Etiket: ergenlik dönemi

  • ESRAR BAĞIMLILIĞI

     

    Okuldan başım ağrıyor, karnım ağrıyor bahanesi ile sürekli kaçıp gelen 15 yaşındaki oğlunun hasta olabileceğini sanan annesi onu doktora götürmek istediğinde şiddetle karşı çıkıyor ve galiba gribim, uyuyunca geçer diyerek yatıyordu.

     

    Birkaç hafta sonra annesi oğlunun yatak çarşafını değiştirirken yastığının kılıfının içine sokulmuş, sigara benzeri bir şey bulmuştu. Bir yandan anne yaşadığı şoku  atlatmaya çalışırken bunun ne olabileceğini anlamaya çalışıyordu. Dışındaki kağıdı çıkardı, ve içindeki otu koklamaya başladı,  bu bildiği sigaralara benzemiyordu.

     

    Esrar olduğunu anlamıştı , ancak bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Anne ve baba olarak kavga etmeyen, iyi anlaşan bir çiftlerdi, üstelik çocuğunun her türlü ihtiyacı ile ilgileniyorlar, ellerinde avuçlarında ne varsa veriyorlardı. Sırf oğlu ders çalışsın diye evle ilgili hiçbir sorumluluğu vermiyorlar, akşamları ders çalışacağım deyip odasına kapandığında veya dışarı çıkmak yerine bilgisayar başına oturduğunda onu rahatsız bile etmiyorlardı.

     

    Anne oğlunu izlemeye başladı, telefonunu karıştırırken , arkadaşı ile mesajlarının birinde haptan ve ottan konuştuklarını fark etti. Büyük bir hışımla oğlunun üzerine yürürdü, bir kaç gündür yaşadığı endişenin ve sinir  bozukluğunun etkisi ile ona bağırmaya, hakaret etmeye başlamıştı.

     

    Oğlu inkar ediyordu ancak, annesi  telefonundaki mesajları yakaladım diyerek onu yüzleştirdi. Oğlunun bu yakalanmaya tepkisi kötü oldu. Annesinin onu gizlice dinlemesine , eşyalarını karıştırmasına çok kızmıştı ve buna hakkı olmadığını inanıyordu. Karşılıklı bağırıp, küstüler. Oğlu kapıyı çarpıp çıktı, gece ona kadar eve gelmedi.

     

    Anne babaya bir şey söylemekten çekinip, bu durumu ondan saklamaya karar verdi. Ama oğlunun eve geç gelmesi onu daha da endişelendirdi, madde kullanmaya devam edeceği korkusu ile babasına tüm olayları anlattı..

     

    Babası bunları duyunca çılgına dönmüştü, gece kapı çalındı ve oğlu kıpkırmızı gözlerle sanki sarhoş gibi eve geldi, babası bağırarak oğlunun üzerine yürüdü, oğlu da babasına ilk defa karşılık verdi, o da bağırdı. Babası sonunda oğluna vurmaya başladı, anne araya girdi, ortalık sakinleşti ve bu yaşanılanları herkesten gizleyerek bir ay geçirdiler.

     

    Anne ve baba oğullarının evden çıkmasını yasakladılar. Çocuk okuldan eve, evden okula gitmeye başladı. Kimseyle konuşmasına izin vermiyorlardı. Bilgisayarı kaldırdılar, cep telefonunu elinden aldılar.

    Bütün harçlığını da kesmişlerdi. Ancak bir gün okuldan aradılar ve okulda yapıştırıcı koklarken yakalandığını söylediler.

    Bunu üzerine baba, hızla okula gitti, onu zorla hastaneye götürmeye ve yatırmaya karar verdi. Doktorların bir kısmı ayaktan tedavi olabileceğini söyleyerek yatırmadılar, ancak babası başka bir şehirde oğlunu yatıracak hastane buldu. Hastaneden çıkınca kesinlikle düzeleceğine inanıyordu.

