Etiket: adana çocuk psikologu

  • ZİHİN PROGRAMI 3

    SMART FOCUS

    SMART® Focus çocuğunuzun odaklanarak daha çabuk ve doğru düşünmesini sağlar. NASA ve Amerikan Hava Kuvvetleri tarafında kullanılan state of the art neuro feedback teknolojisi ile donatılmış program sayesinde, bilişsel ve dikkat becerileri en üst performansı sergileyecek kadar gelişir.
    • Dikkat ve konsantrasyonda
    • Bir görevi sonuna kadar getirebilmede
    • İşlemsel hafızada
    • Uzun süre odaklanmasında
    • Dürtülerini kontrol etmesinde
    • Aşırı hareketliliğin normale dönmesinde gelişme gösterir.
    Profesyonel atletler, müzisyenler ve oyuncular parlak başarılarını egzersiz yaparken uzun süre odaklanabilmelerine borçludur. Bu profesyoneller gibi çocuğunuzda beyin fonksiyonlarını geliştirerek ve güçlendirerek farklı alıştırmalar arasında dikkatini koruyarak maksimum performansa ulaşır. Smart Focus programı kişiye özel olarak düzenlenir ve programın sonunda mutlak başarı hedeflenir.
    Araştırmalarımız ve tecrübelerimiz, çocuğunuzun 8 haftalık programda gözle görülebilir şekilde bir gelişim gösterdiğini kaydetmiştir. Bugün kayıt olun ve akademik başarıya ulaşmak için bir gün daha kazanın.

    SMART® Focus programı 2 eğlenceli bölümden oluşur:
    1.Bölüm (10-15 dakika)
    Çocuğunuz özel hareketler gerektiren bazı alıştırmalar yapar. Bunun sayesinde bedensel ve zihinsel olarak odaklanmaya daha hazır hale gelir. İlk bölümün başarılı ile geçilmesi 2. bölümde optimum başarıyı sağlamak için gereklidir.
    2.Bölüm (45-50 dakika)
    1.bölümden sonra çocuğunuz 5 adet dikkat oyunundan oluşan aşamaya geçer. Bu oyunlarda tamamen akıl gücünü kullanarak oyunları bitirmesi istenir. Her oyunda farklı bir odaklanma amacı (dikkat dağıtıcıların üstesinden gelme, zihinsel dayanıklılık ve dikkati sürdürme) vardır.
    SMART®Focus programı video ekranları, sensörlü ileri teknoloji başlıklar kullanır. Bu özel sensorlü monitörler çocuğunuzun beyin dalgalarını ölçer ve sadece aklını ve bilişsel gücünü kullanarak ekranda gördüğü imgeleri kontrol etmesini sağlar.

  • ZİHİNSEL CHECK -UP İLE ÇOCUĞUNUZUN YETENEKLERİNİ KEŞFEDEBİLİRSİNİZ!

    Öncelikle çocuğunuzu iyi tanımanızla mümkün. Eğer , güçlü ve zayıf yönlerini keşfedebilirseniz , zayıf yönlerini daha da güçlendirmesini , güçlü yönlerinin ise desteklenerek , sürdürebilir kılınmasını ve sahip olduğu yetenekle fark yaratmasını sağlayabilirsiniz . 
    Bunu nasıl yapıyoruz? 4-18 yaş arası çocukların zihinlerinin 5 temel beceri ( Görsel, İşitsel, Psikomotor, Dikkat ve Hafıza, Sosyal ve Duygusal beceriler ) üzerinde 26 farklı alanda bir nevi ZİHİNSEL CHECK-UP diyebileceğimiz bilimsel testlerle ölçüyoruz;

    ZİHİN SPORU İLE ÇOCUKLARIN BECERİLERİ GELİŞEBİLİR

    Farklı teknikler ile yaklaşık 2,5 saat süren bu testin sonucunda da çocuğun hangi becerisi zayıfsa o bölüm öncelikli olmak üzere bütünsel bir eğitim programına alınıyor. Böylece;

