Sosyal medya yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Son 2 yıldır çiftlerin birbirlerinden en çok şikayet ettikleri konuların başında geliyor “ eve gelir gelmez elinde telefonu, saatlerce facebookta, instagramda sörf yapıyor” diyerek söylenen çiftlerin sayısı giderek artıyor.
Bir erkek danışanım 12 yıllık eşini artık tanıyamadığını akıllı telefon aldı alalı evde yemek bile yapmak istemediğini, sürekli mesajlaştığını ve başkalarının hayatlarını merak ederek, sürekli takip ettiğinden şikayetçiydi.
Tabi evde anne babalar böyle oldukça çocukları da aynı derecede hatta daha fazla sosyal medya ile vakit geçirmeye başlıyor. Hiç tanımadığı kişilerle tanışma tehlikesi olduğu gibi, sırf arkadaşı diye çok fazla güven duyarak pek çok iletişim kazası yaşanabiliyor.
Örneğin; 15 yaşındaki bir gencin sosyal medya hesabı çalınmış ve onun adına başkalarının olduğu cinsel içerikli videolar paylaşılıp açık adresi ve telefonu paylaşılmıştı. Genç kız bu yaşanılanlardan depresyona girmiş, aile ilişkileri bozulmuş, hatta intihar etmek istemiş ve bir süre çocuk ve ergen psikiyatri servisinde gözetim altına alınmıştı.
BENLİK ALGISI DÜŞÜK OLANLAR SOSYAL MEDYADA DAHA ÇOK ZAMAN GEÇİRİYOR
- Benlik algısı daha düşük olan insanlar sosyal medyada kendisini daha güçlü hissediyor , gerçek yaşam yerine sanal ortamı tercih ediyor,
- Ne yazık ki, sosyal medyada paylaşılanların çoğunun gerçek yaşantılarını yansıttığına inanıp, diğer insanların kendisinden daha iyi bir hayatı olduğuna inanıyor.
- Başka insanların hayatını takip etme ve başkaları hakkında dedikodu yapma isteğini arttırıyor
- Gerçek hayatta söylemeye çekindiği fikirlerini sanal ortamda kolaylıkla paylaşabildiği için çoğu zaman saldırganlık duygusunu arttırıyor( bu durum KLAVYE KAHRAMANLIĞI terimini doğuruyor)
- Özgüveni düşük kişiler veya ailelerinde yeterince ilgi görmeyen ve sevilmediğini hisseden gençler kendilerini olmak istedikleri kimlikte tanıtıyor ve takipçi sayısını arttırmak için yalancı kahramanlar yaratıyor
- Özellikle toplumsal olaylarda yalan yanlış bilgiler yayarak toplumsal tepki oluşturmayı amaçlayan kişilerin sayısı giderek artıyor
- Hangi bilgi doğru hangisi yanlış ayırt etmek zorlaşıyor
- En önemlisi de gerçek yaşamdaki “ANI” kaçırarak , paylaşım yapacağım diyerek sürekli fotoğraf karelerinde sıkışılıp kalınıyor, selfie bağımlıları giderek artıyor
- Sonuçta uyku bozuklukları, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları , içe kapanma ve agarofobi ( açık alan korkusu ) gibi psikolojik hastalıkların gelişme riski artıyor
ANNE BABALAR NELERE DİKKAT ETMELİ?
- Ailece bir arada olduğunuzda siz başta olmak üzere evde ortak paylaşım saatleri yaratın ve telefonlarınızı kapatın
- Gerçek arkadaşlarınızla gerçek ortamlarda ilişkilerinizi ihmal etmeyin, çocuklarınıza örnek olun
- Çocuklarınızla kaliteli zaman geçirin, çocuğunuza sürekli internette vakit geçirmeyi bırakmasını söylemek yerine onun sahip olduğu farklı ilgi alanlarını ve hobilerini keşfetmesine yardımcı olun.
- 12-13 yaşına kadar çocuklarınıza cep telefonu almayın, telefon alacaksanız bile interneti açık olan akıllı telefonları kullandırmayın
- Çocuğunuzun internette takip ettiği , üyesi olduğu siteleri kontrol edin
- Çocuklarınıza yararlı sitelerle yararsız olanları ayırt etmesini öğretin, internette araştırma yapmayı , bilgi edinmek için güvenli siteleri nasıl seçeceğini öğretin
- Çocuklarınızı siber zorbalık, başkalarının hesaplarını takip etme ve uygunsuz şeyler paylaşma gibi internetin kötü tarafları hakkında da mutlaka uyarın
- Çocuğunuzun sanal suçlar hakkında bilgilendirin .