    Ancak iki hafta sonra hastaneye dışarıdan madde sokulduğunu ve oğlunun bu maddeyi kullandığını öğrendi. Baba artık uzmanlara da inanmıyordu. Sorunu kendi bildiği yöntemlerle çözmeye karar vermişti.

    Oğlunu okuldan aldı ve bir işe verdi. Çocuk bütün gün işyerinde çalışıyordu. Ona hiç para vermiyordu. Bir gün eve polis geldi. Oğlunun arkadaşlarıyla bir şeyler çalarken yakalandığını karakolda olduğunu söylediler, baba tekrar yıkıldı, her şeyi yaptığına inanıyordu.

    Bu nedenle evde yaşanan büyük kavganın arkasından oğlunu  evlatlıktan reddettiğini söylerek evden ayrılmasını söyledi…

    Gençler alkol, esrar, extasy gibi tuzaklara düşüyor, peki ya toplum?

    Maalesef ki her geçen gün esrar tuzağına düşen genç sayısı ve yaşanılan bu hikayeler artıyor. Ve yine maalesef ki toplumun bütün bireyleri üç maymunu oynuyor. Görmüyor, duymuyor, konuşmuyor.

    Ocak ayı boyunca sizlerle madde kullanan gençleri , ailelerin yaklaşımlarını ve onları bu tuzağa düşmekten nasıl kurtarabiliriz i paylaşacağım.

    Haftaya buluşmak üzere….

  • ANNE- OĞUL İLETİŞİMİNDE NELER YAPILMALI, NELERDEN KAÇINILMALI?

    Oğlunuzun büyümesine izin verin: Türk aile yapısında erkek çocuklara sorumluluk verilmemesi, gelecekteki yaşamlarında da sorunlara yol açıyor. Büyüyebilmesi için en azından kendisi ile ilgili sorumlulukları alabilmesi gerekir.

    Kendinizle kıyaslamayın: Kıyaslamak oğlunuzun kendisini mutsuz ve yetersiz hissetmesine neden olur. Bunun yerine annenin oğlundaki farklılıkları görüp, bu yönleri geliştirmesine yardımcı olması gerekir.

    Arkadaşça yaklaşan anne olun: Genç erkeklere ‘arkadaş’ gibi davranmak yerine, annesi olduğunuzu, daima ona destek vereceğinizi hissettirin. Çünkü onun anneye ihtiyacı var.

    Onlarla inatlaşmaktan kaçının: Ergenlik çağında erkekliklerini ispatlamak amacıyla anneyle çatışmaya girmek, sık görülen bir durumdur. Genç erkekler bu dönemde annelerinin desteğini isterler. Bu dönemde onlarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek inatlaşmalarına yol açar. İnatlaşmak da evden kaçma, okulu bırakma gibi sonuçlar doğurur.

    Yeterli zaman ayırın dinleyin: Çatışmalı ergenlik döneminde oğlunuzla iletişimi bırakmayın. Arkadaşlarını küçümseyip ‘saçını beğenmedim, o çocuk tembel, onunla niye arkadaşlık ediyorsun’ gibi cümleler kurarak yaklaşmayın. Bu tür yaklaşımların çocuğunuzu sizden uzaklaştıracak davranışlar olduğunu unutmayın.

  • Sağlıklı – Demokratik Aile Modeli

    Bir çiçeğe hayat veren , onu besleyen, dalların çıktığı gövdedir . Anne ve baba oluşturur bu sağlam gövdeyi. Gövde ne kadar sağlamsa dallar da çiçekler de sağlam ve sağlıklı olur.
    Yeryüzünde gözle görebildiğimiz kısımdır gövde, dallar ve çiçekler…Ya göremediğimiz kısım? Gövdenin temelinde kökler vardır, yani anne ve babanın gövdesinin sağlığı; köklerinin toprakla kurduğu sağlıklı alışveriş ile olur. Kimi ağaçlar kayalar üzerinde yetişmeye çalışır, bir türlü istediği kadar kök salamaz , hep sert zemine çarpar.Kimi ağaçlar ise gevşek, kayan zeminlerde köklerini tutunduramazlar,beslenip gelişemezler ve ölürler.