    • Görsel becerileri gelişen çocuklarda, Perspektif, parça-bütün ve şekil – zaman algısı, ayrıntıları fark edebilme, görsel hafıza, görsel bilgileri daha hızlı algılama, el- göz koordinasyonu becerilerinin artmasını
    • İşitsel becerileri gelişen çocuklarda ; duyduklarını daha rahat anlama, işitsel farkındalık ve algı becerisi, işitsel hafıza ve dil becerilerinin artmasını,
    • Psiko motor becerileri gelişen çocuklarda ; Dikkat, Kuvvet, Denge, Tepki Hızı, Zihinsel esneklik, spor ve sanat becerileri, El kasları, Yazma becerileri, Vücut zihin koordinasyonun gelişmesini,
    • Dikkat ve hafıza becerileri gelişen çocuklarda; kolay odaklanabilme, uzun süreli yoğunlaşabilme, önemli ayrıntıları fark edebilme, benzer bilgileri eşleştirebilme, kısa sürede doğru cevaba ulaşabilme ve böylece ödevlerini veya sınavlarını zamanında ve başarılı yapabilme becerisinin gelişmesini,
    • Sosyal ve duygusal becerileri gelişen çocuklarda : İletişim, Etkileşim, Empati, Yardımseverlik, özdenetim, İşbirliği, Girişkenlik, Grup çalışmalarına katılma ve başarılı olma, Paylaşımcılık, Organize etme becerilerinin gelişmesini hedefliyoruz.

  • ÇOCUĞUNUZ DERS ÇALIŞMA SORUMLULUĞUNU ALABİLİYOR MU?

    En büyük hayalim üniversiteyi İstanbul’ da okumaktı. Sonunda hayal ettiğim üniversitenin mühendislik fakültesini kazandım. Uygun bir yurt bulamadık, ev kiraladık. Başlangıçta çok heyecanlıydım, ilk haftalar okula gitmek çok güzeldi. Ancak dersler yoğunlaştıkça sabahları kalkmakta zorlanıyordum, ilk birkaç saat dersi kaçırıyordum, bu sefer “ aman nasılsa ilk dersler kaçtı, okula gitmeyeyim bu gün “ diyerek derslere girmemeye başladım. Derste not tutmak çok zor geliyordu, not tutanlardan fotokopi çektirir çalışırım dedim, onu da başaramadım çünkü başkasının notunu okumak zor geliyordu.
    Ders kitaplarından çalışmak çok zordu, biz test çocuğuyuz, yaprak testlerle kısa kısa soruları okumak ve çözmek kolaydı. Ancak kitabın bir bölümünü okuyup onu yorumlamak çok zordu. Üstelik ben kendi başıma ders çalışmaya alışık değilim ki!
    Önceleri ders ablası vardı, ilkokul birinci sınıftan beri eve gelir, okul çıkışı onunla birlikte ödevlerimizi yapardık. Annemin yaptığı pasta ve börekleri yerken ödev yapmak kolay ve zevkliydi. 4. Sınıfta matematik, Fen ve Türkçeden özel ders hocalarım eve gelirdi. Ortaokulda SBS sınavları vardı ve 3 yıl boyunca özel bir etüt merkezine gittim. Orada hem ödevlerimizi yapar, hem de ekstra test çözerdik. Böylece evde çalışmamı gerektirecek bir durum olmazdı. Lise boyunca her dersten özel ders aldım, hatta matematik dersi için iki ayrı hoca eve gelirdi. Kıymetini bilememişim vallahi, şimdi tek başıma kaldım, ne derste not tutabiliyorum, ne ders çalışabiliyorum, ne de proje ödevlerini tek başıma yapabiliyorum. Galiba mühendislik fakültesi bana göre değil, bu okulu bırakmalıyım.

    Çocuklarınıza Sorumluluklarını Üstlenmelerine Fırsat Verin

    Bu örnekte olduğu gibi tıp fakültesi, hukuk fakültesi ya da daha başka bir çok farklı bölümü kazanan gençlerin de yaşadığı problemler benzer ne yazık ki.
    Eminim anne ve babalar iyi bir şeyler yapalım, aman çocuğumuz meslek sahibi olsun derken, onlara bu kadar zarar verebileceklerini düşünmemişlerdir. Oysa ki gerçek hayatta başarı ve mutluluk sorumluluklarımızı yerine getirdikçe katlanarak artacaktır.

