Etiket: adanada aile danışmanı

  • EVLİLİK AŞAMASINDA “AİLELER SAVAŞI “

    Masallardaki gibi olacak sanmıştık, yıllarca düşlediğim beyaz gelinliğim ve yanımda; ‘ acaba bir gün evlenebilir miyiz ki ‘ diye hayalini kurduğum aşkım …

    Ama öyle olmadı, daha kız isteme aşamasında başlayan adet ve usullerin yerine getirilip getirilmemesi, çikolata kabının büyük bir gümüş kap olup olmadığı gibi her şey sanki evlenmemizi engellemek için önümüze çıkarılan engellerdi.

    Daha ilk günden sevgilimin annesine kendimi beğendirme telaşındaydım, o bitti bu sefer annesi annemi , babası babamı beğenecek miydi? Yoksa oğullarına hiç kimseyi layık görmedikleri gibi beni de mi layık görmeyeceklerdi. Tam kız isteme bitti derken, aynı sorunlar nişanda yaşandı, siz daha az para harcayarak nişan yaptınız dediler, kendi tarafınızdan çok kişi, bizim taraftan az kişi davet ettiniz dediler .

    Şimdi de taraf olmuştuk smile ifade simgesi Annem iyice gerilmişti, her şeyi yokuşa sürüyor, nişanlım ne yapsa anneme beğendiremiyordu, zaten her buluşmamız senin annen şunu dedi, benim annem bunu dedi ile başlayıp kavgaya dönüşüyor, ben ağlayarak eve geliyordum.

    Annem ; “ gördün mü bu ilişkiden bir hayır gelmez , zaten neyi dosdoğru yapabildin ki bu güne kadar, dosdoğru koca seçesin “ diyordu.

    Ama biz yarım saat sonra birbirimiz özlüyor, hemen telefona sarılıp , ağlayarak barışıyorduk. Biliyorduk ki evlenince hepsi geçecek, artık kendi evimiz olacaktı, kimse bize karışmayacaktı, hep sabrettik ve balayı hayalleri kurduk.

    Düğün hazırlıkları başladı, her şeyin en iyisi olsun istiyordum. Üniversite okuduk, elimiz ekmek tuttu , ama adam olup kendi kararlarımızı veremiyorduk. Gerilim hat safhadaydı davetiye şeklinden başlayan anlaşmazlıklar düğünün nerede olacağına kadar sürüp gidiyordu, bitmek tükenmek bilmeyen taraflar arası gizli , üstü örtülü bir savaş vardı. Ama her iki taraf da bir araya geldiğinde “ onlar mutlu olsunlar da başka bir dileğimiz yok “ diyorlardı.

    Sonunda başardık, düğün dernek kuruldu, nikah kıyıldı, misafirler uğurlandı, her iki annenin gözyaşları içinde kendimizi yeterince suçlu hissettik, sanki toplu katliam yapmış katiller gibiydik, kargaşa, gürültü, herkesi mutlu etme telaşı, güya bizim mutluluğumuz içindi her şey …

    İşte pek çok çift gibi, mutluluk, sevgi, aşkın ispatlandığı evlilik gibi bir kurum için iki çiftin yıpranış öyküsünün özetiydi bu öykü…

    Yeni evli olmak yeni bir lisanı öğrenmek gibidir!

    Aile Yaşam Döngüsü içinde çocukların evlenip yuvadan gitmesi son derece doğal bir süreçtir. Ancak aileler bu süreci anormal görüp, sürekli sorun varmış gibi davranıyorlar. Bu da gençlerin yeni bir aile hayatına geçişini engelliyor ve kendilerini yorgun, depresif, hatta tükenmiş hissetmelerine yol açıyor.

    Yeni evli olmak yeni bir lisanı öğrenmek gibidir. Çiftlerin bunu öğrenebilmesi için biraz pratiğe ve zamana ihtiyacı vardır. Bırakın çocuklarınız kendi yaşam döngülerini tamamlayabilsinler…

     

     
  • İYİ ANNE ENERJİSİ

    Bu yazıyı her nerede okuyorsanız acaba kendinize 5 dakika ayırabilir misiniz?