    Çocuklarımızı fiziksel sağlığı kadar ruhsal sağlığı da iyi, mutlu, doyumlu, özgüvenli, başarılı yetiştirmek istiyorsak ;
    •Çocuklarınızı koşulsuz, gönülden, karşılıksız sevin ve bunu ona sözlerinizle veya davranışlarınızla sarılarak, hissettirin.
    •Çocuğunuza hoşgörülü yaklaşın, yanlış yapmasına müsaade edin ancak bu yanlışların sorumluluğunu da yüklenmesini öğretin.
    •Zorunlu kısıtlamalar dışında çocuklarını öz¬gür bırakın Amaç, sorumluluk bilinci yanında çocuğun bağımsız bir kişilik geliştirmesine destek vermek olmalıdır.
    •Sizin gibi olmasına zorlamayın, kendisi olabilme hakkını tanıyın.
    •Çocuğun kendisini değil, davranışlarını eleştirin.
    •Eşler arası tartışmalarınızı çocuklarınızın önünde yapmayın.
    •Kesin sınırlamalar yerine çocuğa “söz ve tercih” hakkı veren seçenekler sunun.
    •Evde sıcak bir aile ortamı, birbiri ile konuşan, problemlerini birlikte tespit eden, işbirliği içinde çözüm yolları arayan bir aile ortamı yaratın.
    Bu Aile modelinde Yetişmenin Çocuk Üzerindeki Etkisi
    Özgüven sahibi bireyler yetişir.Böylece kendini rahat ve kolayca ifade edebilen kişilik ve davranışları açısından dengeli, sorumluluk duyguları gelişmiş, hoşgörülü ve mutlu bireyler olurlar.
    Çocuğun farklı hobilere yönelmesi daha sık görülür.Çocukta asilik ve kavgacılık görülmez.Yanlışlarından ders çıkarabilir, başına benzer bir sorun geldiğinde önlemelerini alır veya o anda neler yapabileceğini öğrenir.

    Kendini iyi tanır, ne istediğini bilir.Karar vermeye ve kendi başına işler yapmaya alışan çocuk, ilerde rahatlıkla kendi adına kararlar alır,sorumluluklarının bilincindedir.
    Kurallara ve otoriteye saygı gösterir.Yaratıcı ve aktif olurlar.
    Kendi haklarını savunurken başkalarının haklarına da saygı duyar.

  • Ergenlik Dönemindeki Kız Çocuklar

    Neden ergenlik diye bir şey var? 13 yaşındayım ve ergenlik hakkında pek bir şey bilmiyorum, annem de anlatmadı. Bir çok şeyi okulda arkadaşlarımdan öğrenmek zorunda kaldım. Adet olmayı, farklı duygular hissetmeyi onlardan örendim. İlk adet olduğumda kendimi büyümüş gibi hissedeceğimi zannetmiştim. Oysa ki öyle olmadı. Hala çocuk gibi hissediyorum.Neden duygularım bedenim gibi büyümüyor? Çok karmaşık. Düşüncelerim esip geçiyor, duygularım çabuk değişiyor, bazen çok mutsuz oluyorum, bazen de yerimde duramıyorum. Çabuk sinirleniyorum.
    Odamı toplamak istemiyorum, banyo yapmam gerektiğini bile annem hatırlatıyor, ama girince de çıkmak istemiyorum. Neden böyle kötü kokuyorum bilmiyorum.

    Ablamla çok kavga ediyoruz, ben onunla vakit geçirmek istiyorum. O beni yanında istemiyor

    Sınıfta bazı kızlar erkeklerden hoşlanıyor , bu doğru mu bilmiyorum.Aileme söyleyebilir miyim? Bu yaşta sevgililik doğru mu?

    Büyümek istemiyorum çünkü korkuyorum. Tuhaf geliyor, üstlenmek gereken sorumluluklar var. Gelecek kaygısı, sınav, iş , evlilik, çocuk….

