Etiket: Panik atak

  • Panik Atak Nöbeti Geçirdiğinizi Nasıl Anlarsınız?

    Psikoterapist Dr. Obengül EJDER “Bireysel Psikoterapi” video serisinde “Panik Atak Nöbeti Geçirdiğinizi Nasıl Anlarsınız?” konusunu ele alıyor.

  • Stresin neden olduğu ruhsal hastalıklar

    1.Somatizasyon bozukluğu; Tıbbi bir rahatsızlık olmaksızın vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar,bulantı,kusma,geğirme,el ayakta uyuşma,ses kısılması, adet düzensizliği gibi şikayetlerin görülmesi.

    2.Kaygı bozukluğu; Sürekli endişe içinde, her an kötü bir şey olacak korkusu yaşanır. Huzursuzluk, aşırı heyecan duyma, dikkatini verememe,uyku bozukluğunun yanı sıra nefes daralması, aşırı terleme, çarpıntı, titreme, baş ağrısı ve bulantı görülür.

    3.Depresyon: Enerji azlığı , hayattan zevk alamama, içe kapanma, iştah ve uykuda azalma karamsarlık, ümitsizlik, kendine güvenin azalması, değersizlik düşünceleri ile seyreder.

    4.Panik atak; Kendiliğinden ve ani bir şekilde başlayan ;çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı veya karın ağrısı,çıldıracakları veya bayılacakları korkusuna da kapılırlar.

    5. Sosyal fobi: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği kaygıları ile kendisini gözlemeye ve değerlendirmeye odaklanarak, tehlikeli ortamlar olarak düşündüğü ortamlardan kaçınırlar.

    6.Uyku bozuklukları: Stres, aşırı uyarılmışlık hali yaratarak uykuya dalmakta ve uykunun devamlılığında sorunlara neden olur, uyku kalitesini bozulur.

    7.Alkol bağımlılığı; Aşırı stres, bunaltı ya da karamsarlık yaşayanlar bazen alkolü yatıştırıcı, rahatlatıcı olarak “ilaç niyetine” kullanmaktadırlar.

  • Panik Atak Tedavisi

    PANİK ATAK İNSANI ÖLDÜRÜR MÜ?

    Panik atak yaşayan danışanlarım ataklarının ne zaman geleceğini ve o anda ölmekten korktukları için tam olarak ne yapabileceklerini bilemediklerini söylüyorlar. Bu nedenle hayatlarını buna göre organize ediyorlar, herhangi bir ciddi sorun yaşamamak için de “Güvenlik Sağlayıcı Davranışlar” geliştiriyorlar.

    • Evde yalnız kalmamaya çalışmak
    • Evde veya dışarda sürekli yanında güvendiği birini bulundurmak
    • Yanında ilaç taşımak,
    • Ev işi, Spor veya cinsel aktiviteden kaçınmak
    • Bunaldığını hissettiğinde alkol kullanmak
    • Sık sık nabzını ve tansiyonunu ölçmek
    • Hastanelere yakın olan güvenli yollardan geçmeyi tercih etmek gibi

    Aile bireyleri de bu duruma yardımcı olmak niyeti ile uyum sağladıkça , bu sefer de etrafındaki kişilere bağımlı oluyorlar. Artık kendileri hastalığı değil de hastalık onları kontrol etmeye başlıyor, işte o zaman içinden çıkılmaz bir kısırdöngüye girilmiş olunuyor.

    Oysa ki Panik atak ölümcül bir hastalık değildir. Kalp krizine yol açmaz. Tamamen bastırılmış düşünce ve kaygıların bir sonucu olarak vücudun verdiği belirtiler ve bu belirtileri kişinin yanlış yorumlaması, bilişsel çarpıtmalar sonucu ortaya çıkan korku atağıdır.

    BİLİŞSEL ÇARPITMALAR

    1. Olası kötü sonuçları abartma:“ panik atak sırasında göğsümde bir sıkışma hissediyorum, kalp krizi geçiriyorum “ veya “ boğazım tıaknacak ve nefessiz öleceğim” gibi …
    2. Korkunçlaştırma:“ bana bir şey olursa çocuklarım annesiz kalır, başkalarının elinde rezil olurlar” veya “ iş yerinde bir atak geçirirsem ve bunu patronlarım görürse rezil olurum, yüzlerine asla bakamam “ gibi…
    3. Denetimi elinde tutma isteği: “ arabayı ben kullanmıyorsam, sürücü dikkatsizce kaza yapabilir” veya “ panik atağım sırasında durduramazsam aklımı yitirebilirim” gibi…
    4. Mükemmelliyetçilik:“ Her şeyin en iyisini yapmalıyım” veya “ aklımı yitirmek istemiyorum, ben en iyi olmalıyım, problemlerimin hepsini çözmeliyim” gibi..
    5. Çıkarım yapma: “ ne zaman yoğun korku hissetsem, kesin kötü bir şey olacak” veya “sol kolum ağrıdı, kesin şimdi kalp krizi geçireceğim “ gibi…

