sahip olan çocuklar benlik sorunu yaşıyor ve ilişkileri oldukça olumsuz etkileniyor.

  • KIZ ÇOCUKLARI VE BABALARI

    Kız çocuğun babayla kurduğu ilişki beklenti, hayal kırıklığı, hayranlık, reddedilme ve sevgi yüklü bir ilişkidir ve bu ilişki kızın seçimlerini ve hayat bakışını da belirler.
    Bir kızın babasıyla kurduğu ilişki ve içinde bulunduğu etkileşim onun ileriki yıllarda karşı cinsle olan, eşiyle, patronuyla, arkadaşlarıyla ve çalışma arkadaşlarıyla kuracağı ilişkiyi de belirleyecektir. Kız çocuk babayla beraber erkek cinsini ve erkeklerin dünyasını öğrenir. İleride erkeklere dair yapacağı genellemelerin bilgisine babası sayesinde ulaşır.Kız çocukları daha altı aylıkken babalarını sesine ve dokunuşlarına annesinkinden daha farklı tepkide bulunmaktadır. Yani babayı algılamakta ve ayırt etmektedir.
    Baba tıpkı anne gibi çocuğun hem psikosoyal hem psikoseksüel hem de zihinsel gelişiminde rol oynar. Psikoseksüel kurama göre kız çocuklar 3-4 yaş civarı babaya yakın olmak isterler. Buna engel olan kişini anne olduğunu düşünüp anneye kıskançlık beslerler daha sonra anneyle özdeşleşerek bu süreci atlatırlar.
    Eğer baba katı, otoriter ve korku uyandıran bir babaysa; kız utangaç ve çekingen olacaktır.Kendini ifade etmek yerine içine kapanmayı tercih edecektir. Eğer baba sürekli eleştirisel bir tutum içerindeyse ve çocuğuna hata yapma şansını tanımıyorsa çocuğuna zarar vermektedir. Hata yapmasına izin verilmeyen bir çocuk kendi doğrularını bulmakta hayatı boyunca zorluk çekecektir. Kısıtlayıcı babalar çocuğunun zeka gelişimini de kısıtlamaktadır.
    Araştırmalara göre zeka yüksekliğiyle babanın ilgisi arasında artan bir ilişki vardır. Babanın katı olması kadar aşırı yumuşak olması da sorundur. Çünkü özellikle kız çocuklar sınırlara ihtiyaç duyarlar.

    Bunun yanında babasından yeterli ilgi ve sevgiyi göremeyen kızlar, ilişkilerinde, kendilerinden yaşlı ya da daha olgun erkeleri tercih etmektedirler. Babalarından bulamadıkları ilgi ve şefkati böyle aramaktadırlar. Bu bazen yanlış ve sonucu acı seçimlere neden olmaktadır.

    İlgisiz babalar, anneler boşluğu doldurmak için çocuklarıyla koalisyonlara girmektedirler. Özellikle kız çocukla bir nevi suç ortaklığı yapılmaktadır. Bazen de anneler aşırı ilgi göstererek kızın benliğini kazanmasına izin vermezler. Eğer baba, anneyi sürekli aşağılıyorsa kız çocuk bundan olumsuz etkilenir. Sahip olduğu kadın kimliğinden, bilinçaltında utanç duyar. İleriki yaşlarda da bir çok psikosomatik rahatsızlığa sahip olur.Bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şey babanın varken yok olmasıdır. İlgisiz bir babaya, kız da ilgisizleşecektir. İlgili bir baba mükemmel olmaya çalışmaz. Mükemmel olmak yerine; kızını dinler, ona saygı gösterir, onunla berber vakit geçirir, ona olumlu geri bildirimlerde bulunur, yeteneklerini geliştirmesi için onu destekler.Babasıyla iyi ilişkileri olan kız çocuklarını ileride özgüveni yüksek ve kendini rahat ifade edebilen yetişkinler oldukları görülmüştür.

    Babayla olan iyi ilişki, kızın hayata karşı daha pozitif bakmasını sağlamaktadır. Bu kızların liderlik vasıfları da yüksek düzeyde olmaktadır. Ayrıca bu kız çocuklarını ruh sağlıkları da kolay kolay bozulmamaktadır.

     

  • Sağlıklı Baba Modellerinin Çocuk Gelişimine Etkileri

    Baba figürü çocuğun gelişiminde anne rolü kadar önemlidir. Çocuklar temel güven ihtiyaçlarını ebeveyne kurdukları bağ ile sağlarlar. Çocuğun güven duygusunu içselleştirebilmesi için annesi kadar babasına kurduğu bağa da ihtiyacı vardır.Günümüzde pek çok farklı baba modeli gözlemlemekteyiz.İlgili Baba
    1- İlgili bir babanın çocuğunun gelişimine katkıları nelerdir, diğer çocuklarla arasında nasıl farklılıklar görülür?
    Babanın ilgili olduğu ailelerde çocuğun hayatında özdeşleşecek tek bir kişi yerine iki önemli yetişkin bulunmaktadır. Ayrıca eğer baba ilgiliyse çocuğun arkasında hissettiği destek daha sürekli olur.İlgili bir baba figürüne sahip olmak yaşam boyu çocuk için koruyucu bir faktör olacaktır. Güven, değer, aidiyet, sevilme, anlaşılma gibi temel duyguların yerleşmesi bakımından babası da annesi gibi ilgili olan kişiler avantajlıdır.
    3- İlgili babaların çocuklarını etkiledikleri olumlu yönler/olumsuz yönler nelerdir?
    Babanın ilgisi Çocuğun kişilik yapılanmasını etkiler; kendiyle barışı, arkadaşlarıyla uyumlu, okulda başarılı, liderlik özelliği gelişmiş bir kişilik geliştirir.
    Babanın ilgisi çocuğun cinsel gelişimini etkiler; baba kız ve erkek çocğun cinsel gelişimi için önemli bir yere sahiptir, özellikle erkek çocuklarda gözlem, taklit ve özdeşim kurma yolu ile kendi cinsel kimliğini keşfeder. Kız çocuklarda ise baba kimliği karşı cinsi tanıması ve karşı cinse koyacağı tavırlar konusunda ip ucu vermektedir. Ayrıca çocuğun kendine güven duymasını da sağlar.