    KIZLARIYLA ANNELERİ KONUŞMALI

    İşte bu ve benzeri bir çok soru dolaşıp duruyor ergenlik dönemindeki kız çocuklarının kafasında . Hem bedensel, hem de duygusal ve cinsel gelişimlerini arkadaşlardan öğrenmek yerine annelerinden öğrenmeleri gerekiyor ki yanlış şeyler öğrenmesinler.

    Kızlarınıza ergenlik dönemini şöyle anlatabilirsiniz;
    • 11 yaşından itibaren östrojen gibi bazı üreme hormonlarının etkisi ile yumurtalıklarında yumurta gelişmeye başlıyor. Gelişen yumurtalarından yapılan hormonların etkisi ile rahminde meydana gelen değişiklikler adet kanamasına yol açıyor.
    • Başlangıçta düzensiz ama birkaç ay içerisinde düzenli olarak adet kanamaların olacak, bu korkulacak bir şey değildir. Senin sağlıklı geliştiğinin bir göstergesidir.( Halka arasında kız çocuklarının adet kanama dönemlerine KİRLENME adı verilir ki biz bu tanımı doğru bulmuyoruz. Çünkü kız çocuğun bilinç altında “ben kötü, pis , kirli bir çocuk oldum “ imajı kalıyor )
    • Kadın bağı adında satılan pedlerini bu dönemde yanında taşımalı, tuvaletlere atmamalı, kapalı bir şekilde tuvaletin çöp kutusuna atmalısın.Bu dönemde istediğin kadar banyo yapabilirsin.
    • Yine salgılanan hormonlarının etkisi ile tüylenmelerinin olması, terinin kokması normaldır. Bu nedenle kişisel bakımına dikkat etmelisin.
    • Bedensel büyümenin hızına duygusal olgunlaşman yetişemez , bu nedenle çocuksu davranışların, sakarlıkların normal ( ergenlik döneminde bedensel gelişim hızlı gelişirken nörolojik gelişim daha yavaş olduğundan özellikle kız çocuklarının basit işlerde bile sakarlık göstermeleri normaldir)
    • Karşı cinse karşı ilgi ve merak duyabilirsin. Ancak erkekleri tanımak için önce arkadaşlık seviyesinde kalmalısın. Bir yetişkin gibi davranmak ve yaşından önce paylaşımda bulunmak için acele etmemelisin .
    • Cinsellik bir kadınla erkek arasındaki sadece fiziksel bir ilişki değil, duygusal bir ilişkidir. Hem fiziksel hem de duygusal olarak olgunlaşmadan yaşanan cinsel yakınlaşma ya da cinsel ilişki fiziksel , duygusal, sosyal açıdan sana zarar verir.
    • Hiç kimse seni istemediğin bir davranışa zorlayamaz, “HAYIR “ diyebilmelisin.
    • Arkadaşlarınla zaman geçirmek istemen doğal , ancak hem okul hem sosyal hayat için planlı yaşamalısın.
    • Problemlerini açıkça bizimle konuşabilirisin. Her ne olursa olsun biz senin arkandayız , seni seviyor ve sana güveniyoruz.
    11081311_907581175958935_243492228171389598_n

  • Ergenlik Dönemindeki Erkek Çocuklar

    Ergenlik döneminde gencin bedeni hızla büyürken, ruhsal olgunlaşma daha yavaş geliştiğinden bu duruma uyum sağlarken davranışlarında tutarsızlık, duygularında değişiklik görülür.

    Hormonlardaki değişim cinsel dürtülerde artış, cinsel organlarda büyüme ile bunalan genç kendisi için yabancı olan bu duruma uyum sağlamakta zorlanır. Bir yandan büyümek için sabırsızlanırken bir yandan da çocuk gibi davranır.
    Özellikle bu dönemde değişen cinsel organlarını merak etmesi ve cinsel dürtüleri ile nasıl baş edeceğini bilememesi pek çok yanlış davranış geliştirmesine neden olur.

    Bu nedenle çocuklarınızla yaşlarına uygun , yargılamadan, suçlamadan, sakin ve doğru cinsel bilgi vermelisiniz.