    İLAÇ TEDAVİSİNİN YANINDA PSİKOTERAPİ ŞARTTIR

    Elbette ki verilen antidepresan ilaçlar , altta yatan örtülü depresyonu tedavi ettikçe, bedensel duyumları azalttıkça yanlış yorumlamalar da azalacağı için ataklar düzelecektir. Ancak sadece ilaç tedavisi yetmemekte;

    • düşüncelerini ve davranışlarını yeniden yapılandırmayı öğrenebilecekleri ,
    • ataklarını sakince yönetebilecekleri
    • bir daha benzeri bir durum yaşamamak için altta yatan örtülü problemi fark edip çözebilecekleri  psikoterapi tedavisi de şarttır.
  • Stres, ruhsal hastalıkların en önemli nedeni

    58 yaşında bir bayan danışanım,15 yıl önce eşinin işten çıkarıldığını, uzun uğraşlarına rağmen bir daha iş bulamadığını, kendisinin  emekli maaşı ile geçindiklerini söylemişti.

    “ Eşim depresyona girdi, günde 3-4 tane ilaç içiyor hala, bense güçlü durmak zorundaydım, çevreme ve çocuklarıma hissettirmemeliyim , diyerek hep ayakta kalmaya çalıştım. Ama şimdi el ve ayaklarımda uyuşma, çok ciddi sırt ve baş ağrıları yaşıyorum . Maalesef artık  ilaçlara da cevap vermiyor ağrılarım.”  Demişti.

    Stersin neden olduğu ruhsal hastalıklar :  

    Yaşanılan stres dile getirilmediğinde, maalesef beden konuşmaya başlıyor. Aslında düşünce ve inanç sitemindeki çöküşler,ruhsal dünyada da çöküşe neden oluyor ve sonuçta bir çok ruhsal hastalık gelişiyor.

    1. Somatizasyon bozukluğu; Tıbbi bir rahatsızlık olmaksızınvücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar,bulantı,kusma,geğirme,el ayakta uyuşma,ses kısılması, adet düzensizliği gibi şikayetlerin görülmesi.
    2. Kaygı bozukluğu; Sürekli endişe içinde, her an kötü bir şey olacak korkusu yaşanır. Huzursuzluk, aşırı heyecan duyma, dikkatini verememe, konsantrasyon güçlüğü, kolay yorulma, kas gerginliği, uyku bozukluğunun yanı sıra nefes daralması, aşırı terleme, çarpıntı, titreme, baş ağrısı ve bulantı görülür.
    3. Depresyon: Enerji azlığı , hayattan zevk alamama, içe kapanma, iştah ve uykuda azalma karamsarlık, ümitsizlik, kendine güvenin azalması, değersizlik düşünceleri ile seyreder. Ağır depresyonu olanlarda; kendini suçlama, değersizlik ve işe yaramazlık düşüncelerinin yanı sıra ölüm düşünceleri ve intihar isteği gelişebilir.
    4. Panik atak; Kendiliğinden ve ani bir şekilde başlayan ;çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı veya karın ağrısı, baş dönmesi yakınmalarının yanı sıra ölmek üzere oldukları, çıldıracakları veya bayılacakları korkusuna da kapılırlar.
    5.  Sosyal fobi: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği kaygıları ile kendisini gözlemeye ve değerlendirmeye odaklanarak, tehlikeli ortamlar olarak düşündüğü ortamlardan kaçınırlar. (örneğin çarşı, pazar gibi kalabalık yerlere gitmez veya iş ya da sosyal amaçlı toplantılarından uzak dururlar)
    6. Uyku bozuklukları: Stres, aşırı uyarılmışlık hali yaratarak uykuya dalmakta ve uykunun devamlılığında sorunlara neden olur, uyku kalitesini bozulur.
    7. Alkol bağımlılığı; Aşırı stres, bunaltı ya da karamsarlık yaşayanlar bazen alkolü yatıştırıcı, rahatlatıcı olarak “ilaç niyetine” kullanmaktadırlar ancak kullandıkları miktar giderek yetmemekte ve  daha fazla doza ihtiyaç duyarak bağımlılığa neden olmaktadır.