    Sadece beş dakika, size küçük bir yolculuğa çıkmayı teklif ediyorum. Bu yazıyı sonuna kadar okuduktan sonra bahsettiğim adımları teker teker hayal ederek, bir deneyim yaşamaya ne dersiniz? Bu deneyimin sonunda “ iyi anne enerjisini “ hissedecek ve bugünün kalan kısmında kendinizi harika hissedeceksiniz…

    İşte başlıyoruz;

    • Oturduğunuz yerde sırtınızı rahatça yaslayın, eğer bir yerde uzanarak gazetenizi okuyorsanız sırtınızı yere dönerek tüm ağırlığınızı yattığınız yere verin,
    • Şimdi gözlerinizi yavaşça kapatıp, derin derin nefesler alarak gevşeyin
    • Sırtınızı dayadığınız yerin 37 derece sıcaklıkta , yumuşak bir kol olduğunu hayal edin.
    • Size “ hoş geldin, burada olduğun için çok mutluyum, iyi ki seni dünyaya getirmişim “ diyen sıcacık bir ses kulağınıza fısıldasın.
    • “Seni görüyorum, bu gün biraz gergin ve yorgunsun “ ya da “ seni görüyorum, bu gün harika bir gün olmalı, içinin kıpırtısı yüzüne yansımış “ diyor
    • “ Sen benim için çok özelsin, bedenimden ve ruhumdan bir parça taşıyorsun” diyerek gözlerinizin içine baksın, öylesine gülümseyerek ve sıcacık ki gözlerine baktığınızda içinize açılan bir pencere gibi içiniz aydınlansın,
    • “ Senin için ben buradayım, benden yardım isteyebilirsin, ne zaman ihtiyaç duyarsan yanında olacağım. Ama sana benim bir uzantımmışsın gibi, sadece benimle var olan bir köleymişsin gibi davranmayacağım”
    • Şimdi saçlarınızın şefkatle okşandığını hayal edin, sırtınızın güvenle sıvazlandığını “ sen bende huzur bulabilirsin, benim yanım güvenli, tıpkı senin dünyan gibi. Dünyada güvenebileceğin benden başka bir çok kişi var, sadece tehlikelerden haberdar olman ve tehlike durumunda ne yapacağını bilmen yeterli “
    • Şimdiden ellerinizin sıkıca tutulduğunu ve yine gözlerinin içine bakarak; “Yapmaya gayret ettiğin, denediğin her şeyle gurur duyuyorum, biliyorum ki denemeden öğrenemezsin. Benim görevim sen büyüyünceye kadar beden ve ruh sağlığını korumak.
    • Sen büyüdükten sonra hayatın güzel yanlarının keyfini çıkarırken, ben burada senin mutluluğunun tadını çıkaracağım. Hayatın zor yanlarında ise mücadeleni büyük bir hayranlıkla izleyecek ve aldığın her kararı saygıyla karşılayacağım.
    • Seni çok ama çok seviyorum…

  • Yeni Bir Televizyon Dizisi Başlıyor… ” BENİM AİLEM “

    Günümüzde bir çok dizi çekiliyor, kimisinin senaryosu, kimisinin oyuncuları, kimisinin de yönetmeni eleştiri alıyor. .Hatta bazı diziler veya programlar için RTÜK ‘e binlerce şikayet telefonu yağıyor. Bazen de RTÜK tarafından “Türk örf, adet ve geleneklerine uygun değil “ denilerek cezalandırılıyor.

    Peki bir düşünelim bakalım, bir gün bir telefon alsanız, senaryosunu, yönetmenliğini ve oyunculuğunu sizin ailenizin yapacağı bir dizi çekeceklerini ve adının da “BENİM AİLEM “ olacağını söyleseler nasıl bir diziniz olurdu? Hiç düşündünüz mü?
    Seyredenler ne düşünürdü, kendilerine ne gibi örnekler alırdı ?