    Önerilerim:
    • Çocuklarınız ilkokuldan itibaren sabah saati kurup kendileri kalkmalılar
    • Kendi çantalarını kendileri hazırlamalılar
    • Ödevlerini kendileri yapmalılar ( Öğretmenler çocukların yapabileceği ödevleri vermeli, velinin yapacağı ödevleri değil )
    • Ödevlerini yapmadıklarında okulda öğretmenleriyle bu sorunu çözmeliler
    • Anlamadıkları konuyu ya da çözemedikleri soruyu korkmadan size veya öğretmenine sorabilmeliler.
    • Odalarının düzeninden, evdeki kırtasiye ihtiyaç listelerinden kendileri sorumlu olmalılar

  • Çocukluk Çağında Depresyon

    TRT Çukurova’nın konuğu Dr. Obengül EJDER Çocukluk Çağında Depresyon hakkında bilgilendirmesi.

  • YUTULAN KİMLİKLER veya “HER ŞEY SENİN İYİLİĞİN İÇİN “ YALANI

    Son zamanlarda gerginim ve mutsuzum. Geceleri uyumakta zorluk çekiyorum, birkaç kadeh bir şeyler içersem biraz gevşiyorum, sonra bir koltukta uyuya kalıyorum. İki kızım da akşamları onlarla ilgilenmediğimi söylüyor. Son zamanlarda annemler yüzünden eşimle çok sık tartışıyoruz. Sanırım artık kendime zarar veriyorum.

    Üniversiteyi kazandığımda annem benimle birlikte Eskişehir’e geldi, ev tuttuk ve dört yıl birlikte okuduk.Bir gün evlenmek istediğimi söyledim. Anında babam kız arkadaşımın memleketi olan Rize’ ye gitti ve bütün ailesini araştırdı. Maddi durumları pek iyi değildi, annem “ ele güne rezil oluruz, gelinin kimlerden ? ” diye sorarlarsa ne diyeceğim diyerek bütün evlilik sürecimi burnumdan getirdi.
    Sonunda baktılar ki kararlıyım, onlarla birlikte yaşamam şartı ile kabul ettiler. Oturdukları siteden bir ev ve araba aldılar. Babamın iş yerinde çalışmaya başladım. Ancak ne yaparsam yapayım babam bir türlü beğenmiyordu. Tam on sene gecemi gündüzüme kattım, sırf onu mutlu etmek, takdirini kazanmak için çalıştım. Son beş yıldır şirketin karı üçe katlandı, ama babamın gözünde hep başarısız bir çocuk olarak kaldım.
    Çocuklarımız doğdu, bu sefer de anne- babalığımızı beğenmediler. Çocuklarımızın bütün eğitimini üstlendiler. Ne zaman itiraz edecek olsam babamın büyüklüğü karşısında eziliyor, kekeliyor, neredeyse 3 yaşında çocuk gibi korkuyorum. Bir keresinde anneme bahsedecek oldum, babama söylemiş, çok aşağılayıcı bir ses tonuyla “ Benim evimde, benim paramla yaşıyorsun, madem beğenmiyorsun her şeyin anahtarını bırak ve git, bir daha da bana baba deme “ diyerek bağırdı.
    Ne zaman benim de büyüdüğümü, bir yetişkin olduğumu kabul edecekler? Beni bir kukla gibi oynatmaktan ne zaman vazgeçecekler?

    “Her şey senin iyiliğin için..” yalanını söyleyen ebeveynler;
    · Kendi tatminsizlikleri ve terk edilme korkuları yüzünden , çocuklarının kontrol iplerini hep ellerinde tutmak isterler.
    · Kontrolü elinde tutmak için de “her şey senin iyiliğin için…” yalanını söylerler.
    · Bir yandan mali desteklerini zalim ve yıkıcı bir şekilde kullanırken , bir yandan da kendilerini cömert ve yüce göstermeye çalışırlar.
    · Çocuklarına vazgeçemeyecekleri imkanlar sunarak kendilerine bağımlı hale getirirler.
    · Çocuklarının büyüdüklerini kabul etmez, onlar anne baba olsalar bile yetersizliklerini yüzlerine vururlar
    · Duygusal davranarak, çocuklarında suçluluk duygusu yaratırlar.
    · Genellikle kardeşlerden birisini kurban seçerler ve kardeşleri birbirleri ile kıyaslarlar.
    · Bu durum, sürekli eleştiriye maruz kalan kardeşin, diğer kardeşi kıskanmasına ve ilerde aralarındaki kardeşlik bağlarının zayıflamasına sebep olur
    · Sağlıklı aile yapısında ergenlik döneminin sonunda gerçekleşmesi gereken bu bireyselleşip yetişkin olma süreci, kontrolcü anne babaların çocuklarında bir türlü gerçekleşemez
    · Sonunda ; mutsuz, çaresiz, içe kapanık ve suçlayıcı çocuk yetişkinler olarak kalırlar.
    Not: Etik ilkeler gereği gerçek danışan öyküleri değiştirilmiştir.

