Etiket: doktor obengül ejder

  • BONZAİ GERÇEĞİ

    BONZAİ GERÇEĞİ

     

    “ Ortaokulda arkadaşlarla sigara içiyorduk. Bir gün annem cebimde paket taşıdığımı görünce çok kızmıştı. Ben de “ ne var sanki babam içmiyor mu? Amcalarım içmiyor mu? “ diye bağırarak kendim savunmuştum. Annem ne diyeceğini bilemedi sonra da karışmadı.

     

    Lise birinci sınıfa geçtiğimizde arkadaşlarımdan birisi sigaranın artık çocuk işi olduğunu , bizim büyüdüğümüzü ve daha eğlenceli şeyler içmemiz gerektiğini söyleyerek ot ( esrar ) getirdi . İlk sarıp içtiğimizde kafam bin beş yüz olmuştu. O gün acayip eğlendik. Gözlerim kıpkırmızı olmuştu, annem anlar diye çok korkmuştum. Arkadaşım eczanede satılan göz allerjisi için olan damladan alıp damlat hiçbir şey kalmaz dedi. Giderek içme sıklığımızı ve miktarımızı arttırdık.

     

    Altı yedi ay sonra annemler fark etti. Babamdan feci bir dayak yedim.  Sonra annem her gün bırakmam için yalvardı. Ben de onlara “ esrar bağımlılık yapmaz, ot ya bitkisel bir şey, o nedenle rahat olun diyordum. Hem ne var ki , sadece bizim okulda değil bir çok okulda içiliyor. Sigara gibi bir şey yani. Çok para da değil. Ben istediğim zaman içmem “  diyordum.

     

    Lise ikinci sınıfta okulu bırakmak istedim, babamdan yine dayak yedim. Beni döverek korkutacağını sanıyor, ama yanılıyordu. Biz arkadaşlarla kötü bir şey yapmıyoruz ki, sadece eğleniyoruz.

    İki yıl önce bir arkadaşın doğum günüydü, ona gerçekten kafa uçurucu bir hediye almak istedik. Mahalledeki abi bize siz artık büyüdünüz, otla işiniz olmaz size kimyasal esrar             ( bonzai) vereceğim dedi.  Arkadaşlarla bir kullandık, 3 saat sonra gözümü açtığımda 8 km ötedeki lunaparkta bir direğin en tepesinde fark ettim kendimi. Oraya nasıl gittim, neler oldu, hiç hatırlamıyorum.

     

    Sırılsıklam terlemiştim, sanki bu dünyadan başka  bir yere  gitmiş, öldüğümü görmüştüm. Sonra öğrendim ki bonzai içtikten sonra Ölüm tribine giriyormuşsun. Her an kalp krizi geçirip öleceğimi sanıyordum. Vücudumda karıncalanmalar oldu, felç olacakmış gibi hissediyordum. Beynimi kontrol edemez oldum.

    Sonra beni hastaneye kaldırmışlar. Kaç kez söz verdim bir daha içmeyeceğim, diye. Ruh Sağlığı Hastanesi AMATEM ( Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi ) de yattım.  Dayanamayıp yine içtim. Bu kadar tehlikeli bir şey olduğunu öğrendiğimde artık çok geçti…”

    Maalesef uyuşturucu bağımlısı bir gencin öyküsünü okudunuz. Sigara ile başlayan madde kullanımı , ölümün kıyısına kadar yaklaştırmış onu.  En az yedi kez hastanede yatmış olan bu genç de ailesi de varını yoğunu kaybettiler.

    Haftaya bonzai gerçeğini yazmaya devam edeceğim.

     

    24 Temmuz 2014

    BONZAİ GERÇEĞİ

    Yeni bir sentetik uyuşturucu furyası ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin dört bir yanında esrar, extasy, bonzai, kokain ve eroin satışları giderek artıyor. Hedef kitle çocuklar. Onların harçlıklarıyla alabilecekleri kadar ucuza satılıyor. Parası olmayanı bilerek önce alıştırıyorlar sonra  torbacı yani satıcı olarak kullanıyorlar.

    Her gün yazılı ve görsel basında yeni bir ölüm haberini okuyoruz. Bağımlı olduktan sonra doktora koşuluyor. Oysa amacımız bağımlı olmadan önce Madde Bağımlılığını önlemek olmalı. Bu da önce halkın sonra çocukların bilinçlenmesi ve ardından çok sağlam yasal düzenlemelerle olur ancak.

