Etiket: ergen psikologu

  • Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı

    13 yaşında oğlum var, bizleri artık hiç dinlemiyor, geçen gün çantasında tek sigara gördüm. Çılgına döndüm, saatlerce konuştum ama arkadaşı ne yaparsa onu yapmaya devam ediyor. Geçenlerde sınıfından birkaç veliyle de görüştüm. Öyle şeyler anlatıyorlar ki ; arkadaşı için anne ve babasının cebinden para alan çocuklar, kız arkadaşının saç rengiyle aynı olabilmek için saçını gizlice sarıya boyatan kızlar, dövme modası var deyip ,okul harçlıklarını biriktirerek  aynı dövmeden kollarına yaptıran üç samimi arkadaş …. Ne yapacağımızı şaşırdık. Saatlerce ülkeyi kurtaran nutuklar attık birbirimize…

    Özelikle ergenlik dönemindeki gençlerin ailelerinden sık sık bu tür serzenişler duymaktayız. Aslında tam da bu dönemin bir özelliği olan gencin arkadaşları tarafından kabul edilme ve onaylanma gereksinimlerinden doğar bu durum. Ancak bazen gençlerin başlarını belaya sokmalarına ve işlerin daha da karışmasına sebep olmaktadır da…

    Çocuklar okul dönemlerinde aileleriyle geçirdikleri zamanın neredeyse iki katını arkadaşlarıyla geçiriyorlar. Tıpkı biz yetişkinlerin iş arkadaşlarımızla geçirdiğimiz zaman gibi. Bu nedenle anne babalar işler ne zaman istedikleri gibi gitmese hemen çocuklarının kötü davranışlarının sorumlusu olarak arkadaşlarını göstermeleri aslında doğal gibi görünmekte.

    Ancak anne ve babaların gözden kaçırdıkları bir şey var ki o da; genellikle yanlış davranışlarda bulunan arkadaşları öncelikle kendi çocuklarının arayıp bulduğunu fark etmeyerek yanılgıya düştükleridir.

    Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı Nedenleri

    • Kabul görme ve onaylanma ihtiyacı
    • Reddedilme, dışlanma, alay edilme korkusu
    • Yakınlık, bir gruba dahil olabilme gereksinimi
    • “Adam yerine konma”, sözünü dinlettirme ihtiyacı
    • Özgüven eksikliği
    • Sosyalleşme becerilerinde eksiklik
    • “Hayır” diyebilme becerisinden yoksunluk
    • Çatışma ve çözüm bulma becerilerinde eksiklik
    • Aşırı baskıcı ya da aşırı rahat aile tutumları
    • Eksik ya da yanlış yetişkin rehberliği
    • Ev ortamının tutarsızlığı, dengesizliği
    • Sağlıksız rol modelleri
    • İlgi ve sevgi eksikliği