    Çalışmayan Baba
    1-Çalışmayan bir baba çocuğunun gelişimine nasıl katkıda bulunur, diğer çocuklarla arasında nasıl farklılıklar görülebilir?
    Çalışmayan bir babanın çocuk gelişimine etkisini değerlendirmek için babanın hangi sebeple çalışmadığını değerlendirmek gerekir. Çalışmak isteyip işsiz kaldığı için evde olmak zorunda kalan bir baba büyük ihtimalle ruh halinin kötü olması nedeniyle çocuğunu olumsuz etkileyecektir.

    Ama çalışmamak, babanın kendi tercihi ya da geçici bir süre için yaşanan bir durumsa baba ve çocuk arasında güzel bir bağın ve paylaşımın yaşanması için harika bir fırsat olabilir.Babası çalışmayan çocuk, genel toplumsal norm babanın çalışması yönünde olduğu için bu durumu bir yabancılaşma olarak yaşayabilir. Toplumsal beklentinin dışında kalan bir baba modeline sahip olmak ve özellikle baba da çalışmamanın sıkıntısını yaşıyorsa çocuğu olumsuz etkileyecektir. Özellikle özgüven duygusu geliştirme bakımından bu tip bir çocuğun zorlanması beklenir.

    3-Çalışmayan babaların çocuklarını etkiledikleri olumlu yönler / olumsuz yönler nelerdir?
    Çalışmayan babanın çocukla daha fazla vakit geçirebilme fırsatı bakımından çocuğa pek çok katkısı olacaktır. Ancak babanın çalışmamasının çocuk için olumsuz sonuçları da olabilir. Çocuklar ebeveynle özdeşleşme ve onları rol model alma eğilimindedir. Eğer çocuk babasının çalışmadığını görüyorsa kendisi de okula gitmemek ya da diğer sorumluluklarını yerine getirmemek gibi bir tavır içine girebilir.

     

     
  • BABALARA ÖNERİLER

    • Bebekliğinden itibaren bakımında rol alın 
    • Çocuğunuza varlığınızı hissettirin, onu kucaklayın,
    • Yaşları kaç olursa olsun haftanın en az bir günü iki saat baba- çocuk günü ilan edin ve onunla paylaşın
    • Eğer büyük ise arkadaşları ile tanışın , sohbet ortamları yaratın
    • Onu sevdiğinizi ve saydığınızı gösteren olumlu cümleler kurun ki çocuğunuz da sevgi ve saygısını size açıkça gösterebilsin
    • Çocuğunuzun kişiliğine veya bedenine sözel ya da fiziksel saldırıda asla bulunmayın
    • Çocuğunuzun herhangi bir hatasında onu cezalandırmayın. Sakin, yol gösterici ve çözüm bulucu yaklaşın , hatalarından ders çıkarmasına yardımcı olun
    • Çocuğunuza rol model olduğunuzu unutmayın, onun yanında sigara, alkol gibi maddeler kullanmayın
    • Problemlerinizi bağırıp çağırmadan, çözüm yolları üreterek çözmeye çalışın

  • Çocuklar için babalar birer kahramandır

    Babalar ve oğulları:
    Bir erkek çocuğunun erkekler dünyasını tanıması ve kimliğini bir erkek olarak kurgulayabilmesi için babasına ihtiyacı vardır.
    Parkta anneler “Tırmanırken dikkatli ol!” diye uyarırken babalar, “Tepeye kadar çık!” diye bağırırlar, babalar erkekliği öğretir. Yani anneler korumanın , babalar ise cesaretlendirmenin peşindedirler.
    Oğlu ile yakın ve sağlıklı ilişki içine giren babalar oğullarının hem sağlam karaktere sahip olmalarına yardımcı olurlar hem de ergenlik döneminde bireyselleşmelerine müsaade eder ve onların özgür kişilik gelişimine katkıda bulunurlar

    Babalar ve kızları:
    Kız çocuğunun karşı cinsle kurduğu ilk ilişkisidir babasıyla kurduğu ilişki. Özellikle 3- 4 yaşlarında babalarına duydukları hayranlık giderek artar ve babayı idealize eder. Babasıyla beraber erkeklerin dünyasını öğrenir. İleride erkeklere dair yapacağı genellemelerin bilgisine babası sayesinde ulaşır.
    Bir kızın babasıyla kurduğu ilişki ve içinde bulunduğu etkileşim onun ileriki yıllarda karşı cinsle olan, eşiyle, patronuyla, arkadaşlarıyla ve çalışma arkadaşlarıyla kuracağı ilişkiyi de belirler.

    Babalar kızlarının gözünde daha güçlü ve daha akıllıdırlar. Bu nedenle daha çok saygı uyandırırlar. Eğer baba katı, otoriter ve korku uyandıran bir babaysa; kız utangaç ve çekingen olacaktır. Kendini ifade etmek yerine içine kapanmayı tercih edecektir.

    Eğer baba sevgisini ve ilgisini çocuğuna gösterirse , ulaşılabilir olduğunu ona hissettirirse kız çocuğun erkeklere karşı olumlu imajı gelişir. İleride eşlerine karşı daha ılımlı, anlayışlı, sevgi dolu olurlar