    Bozai Gerçeği:

    • Bonzai ağacını kullanarak ve üzerine kimyasallar sıkarak üretilen , sentetik bir uyuşturucudur. Yani bonzai bir esrar çeşidi değildir.
    • Bonzai yasal bir bitki olduğu için yetiştirilmesini engelleyen bir kanun yoktur. Zaten tehlikeli kılan şey bitkinin kendisi değil, üzerine sıkılan sentetik kimyasal maddedir.
    • Bu uyuşturucunun üretilmesindeki amaç yasal yollardan ülkelere internet kanalından ihraç edebilmektir. Ancak yüksek bağımlılık potansiyeli olan ve hiçbir tıbbi yararı olmayan bu madde 2011 yılında yasadışı maddeler sınıfına alınmış ve alınması, satılması, kullanılması ve bulundurulması suç kapsamında değerlendirilmiştir.
    • Marijuna’nın içinde bulunan THC maddesine ek olarak JWH-018, JWH-073, CP-47,497, JWH-200, ve cannabicyclohexanol kimyasallarını barındırmasından ötürü ölümle sonuçlanabilecek ciddi etkileri vardır.
    • Genelde hedef kitle eski esrar kullanıcıları ve gençlik döneminde olan yeni nesildir.
    • Özellikle alkol ile kullanımı ciddi sonuçlar doğurabildiği gibi ertesi gün etkisi saatlerce sürebilir. Halüsinasyon, panik atak, kusma, aşırı heyecan ve göz bebeklerinin şişmesi, yoğun baş ağrısı gibi…
    • Tek dumanda bile ölüm riski çok yüksektir.
    • Eroin ortalama 1 ay civarında bağımlılık yapar. Bonzai de buna benzer bir hızla bağımlılık yapar.
    • Esrardan 150 kat daha fazla etkili olup, kullanıcıyı şizofreni yapma ihtimali de 150 kat fazladır.
    • Bir uyuşturucu ne kadar hızlı bağımlılık yaparsa kişinin toplumdan kopuşu ve suça karışması o kadar hızlı olur. Vücut alıştıktan sonra madde geri çekilince müthiş ağrılar, burun akıntısı, göz yaşarması çok ağır bir fiziksel tablo yaratır.

    Haftaya madde bağımlılığını önlemek için toplumun her kesimine düşen görevleri paylaşacağım

    .bonzai-gercegi

  • DEPREYON TEDAVİSİNDE İLAÇ ŞART MI?

    depreyon

    “Ben ilaçların bir işe yaradığını düşünmüyorum”

    “ Arkadaşım bir kutu ilaç bitirmiş hiçbir işe yaramamış”

    “ Yan etkisi çok diyorlar , konuşarak tedavi istiyorum“

    “ İlaçlar bağımlılık yapar kullanmak istemiyorum”

    “ 2 yıldır ilaç kullanıyorum , başka bir yöntem yok mu”

    “ Arkadaşım bana şu ilacı tavsiye etti, içtim bir işe yaramadı “

     

    Bu ve benzeri onlarca söylemle her gün karşılaşıyorum. Özellikle depresyon, anksiyete, panik atak tedavisinde ilaç içmek istemeyen ya da doktor doktor dolaşıp farklı ilaç deneyen ve iyileşmeyeceğine inanan birçok danışanım var.

    Oysa ki tıpta ’ HASTALIK  ‘ yok ‘HASTA ’  vardır. Yani her hasta kendine özgüdür ve kendine özel bir tedavi protokolü olmalıdır. Çünkü yaşadıkları olaylar, depresyona giriş nedenleri ya da çevresel faktörleri farklı farklıdır.

    Depresyon tedavisinde amaç, kişinin yaşadığı belirtilerin tam olarak yatışmasını sağlamanın yanı sıra toplumsal ve iş yaşamındaki işlevselliğini yeniden kazanmasını sağlamaktır. Bu nedenle sağlıklı bir tedavi  ne sadece ilaçla ne de sadece psikoterapi ile mümkündür.  Her ikisinin de beraber olduğu PSİKOFARMAKOTERAPİ dir.