    Ergenlik Döneminde Arkadaş Baskısı Öneriler

    1. Yasaklar koymayın: Amacınız çocuklarınızın arkadaşlıklarına engel olmak değil, arkadaşlık ilişkilerinde karşılaşabileceği sorunlarla başa çıkabilmelerine yardımcı olmak olmalıdır.
    2. Arkadaşlık kavramını açıklayın : Arkadaşlığın ne olduğu, kime arkadaş dendiği, arkadaş gruplarının gencin hayatındaki yeri, grup içerisinde bireyselliğini, kendi değerlerini ve haklarını nasıl koruyabileceğini konuşun .
    3. Çocuğunuzu dinleyin ve sorularına doğru yanıtlar verin : Yapılan araştırmalar gençlerin cinsellik, ilişkiler ve uyuşturucu maddeler hakkında arkadaşlarından veya medyadan yarım yamalak bilgiler edinmek yerine bu konuları anne babalarıyla konuşmak istediklerini göstermektedir bu nedenle size soru sormasına müsaade edin. Böylece yaşadığı ikilemleri daha sağlıklı şekilde atlatabilecektir. Kafası karıştığında danışabileceği, onu yargılamadan dinleyecek ve yol gösterecek birisinin olması kendini güvende hissetmesine sebep olacaktır.
    4. “Hayır” demesini öğretin : Arkadaş baskısı ile başa çıkmada en önemli yöntemlerden biri gence “hayır” diyebilme becerisini öğretebilmektir. Ergene “hayır demesini bil!” demek yeterli olmaz elbette , örnek olaylar verilerek üzerinde çalışılabilir, veya bizzat kendiniz örnek olabilirsiniz.
    5. Sevginizi gösterin: Öncelikle aile ortamından başlayarak gençlere sevilip sayıldıkları, saygı gördükleri, yargılanmadan dinlenebildikleri, kabul gördükleri, desteklendikleri ortamlar sağlanmalıdır. Bu gibi ihtiyaçları karşılanan ergenler olumsuz arkadaş gruplarından daha kolay kopabilmektedirler.
    6. Okul dışı ilgi alanlarını geliştirmesini sağlayın: Çocuğunuzun okul içinde veya dışında sosyal etkinliklere katılımını destekleyin. Bu şekilde ; hem sorumluluk alarak kendine olan güvenini arttıracak hem de değişik arkadaş ve yetişkin gruplarıyla sosyalleşme imkanı bulacaktır.
    7. Ufak tefek şeyleri büyütmeyin: Saç kesimi veya her gün siyah giymek gibi küçük değişiklikler gelip geçicidir. Bunları çocuğunuzun büyümesinin bir işareti olarak değerlendirin, aksi halde çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalabilirsiniz.
    8. Gereğinden fazla kaygılanmayın: Pek çok çocuk yanlışı ve doğruyu birbirinden ayırt edebilir ve büyüdüğünde sorumluluk sahibi , düşünceli bir yetişkin olur. Çocuklar ilerde anne babalarından öğrendikleri düşünceleri, değerleri ve inançları yeniden benimsemeye meyillidir. Eğer sizinle yeterince açık bir iletişim içinde olursa çocuğunuzun doğru kararlar vereceğine güvenin.
    9. Yardım alın: Eğer çocuğunuzun ciddi bir belaya bulaştığını düşünüyorsanız, mutlaka öncelikle okuldaki psikolojik danışmandan daha sonra da bir psikoterapistten yardım alın
  • KAYBOLAN YILLARIM

    Üniversite sınavlarına hazırlanan bir genç danışanım ağlayarak şöyle diyordu geçenlerde;

    İlkokuldan beri hiç bitmedi şu sınavlar. Hep okul derslerinin dışında fazladan çalışmak zorunda kaldım. Her seferinde “ bu yıl bitsin, bu sınav bir geçsin , bak çok rahat edeceksin “ diyorlardı.
    Öğretmenlerim, ailem benden hep daha fazlasını istiyordu. Okulumun , dershanemin, özel ders hocalarımın reklam kaynağı olmalıydım. Babamın benim için çalıştığını biliyordum, onun benim için harcadığı tüm paraların KDV si olarak dönecekti kazandığım sınav. Annemin ise zamanında okuyamadığı tüm okulları okumalı, tüm dilleri öğrenmeli, hayalini kurduğu meslekleri kazanmalıydım.
    Beden eğitimi, ,müzik, resim dersleri okul ve ailem için hep gereksiz derslerdi, tüm spor ve sanatsal faaliyetler ise zaman kaybı.
    Ben yıllardır kandırılıyorum, her bahar, her kış, her yaz bir sonraki hedef için koşuyorum. Birini yakalıyorum, ötekini gösteriyorlar. Biliyor musunuz, eve gittiğimde hiç hoş geldin bir tanem, günün nasıl geçti, nasılsın, yorgun musun? Arkadaşlarınla neler yaptınız, nelere güldünüz, nelere üzüldünüz? Diye hiç karşılanmadım. “ Ödevin var mı, yazılın nasıl geçti, kaç puan aldın? Ek test çözecek misin? “ soruları daha öncelikliydi.
    Çözdüğüm test sayısına göre öğretmenlerimden ya da annemden takdir aldım. Doğum günü kutlamalarına , arkadaş gezmelerine gidebilmek için, on-on beş test fazladan çözmek zorunda kaldım.
    Evimizde arkadaşlarımı hiç ağırlayamadım, onların evinde hiç kalamadım. Ailem arkadaşlarımın aileleri ile hiç tanışmadı. Ne isimlerini bilirler ne de evlerini ama sınavdaki sıralamada kim önde onu iyi bilirler.
    Çocukken oyuncaklarım olurdu, ama oynayacak arkadaşım ve zamanım olmazdı. Büyüdüm yine ders dışında arkadaşım yok, yine hiçbir şeye zamanım yok. Zaten hangi sorunun ya da hangi sınavın iptal edileceği de belli değil. Söyler misiniz geleceğin peşinden koşarken kaybolan yıllarımı bana kim geri verecek?