     

  • Sosyal Ve Duygusal Gelişimi okula başlamaya uygun olan çocuklar

    • Ana-babaya aşırı bağımlı değildirler
    • Okula istekli gelirler
    • Arkadaşları ile yaşadıkları sorunlarla baş edebilirler
    • Empati kurabilirler
    • Yaşıtları ile pozitif ilişki içerisindedirler
    • Sorumluluk alabilirler
    • Kendilerini uygun bir biçimde koruyabilirler
    • Kızgınlık, üzüntü gibi duygularını diğerlerine zarar vermeden ifade edebilirler
    • Sınıf içi tartışmalara katılabilir, fikirlerini aktarabilirler
    • Okuldaki kuralların ve sınırların farkındadırlar ve uyum gösterirler.

    Ailelere Öneriler:
    • Çocuğunuzu iyi tanıyın, güçlü ve zayıf yönlerini objektif olarak değerlendirmeye çalışın.
    • Beklentilerinizi çocuğunuzun özelliklerine göre belirleyin. Unutmayın, çocuğunuzdan yapabileceğinden fazla veya az şey beklerseniz, onun hayal kırıklığı yaşayarak kendine olan güvenini kaybetmesine sebep olabilirsiniz.
    • İyi yapabildiği şeyler konusunda ödüllendirin, yapamadığını fark ettiğiniz şeylerde yol gösterin, nasıl yapabileceğine birlikte karar verin, destek olun, yeniden denemesi için teşvik edin.
    • Yaşına uygun sorumluluklar verin ve takip edin
    • Sorumluluğunu yerine getirmezse beklentinizi açık bir şekilde konuşun ve sonuçlarını üstlenmesini sağlayın
    • Duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesi için destekleyin, öncelikle kendi duygularınızı açıkça ifade ederek onlara örnek olun.

     

     
  • Çocuklarımızı severken…

    Çocuklarımızı sevmek demek, onları dizimizin dibinden hiç ayırmamak demek değildir, her istediklerini anında gerçekleştirmek için maddi imkanlarımızı sonuna kadar zorlamak demek değildir.
    Ağlıyor diye okul bahçesinde nöbet tutmamalı, ona “ korkma ben buradayım, yanındayım” diyerek aslında okulda korkulması gereken bir şeyler var demek ki mesajını vermemelisiniz.
    Bakın bir annenin çocuğuna yazdığı şiirin şu dizeleri neredeyse her şeyi anlatıyor;
    “ Seni o kadar çok sevdim ki, kucağımdan indirdim yürüyebilesin diye…”
    Çocuklarınıza sevgi gösterirken , sınırları da iyi çizmeli, kendi başına yapabilecekleri şeyler için onları cesaretlendirmeli ve fırsat vermelisiniz. Hayatta kendi ayakları üzerinde durabilmeleri , mutlu, başarılı, doyumlu , çözüm üretebilen bireyler olarak yetişebilmeleri onları sosyal ve duygusal olarak ne kadar destekleyebildiğinizle ilintilidir aslında…

  • Çocuklarda Yalan Söyleme

    3-5 yaş arasındaki çocukların hayal güçleri çok zengindir. Kendi kendilerine hikayeler uydururlar, masallar anlatırlar. Anlattıkları şeylere kendileri de inanırlar.

    Hatta bazı çocukların hayalî arkadaşları bile vardır. Onunla sohbet ederler, oyun oynarlar. Danışmanlık yaptığım bir okulda 6 yaşındaki bir kız çocuk, avucunda hastalanan hayali arkadaşını getirmişti. “ Ateşi var , onu muayene eder misin , ilaç verir misin ? “ demişti . Ben de muayenesini yapmış hayali olarak ilacını vermiştim.