    İLAÇLAR ARABANIN BENZİNİ GİBİDİR

    Son model bir araba düşünün , evinizin önünde park edilmiş ve sizden kullanmanız isteniyor. Eğer hiç benzini kalmamışsa bu arabayı çalıştıramazsınız bile. İlaçlar arabamızın benzini gibidir. Ancak bir bardak benzinle de çalışmaz , deponun tam dolabilmesi için zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle  ilacın yararlı etkilerinin görülebilmesi için;

    • Doktorunuzun önerdiği ilacı zamanında ve düzenli almalısınız
    • faydasını hissetmek için 2-4 hafta gibi bir sürenin geçmesi ne müsaade etmelisiniz
    • Kendinizi iyi hissetseniz bile depreşmeyi ve yinelemeyi önlemek için en az 6 ay – 1 yıl kullanmaya devam etmelisiniz
    • Kendi başınıza bırakmamalı, doktorunuzun kontrolünde azaltılmış dozlarla bırakmalısınız
    • Bağımlılık yapma riski olan ilaçlar yeşil veya kırmızı reçete ile verilir. Beyaz reçete ile aldığınız ilaçlar bağımlılık yapmasa da çok uzun süre kullanımı çeşitli yan etkilere sebep olabilir, bu nedenle doktorunuzun tavsiye ettiği çeşitli testleri yaptırmalısınız

     

     

    PSİKOTERAPİ SÜRÜCÜ KURSUNA BENZER

    Arabanıza benzin koymak yetmiyor elbette. Eğer arabayı kullanmayı bilmiyorsanız veya ehliyetiniz var ama hala direksiyon eğitimine ihtiyacınız varsa ; yine arabayı kullanmakta zorlanırsınız. Eğer yeterince öğrenmezseniz kaza yapma riskiniz hep yüksek olacaktır.

    Psikoterapiyi sürücü kursu gibi düşünün. Araba gibi kendinizi ve sorunlarınızı iyi tanımalısınız, trafik kuralları gibi bireysel ve toplumsal yaşamanın kurallarını iyi bilmeli ve uygulayabilmelisiniz , arabanızın yedek parça ihtiyacı gibi hayatınızda sahip olduğunuz yeteneklerinizi, kişisel ve genetik özelliklerinizi iyi bilmeli , gerekirse yeni donanımlar edinmelisiniz.

    • Arabayı kullanmayı gerçekten bilmiyor olabilirsiniz, nerde hayatın frenine nerede gazına basacaksınız ,
    • Araba kullanmayı biliyorsunuzdur ama kısıtlı imkanlara sahibim diye bir kısır döngü içinde dolanıp duruyor olabilirsiniz
    • Gitmeyi düşündüğünüz hedefiniz net olmayabilir, sürekli yolunuzu değiştiriyor olabilirsiniz
    • Hedefiniz için gerekli donanıma sahip olmayabilirsiniz
    • Gerekli donanıma sahipsinizdir ama ya farkında değilsinizdir ya da donanımlarınızı yanlış kullanıyorsunuzdur

    İşte bu nedenle hayatınızda yaşadığınız güçlüklerle baş edebilmek için sadece ilaç tedavisi yetmemektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra geçmiş bireysel ve ailesel öykünüzün alındığı, neden sonuç ilişkisinin kurulduğu , mevcut kişisel özelliklerinizin ortaya çıkarıldığı, yeni bir bakış açısı ile yeni  davranışlar kazanmanıza yardımcı olacak psikoterapi tedavisi de görmelisiniz.

     

     

     

     

     

  • Doğru Hedefe Yürüyün

    Doğru Hedefe Yürüyün

    Üniversite öncesinde hangi okul ve bölüm tercih edilmeli?

    Çocuğum için en doğru meslekler hangileri?

    Çocuğum üniversitede hangi bölümlerde başarılı olabilir?

    Çocuğuma hangi eğitimleri aldırmalıyım?

    Çocuğumun mesleki hayatına faydalı olabilecek faaliyetler neler?

    Çocuğum hangi mesleği seçerse mutlu ve verimli olabilir?

     

    Eminim sizler de pek çok danışanım gibi , çocuğunuz için bu ve benzeri sorulara yanıt arıyorsunuzdur? Meslek seçimi konusunda gençlere danışmanlık verirken en sık kullandığımız bilimsel  envanterlerin başında Holland Mesleki Tercih Envanteri geliyor.