     

     
  • Sağlıklı – Demokratik Aile Modeli

    Bir çiçeğe hayat veren , onu besleyen, dalların çıktığı gövdedir . Anne ve baba oluşturur bu sağlam gövdeyi. Gövde ne kadar sağlamsa dallar da çiçekler de sağlam ve sağlıklı olur.
    Yeryüzünde gözle görebildiğimiz kısımdır gövde, dallar ve çiçekler…Ya göremediğimiz kısım? Gövdenin temelinde kökler vardır, yani anne ve babanın gövdesinin sağlığı; köklerinin toprakla kurduğu sağlıklı alışveriş ile olur. Kimi ağaçlar kayalar üzerinde yetişmeye çalışır, bir türlü istediği kadar kök salamaz , hep sert zemine çarpar.Kimi ağaçlar ise gevşek, kayan zeminlerde köklerini tutunduramazlar,beslenip gelişemezler ve ölürler.

    Çocuklarımızı fiziksel sağlığı kadar ruhsal sağlığı da iyi, mutlu, doyumlu, özgüvenli, başarılı yetiştirmek istiyorsak ;
    •Çocuklarınızı koşulsuz, gönülden, karşılıksız sevin ve bunu ona sözlerinizle veya davranışlarınızla sarılarak, hissettirin.
    •Çocuğunuza hoşgörülü yaklaşın, yanlış yapmasına müsaade edin ancak bu yanlışların sorumluluğunu da yüklenmesini öğretin.
    •Zorunlu kısıtlamalar dışında çocuklarını öz¬gür bırakın Amaç, sorumluluk bilinci yanında çocuğun bağımsız bir kişilik geliştirmesine destek vermek olmalıdır.
    •Sizin gibi olmasına zorlamayın, kendisi olabilme hakkını tanıyın.
    •Çocuğun kendisini değil, davranışlarını eleştirin.
    •Eşler arası tartışmalarınızı çocuklarınızın önünde yapmayın.
    •Kesin sınırlamalar yerine çocuğa “söz ve tercih” hakkı veren seçenekler sunun.
    •Evde sıcak bir aile ortamı, birbiri ile konuşan, problemlerini birlikte tespit eden, işbirliği içinde çözüm yolları arayan bir aile ortamı yaratın.
    Bu Aile modelinde Yetişmenin Çocuk Üzerindeki Etkisi
    Özgüven sahibi bireyler yetişir.Böylece kendini rahat ve kolayca ifade edebilen kişilik ve davranışları açısından dengeli, sorumluluk duyguları gelişmiş, hoşgörülü ve mutlu bireyler olurlar.
    Çocuğun farklı hobilere yönelmesi daha sık görülür.Çocukta asilik ve kavgacılık görülmez.Yanlışlarından ders çıkarabilir, başına benzer bir sorun geldiğinde önlemelerini alır veya o anda neler yapabileceğini öğrenir.