    Genellikle çocuklar kendilerini yalnız hissettikleri zaman hayali arkadaş edinirler

    • Çocuğun izlediği bir çizgi filmden veya dinlediği bir hikayeden etkilenmesi
    • Kardeşi olmayan tek çocuklar veya evde kardeşler arası büyük yaş farkı olması
    • Anne – baba arası yoğun çatışmaların yaşanması,
    • Boşanma sonucu ebeveynlerin kendi sorunlarına odaklanıp çocukla yeterince ilgilenmemesi
    • Anne ya da babanın ölümü

    Anne babalar bu durumu tam doğru değerlendiremezse, çocuğun yalan söylediğini sanarak paniğe kapılabilirler. Oysa ki anne baba çocuğun hayal gücüyle yalanı birbirinden ayırmalıdır.

     

     
  • Çocuklarda Alt Islatma Problemi Nasıl Tedavi Edilir?

    Gece işeme sorunu olan bir çocuğun 5 yaşından önce “tedavi” edilmesi düşünülmemelidir.
    Tedavi planlanan bir çocukta bu problemin gerçek sebebinin doğumsal bir yapı bozukluğu olmadığından emin olmak gerekir.

    Genellikle bir idrar tahlili ve ultrasonografik inceleme ile idrar iltihabı ve böbrek-idrar torbası yapılarında anatomik bozukluk olmadığı tespit edilmelidir.

    Altta psikolojik bir etken var ise vakit kaybetmeden bu problemin çözüm yollarına odaklanılmalıdır. Direk çocuğa yönelik çeşitli davranışsal çalışmalar yapılabileceği gibi, dolaylı yoldan da anne ile çalışılarak, psiko-pedagojik açıdan eğitilmesi ve yönlendirilmesi, temelde yatan asıl sorunun tespit edilmesi ve aile ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi ile çözümlenebilir.

    Tedavi yöntemleri;

    -Çocuğun tedaviye hazırlanması
    -Alışkanlıkların gözden geçirilmesi
    -Çiş yapma çizelgesi
    -Alarm sistemleri
    -Ödüllendirme
    -İlaç tedavileri

  • Çocuklarda alt ıslatma problemi

    Genellikle çocuklar mesane kontrolü gerçekleştirinceye kadar yani ortalama olarak 2-3 yaşlarına kadar altlarını ıslatırlar . Gündüz mesane kontrolü 2 yaş dolaylarında, gece kontrolü ise 3,5 – 4,5 yaşları arasında kazanılır. 4 yaşından sonra alt ıslatmanın hala devam etmesi ”enuresis” yani alt ıslatma adını alır. Ortalama 4,5 yaş çocuklarının tümünün %15 kadarı altını ıslatır yani enuretiktir.
    Çocuklarda alt ıslatmaların yaklaşık %80 i gece (enuresis nocturna) %5 i gündüz (enuresis diurna) görülmektedir.

    Enuresis 2 biçimde görülebilir.

    1. Birincil (primer) enuresis : Sinir – kas kontrolünün geliştirilmesindeki gecikmeden kaynaklanabilir ve doğumdan başlayarak süre gelen bir durumdur.

    2. İkincil (seconder) enuresis: Tuvalet kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme söz konusudur.

    Bazen çocuğun annesine veya babasına olan öfkesinin sembolik bir ifadesi olarak da karşımıza çıkmaktadır.Aşırı sevgi ve hoşgörü, yetersiz ilgi, kıskançlık gibi nedenlerden kaynaklanan bu gerileme (regression) davranışı,tırnak yeme, parmak emme gibi bir takım başka gerileme davranışlarıyla,bebeksi hareketleri ya da konuşmaları da beraberinde getirilebilmektedir.

    Sebepleri Nelerdir?
    Genetik faktörler
    -İdrar torbasının yeterince büyümemiş olması
    -Böbrek veya şeker hastalığı
    -Zorlu yaşam olayları(kardeş doğumu, okula başlama, taşınma, anne babanın boşanması) gibi psikolojik sebepler