PANİK ATAK İNSANI ÖLDÜRÜR MÜ?
Panik atak yaşayan danışanlarım ataklarının ne zaman geleceğini ve o anda ölmekten korktukları için tam olarak ne yapabileceklerini bilemediklerini söylüyorlar. Bu nedenle hayatlarını buna göre organize ediyorlar, herhangi bir ciddi sorun yaşamamak için de “Güvenlik Sağlayıcı Davranışlar” geliştiriyorlar.
- Evde yalnız kalmamaya çalışmak
- Evde veya dışarda sürekli yanında güvendiği birini bulundurmak
- Yanında ilaç taşımak,
- Ev işi, Spor veya cinsel aktiviteden kaçınmak
- Bunaldığını hissettiğinde alkol kullanmak
- Sık sık nabzını ve tansiyonunu ölçmek
- Hastanelere yakın olan güvenli yollardan geçmeyi tercih etmek gibi
Aile bireyleri de bu duruma yardımcı olmak niyeti ile uyum sağladıkça , bu sefer de etrafındaki kişilere bağımlı oluyorlar. Artık kendileri hastalığı değil de hastalık onları kontrol etmeye başlıyor, işte o zaman içinden çıkılmaz bir kısırdöngüye girilmiş olunuyor.
Oysa ki Panik atak ölümcül bir hastalık değildir. Kalp krizine yol açmaz. Tamamen bastırılmış düşünce ve kaygıların bir sonucu olarak vücudun verdiği belirtiler ve bu belirtileri kişinin yanlış yorumlaması, bilişsel çarpıtmalar sonucu ortaya çıkan korku atağıdır.
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR
- Olası kötü sonuçları abartma:“ panik atak sırasında göğsümde bir sıkışma hissediyorum, kalp krizi geçiriyorum “ veya “ boğazım tıaknacak ve nefessiz öleceğim” gibi …
- Korkunçlaştırma:“ bana bir şey olursa çocuklarım annesiz kalır, başkalarının elinde rezil olurlar” veya “ iş yerinde bir atak geçirirsem ve bunu patronlarım görürse rezil olurum, yüzlerine asla bakamam “ gibi…
- Denetimi elinde tutma isteği: “ arabayı ben kullanmıyorsam, sürücü dikkatsizce kaza yapabilir” veya “ panik atağım sırasında durduramazsam aklımı yitirebilirim” gibi…
- Mükemmelliyetçilik:“ Her şeyin en iyisini yapmalıyım” veya “ aklımı yitirmek istemiyorum, ben en iyi olmalıyım, problemlerimin hepsini çözmeliyim” gibi..
- Çıkarım yapma: “ ne zaman yoğun korku hissetsem, kesin kötü bir şey olacak” veya “sol kolum ağrıdı, kesin şimdi kalp krizi geçireceğim “ gibi…
İLAÇ TEDAVİSİNİN YANINDA PSİKOTERAPİ ŞARTTIR
Elbette ki verilen antidepresan ilaçlar , altta yatan örtülü depresyonu tedavi ettikçe, bedensel duyumları azalttıkça yanlış yorumlamalar da azalacağı için ataklar düzelecektir. Ancak sadece ilaç tedavisi yetmemekte;
- düşüncelerini ve davranışlarını yeniden yapılandırmayı öğrenebilecekleri ,
- ataklarını sakince yönetebilecekleri
- bir daha benzeri bir durum yaşamamak için altta yatan örtülü problemi fark edip çözebilecekleri psikoterapi tedavisi de şarttır.