    CİNSEL BİLGİYİ AİLE VERMELİ

    “ Oğlum 15 yaşında , bir arkadaşı ile evde müzik dinliyorlardı, aniden odalarına girdiğimde birbirlerinin cinsel organlarını ellerken gördüm, çılgına döndüm, hemen arkadaşını evden kovdum ve oğluma tokat attım. Sanırım benim oğlum bir homoseksüel ne yapacağımı şaşırdım doktor hanım” Ergenlik döneminde cinsel kimlik arayışı içinde olan gençler kendi cinsiyetindekilerden de hoşlanıp hoşlanamadıklarını merak ederler, hatta bazen deneyimleyerek öğrenmek isterler. Onların henüz olgunlaşmadığını düşünecek olursak bu tür kafa karışıklıkları yaşamaları normaldir. Sakin davranmalı, ergenlik dönemindeki cinsel gelişim hakkında doğru bilgilendirilmelidir.
    • Bu dönemde değişen hormonlarına bağlı, nasıl fiziksel değişimleri yaşanıyorsa ( boy uzaması, tüylenmede artış, ses kalınlaşması gibi ) testislerinde ve penisinde de büyümenin normal olduğunu, meni üretimi olduğunu ve gencin mastürbasyon yapma yolu ile bu meninin dışarı atılmasının normal olduğu anlatılmalıdır.
    • Mastürbasyonun kötü bir şey olmadığını ya da günah olmadığını söylemeli ancak kişinin bedeninin özel olduğunu ve bu nedenle başkalarının yanında yapılmaması gerektiğini anlatmalısınız.
    • Bu dönemde geceleri cinsel içerikli rüyalar görebileceğini, sabahları sertleşmiş bir penis ile uyanabileceğini, hatta külotlarının meni ile ıslanabileceğini , böyle durumda korkmaması gerektiğini , meninin pis olmadığını ancak yine de duş alması gerektiğini anlatmalsıınız.
    • Ergenlik döneminde oğlunuz banyoda daha uzun kalmak isteyecektir, onu bu konuda sürekli uyarmamalı, rahat bırakmalısınız. Mümkünse ayrı bir odası olmasını sağlamalısınız.
    • Cinsel olarak uyarıldığında, mastürbasyon ihtiyacı duyduğunda bunu kendi evinde , kendi odasında kimse yokken yapması gerektiğini, bunun özel bir şey olduğunu ve özel şeylerin yalnız yaşanacağını söylemelisiniz.
    • Asla kız ya da erkek kardeş, yakın akraba çocukları ya da başka çocukları bu dürtüsüne alet etmemesi gerektiğini, bunun karşısındaki çocuğa hem fiziksel hem de ruhsal büyük zarar vereceğini ,
    • 18 yaşından önce bir kadınla cinsel birliktelik deneyiminin doğru olmadığını , çünkü biyolojik gelişimin yeterli olmayıp ruhsal ve sosyal açıdan da yeterli olunması gerektiğini,
    • Evlilik hayalleri ile hazır olmadan girilen cinsel ilişkinin sosyal sorunları da beraberinde getirmesinin yanı sıra kendisinde de çok ciddi ruhsal sorunlar yaratabileceğini anlatmalısınız.
    • Cinsel yolla bulaşan ( AIDS, Hepatit B, Sifiliz,Herpes, gibi ) hastalıklar, istenmeyen gebelikler ve sonucunda yaşanabilecek sıkıntılar, korunma yollarıyla ilgili bilgileri de başkalarından değil, sizden öğrenmeliler.

    10636169_907580805958972_7034834475724206711_n

  • ERGENLİKTE BEDEN DEĞİŞİKLİKLERİ

    Beden ölçülerinin değişmesi:
    1. Boy uzamasının en fazla olduğu dönemdir.

    2. Ağırlık artışının olduğu, şişmanlık dönemidir. Kalça, bacak, karın, boyun ve yanaklar yağ toplanır. Erinlik sonunda boy uzadıkça ve cinsel olgunluk tamamlandıkça şişmanlık kaybolur. Hormonların düzene girmemiş olmasından dolayı , iştah artar ve düzensiz yeme başlar.