    Kendini iyi tanır, ne istediğini bilir.Karar vermeye ve kendi başına işler yapmaya alışan çocuk, ilerde rahatlıkla kendi adına kararlar alır,sorumluluklarının bilincindedir.
    Kurallara ve otoriteye saygı gösterir.Yaratıcı ve aktif olurlar.
    Kendi haklarını savunurken başkalarının haklarına da saygı duyar.

  • ERGENLİKTE BEDEN DEĞİŞİKLİKLERİ

    Beden ölçülerinin değişmesi:
    1. Boy uzamasının en fazla olduğu dönemdir.

    2. Ağırlık artışının olduğu, şişmanlık dönemidir. Kalça, bacak, karın, boyun ve yanaklar yağ toplanır. Erinlik sonunda boy uzadıkça ve cinsel olgunluk tamamlandıkça şişmanlık kaybolur. Hormonların düzene girmemiş olmasından dolayı , iştah artar ve düzensiz yeme başlar.

    3. Beden oranlarındaki değişiklikler: olur. Bedenin bütün bölümlerinde büyüme hızı aynı olmadığından oransız bir görüntü ortaya çıkar. Burun,eller, ayaklar, kollar ve bacaklar öncelikle büyürler. Orantısız büyüme sakarlıkları da beraberinde getirir.

    4. Ek cinsiyet özellikleri: Her iki cinste de ter bezlerinin büyümesi ile terleme artışı bütün vücutta olmakla birlikte özellikle koltuk altında ve kasıklarda artar. Derideki yağ bezlerinin fazla çalışmasıyla cilt altında yağ birikimi olur ve özellikle yüzde sivilceler oluşur. Ses telleri değişime uğrayarak özellikle erkeklerde akortsuz bir ses oluşur. Koltuk altı ve genital bölgelerde kıllanma başlar.

    5. Esas cinsiyet özellikleri:
    Erkeklerde testosteron hormonunun salgılanmasıyla penis ve testisler büyür ve testisler olgunlaşır. Sperm üretimi başlar. Erkek üreme organları gerekli olgunluğa ulaştıktan sonra gece boşalmaları (ıslak rüyalar) başlar. Cinsel rüyalar, sıkı giysiler, çok örtünmek , kabızlık, idrar torbasındaki fazlalık nedeni ile olur. Ebeveyn tarafından çocuk bu konuda bilgilendirilerek suçluluk duygusu ve panik engellenmelidir.
    Kızlarda ise Overler salgıladığı hormonlarla (östrojen) vajina, rahim ve yumurtalık olgunlaşır. Adetleri başlatır ve ek cinsiyet özelliklerini düzenler. İlk ay halinden sonra bir yıl hatta bazen daha uzun bir süre düzensizlikler görülebilir. Erken olgunluğa girenlerde bu dönem uzunca olursa da, geç olgunlaşanlarda oldukça kısadır. İlk ay hallerinde baş ağrıları, sırt ağrıları, kramplar, karın ağrıları, vb. bedensel şikayetler görülebilir. Bunların etkisiyle kızlar yorgun, huzursuz, sinirli, psikolojik bir çöküntü içinde olabilirler. Ay halleri normale girdikçe bu sorunlar da kaybolur.

    Ergenliğin Son Döneminde (17-21 yaş)
    Ergenliğin son döneminde büyüme atılımı yavaş yavaş durur. Bu gelişim ergene kas hareketleri ve çalışmaları arasında ahenklilik sağlar. Ağırlık vücuda orantılı bir biçimde dağıldığından vücut oranları yuvarlaklaşır. Beden bölümlerindeki orantısızlıklar kaybolup normal oran oluşmuştur. Cilt, kötü beslenme alışkanlığı yoksa düzelmiş, sivilceler kaybolmuştur. Yüzde, vücutta ve baştaki kıllar ve saçlar gelişmelerini tamamlayıp en olgun duruma gelmişlerdir. İç organlardaki büyüme yetişkinliğin başına kadar sürer . Karşı cinse olan ilgi yoğunlaşır. Duygusal ve kişilik gelişimi devam eder. Fiziksel güçte erkek-kız farkı bu dönemde en belirgin hale ulaşmıştır.

  • Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri ve Tutumları

    Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri ve Tutumları nasıl olmalıdır? Dr. Obengül EJDER yanıtlıyor…

    Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri Ve Tutumları

  • Çocuklarınızı İnternet Tuzaklarından Koruyun

    Bir pazar günü, akşam üzeri gazetemi okuyordum, bir yandan da kızımın  tablet bilgisayarından radyo dinliyordum. Ara sıra bilgisayarına gelen mesajlar yüzünden müzik kesiliyordu, önce çok dikkatimi çekmedi, daha sonra mesajlar o kadar sık gelmeye başladı ki , bilgisayara bakma ihtiyacı hissettim. Biliyorum birbirmize ait özel eşyalarımızı karıştırmamlıyız, ancak bir anda karşıma açılan mesajları görünce şok oldum. Gözlerime inanamadım, bir arkadaşlık sitesinden geliyordu mesajlar ve cümlelerin çoğu cinsel içerikliydi. Kızıma küfrediyor, bir sürü hakaretler yağdırıyordu. Bir baba olarak ne yapacağımı bilemedim. Kan beynime sıçradı, hemen bilgisayarı alıp içeriye geçtim ve geçmişteki bütün mesajları okumaya başladım.

    Kızımın da küfürlü yazılara aynı şekilde cevaplar yazdığını gördüm. Daha kızım 15 yaşında , evde ne annesi ne de ben asla bu şekilde konuşmayız, bu kadar kötü kelimeyi nerden biliyor olabilir? O güne kadar böyle bir şeyin başımıza gelebileceğini hiç düşünmemiştim. İnanılmaz sinirlendim ve kızımın dersaneden gelmesini bekleyemeden önce bilgisayarı kırdım, sonra odasına gittim ve diğer eşyalarını karıştırdım, pek bir şey bulamadım ama eğer evde olsaydı galiba onu da feci şekilde dövebilirdim. Annesi beni zor sakinleştirdi.

    Bir saat sonra kızım eve geldi, gördüklerimi anlattım , elindeki telefonunu aldım ve onu da kırdım, sokağa çıkmasını yasakladım, servisin dışında başka hiçbir şeye binmemesini söyledim. Kızım da ağlamaya başladı, adamın birinin kendisini sürekli mesajlarla taciz ettiğini, korkusundan bize söyleyemediğini, yaklaşık üç aydır bunun devam ettiğini anlattı.

    Sabaha kadar uyuyamadık, ne yapıcağımı bilmiyorum, adamın mesajlarında ne ismi var, ne yaşadığı şehir, ne telefon numarası, nasıl bulacağım? Kızımı bu adamdan ve benzeri kişilerden nasıl koruyacağım. Biz kızımız evde , akşamları yanımızda diye güvende zannediyorduk, meğerse bilgisayar ortamı daha da tehlikeliymiş, şimdi ne yapmalıyız doktor hanım?

    Çocuklarınıza bilgisayar kullanmayı ve kurallarını öğretmelisiniz

    Çağımızın elbette vazgeçilmez araçlarından bir tanesi bilgisayar ve internet. Özellikle çocukların ve gençleirn bu hızlı iletişim ağına ayak uydurmaları çok kolay oluyor. Ancak henüz hiçbir hayat tecrübesi olmayan, masum çocuklarımız dışarıdan gelebilecek tehlikleden bir haber yaşıyorlar.

    Çünkü ne yazık ki anne babalarının çoğu ne bilgisayar kullanmayı biliyor, ne de internet kullanıcılığının kurallarını. Doğal olarak bilmedikleri bir konuda da çocuklarını uyaramıyorlar.

    Bazı anne babalar ise internet kullanmayı bilseler bile ya oyun sitelerinin, ya da seks sitelerinin bağımlısı olmuşlar bile. Böylece aile içinde çocuğa kötü örnek olduğunun farkına bile varamayan birileri oluyor.