    John Holland,  insanların, kişilik özellikleri ve ilgi alanlarının altı grupta toplanabileceğini göstermiş ve Tipoloji Kuramı olarak bilinen kişilik kuramını geliştirerek , kişiliklerine uygun olan meslekler seçen kişilerin daha mutlu ve başarılı olacağı sonucuna varmış.

    Holland’ın kuramında tanımladığı 6 kişilik tipi:

    1. Realistik Tip: Uygulamacı, maddeci ve diğer insanlarla iç içe olmayı tercih etmeyen kişilerdir. Güçlü ,somut ve ayakları yere basan faaliyetlere ilgi duyarlar, kişilerarası ilişkilerdeki becerileri zayıftır.
    • Mekanik, el becerileri, teknik ve tarımsal beceriler ve uygulamalar ve somut problem çözme gerektiren iş çevreleri bu kişilik tipine uygundur.
    • Objeler, araçlar, makineler, aletler, bitki ya da hayvanlarla çalışmaktan hoşlanırlar.
    1. Araştırmacı Tip: çözümleyici, kendi düşünce ve hislerine kulak veren ve karmaşık konulara ilgi duyan kişilerdir. Bilimsel yöntemlere önem verirler, sosyal ve liderlik becerileri gelişmemiştir.
    • Matematik ve fen bilimlerinde ( Tıp, eczacılık vbg. )yeteneklidirler.
    • Bilimsel, meraklı, çalışkan ve bağımsız olma eğilimindedirler.
    • Gözlem yapmak, öğrenmek, araştırmak, analiz etmek, değerlendirmek ve ölçmekten hoşlanırlar.
    1. Yaratıcı Tip : yaratıcı, ifade etme yeteneği olan, hassas ve kalıpları kabul etmeyen kişilerdir. Özgürlüğe, belirsizliğe ve estetiğe itibar ederler ve düzenli bir şekilde bilgi işleme becerileri yoktur.
    • Sıradanlıktan uzak, sanatsal ve sezgisel yetenekleri vardır.
    • Dil, sanat, müzik ve/veya drama becerilerini geliştirirler.
    • Yaratıcılık, hayal ve imgelemeye izin veren ve yapılandırılmamış etkinliklerle uğraşmaktan hoşlanırlar.
    1. Sosyal Tip: işbirliğine önem veren, ahlaklı, sorumlu, anlayışlı ve dost canlısı olmaya yatkın kişilerdir. Kişilerarası ilişkilere değer verirler, mekanik ve bilimsel becerilerden yoksundurlar.
    • Sözel becerileri iyidir.
    • İnsanlarla çalışmaktan hoşlanırlar.
    • Yardımsever ve arkadaşça olma eğilimindedirler.
    • Bilgilendirme, aydınlatma, öğretme, yardım etme, eğitme veya tedavi ve iyileştirmeden hoşlanırlar.

     

    1. Girişimci Tip: hırslı, dışa dönük, baskın ve kendine güvenli kişilerdir. Politik ve ekonomik alandaki başarılara itibar ederler ve bilimsel yetenekleri gelişmemiştir.
    • Liderlik etmekten, insanları etkilemekten, ikna etmekten, yönetmekten ve iyi performans ortaya koymaktan hoşlanırlar.
    • Satış veya insan yönetme etkinlikleri içeren işleri tercih ederler.
    • Tutkulu, dışadönük, enerjik ve kendilerine güvenli olma eğilimindedirler.

     

    1. Düzenli Tip: Gelenekçi tipler metotçu, kalıpçı, vicdanlı, yaratıcı olmayan ve uygulamacı olma eğiliminde olan insanlardır. İşte düzenlemeye ve başarıya değer verirler ve sanatçılık becerisinden yoksundurlar.
    • Bilgileri temiz ve sıralı bir şekilde tutarlar.
    • Düzenlidirler, masa işleri ve sayısal etkinliklerde yeteneklidirler
    • Kayıt tutma, hesaplama, bilgisayar kullanmayı gerektiren işleri tercih ederler.
    • Sorumlu, bağımlı ve ayrıntıya dikkat etme eğilimindedirler.fotograf