    • İlk tanıştığınız andan itibaren yaşadıklarınız, aileleriniz arasındaki güç savaşı, birbirlerinin arkasından yapılan dedikodular….
    • Düğün günü yaşadıklarınız, bazen gelinlik, bazen düğün yeri bazen de altınlar nedeni ile çıkan tartışmalar. Hatta düğün günü çıkan kavgalar, o anda boşanma isteği olanlar.
    • Ailelerin evliliğinize alışma sürecinde “ bize az geldiniz, onlara çok gittiniz “ tartışması yapması, anneleriniz yüzünden arada kalışınız, her iki tarafın tam bir avukat edası ile kendi tarafını savunması mı ….
    • Bebek sonrası yaşanılan rol dağılımındaki dengesizlik, erkeğin eve gelir gelmez ‘ çok yorgunum’ diyerek televizyonun karşısına geçmesi, geceleri yastığını alıp başka odada yatması, çocuk hastalandığında annenin “ bu çocuk neden hasta, bir bakamıyorsun çocuğa “ diyerek eleştirilmesi…

    Anne karakteriniz, hayatın koşuşturması içinde kaybolmuş, kendi için hiçbir şey yapmayan, sadece çocuğu için var olduğunu söyleyen,…Çocuğunun fiziksel ihtiyaçlarının dışında duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelen, sürekli eleştiren, kendi başaramadıklarını çocuğundan bekleyen bir karakterde mi olurdu?
    Yoksa mutlu, doyumlu, suçlamaya girmeden , duygu ve düşüncelerini kolaylıkla dile getirebilen, çocuklarına kölelik ederek değil de yol göstericilik yaparak annelik yapan karakterde mi olurdu?

    Maalesef ki Türk örf, adet ve geleneklerine uygun değil diyerek cezalandırılan diziler , her gün bir evde canlı yayında zaten….

     

  • Aile Terapisi

    Aile ve Evlilik Terapisi nedir ve ne değildir?

    Aile bireyleri arasındaki ilişkileri ele alıp, (ya da ailenin bir alt birimi; örneğin eşler ya da anne-çocuk, baba- çocuk ya da  kardeşler arası) yaşadıkları  sıkıntılı ve zor süreçleri hem bireyin psikodinamiklerini kollayarak hem de bireyin sistem içinde değerlendirilmesine olanak tanıyarak ortak meselelerini belirlemelerine, sorunlarını sıralamalarına ve  çözümleri için işbirliği yaparak çalışmalarına olanak sağlayan en yaygın ve pratik yaklaşımlardan birisidir.

    Aile terapisi, bir aile üyelerini bir araya toplayarak, amatörce konuşmalar yapmak ve ya kendi sağduyusuna güvenerek öğütlerde bulunmak değildir. Ailenin bir üyesinde ortaya çıkan belirti ve ya sorunun ya da birkaç üyenin birlikte yakındıkları bir sorunun aile üyeleri ile toplu oturumda konuşup, sadece dile getirmesiyle herkesin sorunu artık bildiğini ve bunu kendiliğinden çözebileceklerini sanmaktan ibaret de değildir.

    Normal-anormal, sağlıklı-sağlıksız, fonksiyonel-disfonksiyonel aile gibi tanımlarda ve ayırımlarda bulunulması söz konusu olmadığı gibi, terapi ortamında haklı- haksız,    suçlu-suçsuz ayrımının yapılması da asla söz konusu değildir.

    Aile ve Evlilik Terapisti, yeterli psikoterapi eğitimi ve deneyiminin yanı sıra özellikle aile terapisi yolundaki teknik yöntemleri de bilen, ayrıca uygulamada da belli bir klinik deneyime sahip kişilerdir.

    Aile terapisinin amacı nedir? Hangi durumlarda gereklidir?

    Aile içinde yaşanan zorluk ve sıkıntı ailenin bir ya da birden çok üyesinde, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. İşleyişte zorluğu olan ailelerde çoğu zaman; bir kişinin belirlenmesi ile problemin kaynağı olarak tüm sorumluluğu o kişiye atfetme yönünde bir savunma mekanizması görülebilmektedir. Bu kişiler ise, sıkıntıları ile baş etmekte zorlanmakta ve kendi sıkılmışlığını, basılmışlığını, bastırılmışlığını ve bunalmışlığını ifade edememekten dolayı mağdur/muzdarip olmakta ve yakınmaktadır. Hem belirlenmiş kişinin hem de bütününde ailenin sıkıntılı döngüsünden çıkabilmesi ve sistemin rahatlatılması için, terapötik müdahaleye gereksinim duyulmaktadır.