    • İlk okul çağındaki çocuklarınızın cep telefonu ihtiyacı yoktur, onlara cep  telefonu almayın, evde bilgisayar kullanımı günde 30 dakikayı geçmemeli
    • Orta okul çağındaki çocuklarınızın telefonu varsa bile kısıtlı görüşmeye açık olmalı ve internete kapalı olmalı , evde bilgisayar kullanımı günde 45 dakikayı geçmemeli
    • Lise çağındaki çocuklarınızın cep telefonu ve bilgisayarları olabilir ancak ders çalışırken cep telefonları kapalı olmalı, evde bilgisayar kullanımları günde 1,5 saati geçmemeli
    • 18 yaşından küçük çocukların kullandıkları bilgisayarların ya da tabletlerin çocuk koruma programı olmalı, uyuşturucu kullanımını anlatan siteler gibi zararlı sitelere  veya  seks sitelerine girişleri engellenmeli
    • Çocuklarınıza internette girdikleri tüm siteleri takip ettiğinizi, tanımadığı kişilerle ne facebook ne de arkadaşlık siteleri aracılığı ile görüşmemeleri gerektiğini anlatmalsınız
    • Başkasının yerine hesap açmanın yasak olduğu gibi, diğer bilişim suçları konusunda da çocuklarınızı eğitmelisiniz
    • Çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olmalı, kendini rahatsız eden ya da taciz eden kişiler olduğunda korkmadan sizinle paylaşması gerektiğini söylemelisiniz
    • Ailece birbirinize yakın olmalı, kaliteli vakit geçirmeli, çocuklarınızın gerçek hayatta sosyalleşmesine olanak sağlamlısınız
  • Bilgisayar ve İnternet Kullanımında Anne Baba Denetiminin Önemi

    Bu Anne – Baba feryatlarına kulak verelim!

    • “Oğlumu internet kafeden çıkartamıyorum.”
    • “Kızımı bilgisayar başında yaşıyor, sabahlara kadar chat-leşiyor, odasına bizi almıyor.”
    • “Oğlum yemeğini bile bilgisayar önünde yiyor, haftalardır yıkanmıyor bile, oynadığı oyunda yenilirse ağlıyor, kazanana kadar bilgisayar başından kalkmıyor!”
    • “Okuldan devamsızlık yazısı geldi, okula gidiyorum diye çıktı, internet kafedeymiş! Dövdüm olmadı, kızdım olmadı, anlattım olmadı…”
    • “Öğretmen internetten araştırma dersi veriyor diye, konu komşuya muhtaç olmayalım, internet kafelere çocuğumu yollamayalım diye eve bilgisayar aldık, internet bağlattık, ödev yerine oyun oynuyor, bilgisayarı kaldırsam bu seferde okula gitmemekle tehdit ediyor, ne yapacağımı şaşırdım?!”
    • “Evde yetmiyormuş gibi bir de cep telefonlarından internet bağlantısı çıktı, alsan bir türlü, almasan bir türlü, evden kaçarım diyor, arkadaşınınkini kıskanıyor, evden para çalıp, oyun satın alıyor, ne yapacağız doktor hanım?”

    Aile Terapisti Madde Bağımlılığı Danışmanı, Dr.Obengül Ejder; bilgisayarda çok zaman harcayan, diğer aktivitelere  ilgisiz kalan, ders ve arkadaşlarına zaman ayırmayan, internet bağlantısı engellendiğinde aşırı tepki gösteren gençlerin internet bağımlısı olabileceğini söyledi. Bunun herhangibir bağımlılık biçiminden farksız olduğunu söyleyen Ejder, bu durum tespit edildiğinde bu bağımlılığın ardındaki nedenlerin araştırılması gerektiğini ifade etti.

    Netkolizmin (İnternet Bağımlılığının) en az diğer bağımlılık türleri kadar tehlike arz ettiğini söyleyen Dr. Obengül Ejder, gencin yaşına bağlı olarak geleceğe yönelik belirsizliklerin; bireysel ilşikilerde sorun, kimlik arayışı, başarısız olma korkusu, aile içi çatışmalar, bireyin çekici sanal dünyaya kaçmasına yol açabilen etkenler olduğunu ifade etti.