    3. Beden oranlarındaki değişiklikler: olur. Bedenin bütün bölümlerinde büyüme hızı aynı olmadığından oransız bir görüntü ortaya çıkar. Burun,eller, ayaklar, kollar ve bacaklar öncelikle büyürler. Orantısız büyüme sakarlıkları da beraberinde getirir.

    4. Ek cinsiyet özellikleri: Her iki cinste de ter bezlerinin büyümesi ile terleme artışı bütün vücutta olmakla birlikte özellikle koltuk altında ve kasıklarda artar. Derideki yağ bezlerinin fazla çalışmasıyla cilt altında yağ birikimi olur ve özellikle yüzde sivilceler oluşur. Ses telleri değişime uğrayarak özellikle erkeklerde akortsuz bir ses oluşur. Koltuk altı ve genital bölgelerde kıllanma başlar.

    5. Esas cinsiyet özellikleri:
    Erkeklerde testosteron hormonunun salgılanmasıyla penis ve testisler büyür ve testisler olgunlaşır. Sperm üretimi başlar. Erkek üreme organları gerekli olgunluğa ulaştıktan sonra gece boşalmaları (ıslak rüyalar) başlar. Cinsel rüyalar, sıkı giysiler, çok örtünmek , kabızlık, idrar torbasındaki fazlalık nedeni ile olur. Ebeveyn tarafından çocuk bu konuda bilgilendirilerek suçluluk duygusu ve panik engellenmelidir.
    Kızlarda ise Overler salgıladığı hormonlarla (östrojen) vajina, rahim ve yumurtalık olgunlaşır. Adetleri başlatır ve ek cinsiyet özelliklerini düzenler. İlk ay halinden sonra bir yıl hatta bazen daha uzun bir süre düzensizlikler görülebilir. Erken olgunluğa girenlerde bu dönem uzunca olursa da, geç olgunlaşanlarda oldukça kısadır. İlk ay hallerinde baş ağrıları, sırt ağrıları, kramplar, karın ağrıları, vb. bedensel şikayetler görülebilir. Bunların etkisiyle kızlar yorgun, huzursuz, sinirli, psikolojik bir çöküntü içinde olabilirler. Ay halleri normale girdikçe bu sorunlar da kaybolur.

    Ergenliğin Son Döneminde (17-21 yaş)
    Ergenliğin son döneminde büyüme atılımı yavaş yavaş durur. Bu gelişim ergene kas hareketleri ve çalışmaları arasında ahenklilik sağlar. Ağırlık vücuda orantılı bir biçimde dağıldığından vücut oranları yuvarlaklaşır. Beden bölümlerindeki orantısızlıklar kaybolup normal oran oluşmuştur. Cilt, kötü beslenme alışkanlığı yoksa düzelmiş, sivilceler kaybolmuştur. Yüzde, vücutta ve baştaki kıllar ve saçlar gelişmelerini tamamlayıp en olgun duruma gelmişlerdir. İç organlardaki büyüme yetişkinliğin başına kadar sürer . Karşı cinse olan ilgi yoğunlaşır. Duygusal ve kişilik gelişimi devam eder. Fiziksel güçte erkek-kız farkı bu dönemde en belirgin hale ulaşmıştır.

  • Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri ve Tutumları

    Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri ve Tutumları nasıl olmalıdır? Dr. Obengül EJDER yanıtlıyor…

    Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri Ve Tutumları

  • Ergenlik Dönemi Ne Zaman ve Nasıl Başlar?

    Ergenlik Dönemi Ne Zaman ve Nasıl Başlar? Dr. Obengül EJDER yanıtlıyor…

     

    Ergenlik Dönemi Ne Zaman Ve Nasıl Başlar?

  • Ergenlik Dönemi Nedir?

    Ergenlik dönemi nedir? Ne zaman başlar, neler yaşanıyor? Dr. Obengül EJDER açıklıyor…

     

    Ergenlik Dönemi Nedir?