    Verdiği seminerlerde gençler üzerinde tehlikle yaratan oyunlar, uygunsuz web siteleri, çocuk gelişimi konusunda tehlike yaratan chat ortamları, ICQ, MSN, facebook gibi sohbet programlarında zararlı siteleri filtreleyen koruma programları ile çocukların girdiği sitelerin aileleri tarafından kontrolüne müsade eden programlar konusunda bilgisayar mühendisi (……………….) ile  ailelere yönelik bilgilendirme içerikleri sunan Ejder ayrıca BATEM tarafından özel olarak geliştirilen Bilgisayar Kullanımı Kontrol Programı’nı (KOP) kullanmakta ve böylece bilgisayar ve interenetin kontrollü kullanılabilmesini hedeflemektedir.

    Ejder, denetimsiz ve aşırı internet kullanımının olumsuz etkisinin bağımlılık olarak tanımlanabileceğini söylerken bu bağımlılığın da şu maddelerle karakterize edilebileceğini ifade etti:

    • İnternete bağlı değilken bile internet hakkında olan düşünceler,
    • Tatmine ulaşılması için giderek artan bir şekilde İnternet kullanımı,
    • İnternet kullanımını kontrol edememe,
    • İnternet kullanımını kesmeye veya harcadığı zamanı düşürmeye çalıştığında kişinin huzursuz hissetmesi ve daha çabuk sinirlenmesi,
    • İnternet kullanımını gerçek hayat problemlerinden bir kaçış gibi görmesi,
    • İnternette daha fazla zaman geçirmek için ailesine ve arkadaşlarına yalan söylemesi,
    • İnternet kullanımı yüzünden eğitim, iş veya kariyer fırsatını riske atması,
    • İnternet erişimi için harcanan olağandışı ücretlere rağmen kullanıma devam edilmesi,
    • İnternete bağlı olmadığı zamanlarda kişinin sosyal yaşamdan geri çekilmesi veya içine kapanması,
    • İnterneti ilk kullanmaya başladığı zaman ile karşılaştırıldığında şu anki kullanım süresinin uzaması…

    Eğer birey yukarıda açıklanmış olan belirtileri 12 aydan kısa bir süre içinde bu maddelerden 4 veya daha fazlasını gösteriyorsa bu kişi internet bağımlısı olarak adlandırılmaktadır.

    Dr. Obengül Ejder bu konuda ailelere yönelik şu gibi tavsiyelerde bulunmaktadır:

    1. “Çocukların ödevleri gereği dışında günde 1.5 saatten fazla internet başında vakit geçirmelerine izin vermeyin.”
    2. “Bilgisayarı ev içinde ortak kullanım alanlarına taşıyın.
    3. “Bilgisayarınızda mutlaka filtre programları kullanın.”
    4. “Aile içi ilişikilerini artırarak, birlikte kaliteli vakit geçirmeye, birbirinizi dinlemeye ve çocuğunuzu tanımak adına vereceği önemli mesajları baskı kurmadan, yapacağınız konuşmalar esnasında almaya çalışın.”
    5. “Çocuğunuzu bir spor ya da sanat dalına yönlendirerek mutlaka gerçek bir sosyal dünyayla meşgul edin.”
    6. “Çocuğunuzun yakın arkadaşlarının aileleri ile tanışın, işbirliği, iletişim içinde olun.”
    7. “Çocuğunuzun sanal arkadaşlıklarını mutlaka takip edin ve bilgisayarınıza takip programları yükleyin.”

    Son olarak bilgisayar kullanımının mutlaka denetlenmesi gerektiğini belirten Ejder, gençlerin derslerine ve diğer sorumluklarına öncelik tanınmasının sağlanması konusunda ailelerin yönlendirlmesi gerektiğini ve sorunun çözümü için gerekirse bir uzman yardımı alınabileceğini belirtti.