Kategori: Çocuk – Ergen Danışmanlığı

  • Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri ve Tutumları

    Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri ve Tutumları nasıl olmalıdır? Dr. Obengül EJDER yanıtlıyor…

    Ergenlik Döneminde Anne – Babanın Görevleri Ve Tutumları

  • Ergenlik Dönemi Ne Zaman ve Nasıl Başlar?

    Ergenlik Dönemi Ne Zaman ve Nasıl Başlar? Dr. Obengül EJDER yanıtlıyor…

     

    Ergenlik Dönemi Ne Zaman Ve Nasıl Başlar?

  • Ergenlik Dönemi Nedir?

    Ergenlik dönemi nedir? Ne zaman başlar, neler yaşanıyor? Dr. Obengül EJDER açıklıyor…

     

    Ergenlik Dönemi Nedir?

  • Sevmek demek; bağımlı olmak demek değildir

    Okulların açılmasının ikinci haftasında olmamıza rağmen hala okul bahçelerinde annelerinin bacağına yapışıp ağlayan, okula gitmek istemiyorum diye çırpınan, kendi başlarına kalacaklarından korkan çocuklar ve çaresiz annelerini görmekteyiz. Bu durum anne ve babaların sevgi ile bağımlılığı birbirine karıştırmasından kaynaklanıyor. Çocuklarımızı sevmek demek, onları dizimizin dibinden hiç ayırmamak demek değildir, her istediklerini anında gerçekleştirmek için  maddi imkanlarımızı sonuna kadar zorlamak demek değildir.

    Ağlıyor diye okul bahçesinde nöbet tutmamalı, ona “ korkma ben buradayım, yanındayım”  diyerek aslında okulda korkulması gereken bir şeyler var demek ki mesajını vermemelisiniz.

    Bakın bir annenin çocuğuna yazdığı şiirin  şu dizeleri neredeyse her şeyi anlatıyor;

    “ Seni o kadar çok sevdim ki, kucağımdan indirdim yürüyebilesin diye…”

    Çocuklarınıza sevgi gösterirken , sınırları da iyi çizmeli, kendi başına yapabilecekleri şeyler için onları cesaretlendirmeli ve fırsat vermelisiniz. Hayatta kendi ayakları üzerinde durabilmeleri ,  mutlu, başarılı, doyumlu , çözüm üretebilen  bireyler olarak yetişebilmeleri  onları sosyal ve duygusal olarak ne kadar destekleyebildiğinizle ilintilidir aslında…

    Sosyal Ve Duygusal Gelişimi okula başlamaya uygun olan çocuklar;

    • Ana-babaya aşırı bağımlı değildirler
    • Okula istekli gelirler
    • Arkadaşları ile yaşadıkları sorunlarla baş edebilirler
    • Empati kurabilirler
    • Yaşıtları  ile pozitif ilişki içerisindedirler
    • Sorumluluk alabilirler
    • Kendilerini uygun bir biçimde koruyabilirler
    • Kızgınlık, üzüntü gibi duygularını diğerlerine zarar vermeden ifade edebilirler
    • Sınıf içi tartışmalara katılabilir, fikirlerini aktarabilirler
    • Okuldaki kuralların ve sınırların farkındadırlar ve uyum gösterirler.

    Ailelere Öneriler:

    • Çocuğunuzu iyi tanıyın, güçlü ve zayıf yönlerini objektif olarak değerlendirmeye çalışın.
    • Beklentilerinizi çocuğunuzun özelliklerine göre belirleyin. Unutmayın, çocuğunuzdan yapabileceğinden fazla veya az şey beklerseniz, onun hayal kırıklığı yaşayarak kendine olan güvenini kaybetmesine sebep olabilirsiniz.
    • İyi yapabildiği şeyler konusunda ödüllendirin, yapamadığını fark ettiğiniz şeylerde yol gösterin, nasıl yapabileceğine birlikte karar verin, destek olun, yeniden denemesi için teşvik edin.
    • Yaşına uygun sorumluluklar verin ve takip edin
    • Sorumluluğunu yerine getirmezse beklentinizi açık bir şekilde konuşun ve sonuçlarını üstlenmesini sağlayın
    • Duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesi için destekleyin, öncelikle kendi duygularınızı açıkça ifade ederek onlara örnek olun.

    Dil Gelişimi okula başlamaya uygun çocuklar;

    • Dil gelişimi yaşına uygun olan çocuklar, okul hayatında daha başarılı olurlar.
    • Duygu ve düşüncelerini anlaşılır ve akıcı bir biçimde aktarabilirler.
    • Bir hikaye ya da masalı baştan sona anlatabilirler
    • Karşılıklı sohbet edebilirler
    • Benzer ve zıt kavramları kullanırlar
    • Soru sorarlar

    Ailelere Öneriler:

    • Çocuğunuzla bol bol konuşun ,onunla ne kadar erken konuşmaya başlarsanız, o kadar yararlı olur. Küçük bebekler için kendileri ile konuşan annelerinin sesini dinlemeleri, onu gözleri ile takip etmeleri, onun kendisi için konuşmasını beklemeleri kadar yararlı bir şey yoktur!
    • Çocuğunuzla birlikte kitap okuyun.
    • Çocuğunuzu saatler boyu televizyonun karşısında yalnız başına bırakmayın.
    • Televizyon izleyecekseniz, çocuğunuza uygun olan programı siz belirleyin ve mutlaka birlikte izleyin. İzlediğiniz şey hakkında konuşun, eğer sürekli televizyon izlerse dil gelişimi kadar sosyal gelişimini de olumsuz yönde etkilemiş olursunuz.
    • Hikaye anlatın sonra da anlattığınız hikaye ile ilgili sorular sorun. Onun da  size bir hikaye anlatmasını isteyin.
    • Bildiği bir masalın sonunu değiştirerek anlatın. Sonra ondan da bunu yapmasını isteyin.
    • Onunla konuşurken benzer ve zıt kavramları, sayıları bol bol kullanın. Örneğin: “babanın kırmızı kalın kazağının üzerindeki gözlük, elindeki simidin yarısı, dolabın en alt çekmecesi”, gibi
  • Çocuğunuzu okula hazırlarken ona nasıl yardımcı olabilirsiniz?

    Ev hanımı bir anne,  ilk ve tek çocuğu olan 5,5 yaşındaki oğlunu  ” çok televizyon seyrediyor, okula gitmek istemiyor, bıktım, beni hiç duymuyor, ne söylersem tersini yapıyor ” diyerek getirmişti danışma odasına .

    Aslında annenin bu serzenişleri; onun  çocuğunun dünyasına nasıl giremediğini , onunla nasıl kaliteli vakit geçirmediğini ve oğlunun annesine, babasına nasıl tepki gösterdiğini anlatıyordu.

    Oyun odasına geçtiğimizde, 5 tane kalemi saymaya başladık ama sayamıyordu, siyah ve kırmızı dışında renklerin hiçbirini bilmiyordu, makası düzgün tutup kağıtları kesemiyordu.

    Uyguladığımız denver gelişim envanteri  ile , gelişim düzeyinin  normal olduğunu gördük.  Ancak ne yazık ki annesi bütün gün evde olmasına rağmen  çocuğu ile nasıl ilgileneceğini, ona neler öğretmesi gerektiğini bilmiyordu. Nasılsa evdeyim deyip anaokuluna da göndermemişti. Sonuçta çocuk diğer yaşıtlarına göre bir hayli gerideydi ve okula gitmek istemiyordu.

    Çocukların okula hazır olup olmadığını 5 boyutta inceleyebiliriz:

    1. Fiziksel sağlık ve motor gelişim
    2. Sosyal ve duygusal gelişim
    3. Öğrenmeye yaklaşımı
    4. Dil gelişimi
    5. Biliş ve genel kültür

     

    1) Fiziksel Sağlık Ve Motor Gelişim

    Fiziksel sağlıkları; çocukların genel sağlık durumları ile ilgili olup, çok sık hastalanan çocukların okula uyumda güçlük yaşadıklarını görmekteyiz. Bu nedenle okula başlayacak olan çocukların öncesinde genel bir sağlık kontrolünden geçmeleri yararlı olacaktır.

    Motor gelişimi ise; “İnce-motor gelişim” olarak adlandırılan  baş ve işaret parmağının etkin kullanımı ile,  “kaba-motor gelişim” olarak adlandırılan yürüme, tırmanma ,top oynama gibi becerileri kapsamaktadır.

    İnce Motor Gelişimi okula başlamaya uygun çocuklar ;

    Bağımsız temizliklerini yapabilirler

    • Bağımsız giyinebilir ve soyunabilirler
    • Dökmeden , çatal bıçak kullanarak yemeklerinin tamamını kendi başlarına yiyebilirler
    • İnsan resmini eksiksiz çizebilirler
    • Bazı şekilleri ve harfleri kopyalayabilirler
    • Sayıları yazabilirler
    • Makasla bir şekli kesip çıkarabilirler
    • Düğme ilikleyebilir, fermuar çekebilirler

    Ailelere  Öneriler;

    • Çocuğunuza kendi işlerini kendi yapabilmesi için fırsat verin.
    • Özellikle kendi başına giyinmesini ve soyunmasını, düğmelerini iliklemesini ,fermuarını çekmesini, yemeğini çatal-bıçak kullanarak kendi başına yemesini, temizliğini kendisinin yapmasını destekleyin .
    • Kağıt ve makas kullanılan aktivitelere ağırlık verin. Örneğin çocuğunuzdan gazetede gördüğünüz bir ilanı ya da hoşuna giden bir resmi  kesmesini isteyebilirsiniz.
    • Değişik renkte kartonları kullanarak birlikte çeşitli şekiller (ev,okul,gemi,uçak,uzay yaratığı vb.)  üretebilirsiniz.
    • Evde kek, kurabiye, kısır ,salata gibi yiyecekleri birlikte hazırlayın
    • Sofra kurup, toplamasına müsade edin.
    • Baş ve işaret parmağını kullanabileceği oyunlar yaratabilirsiniz. Örneğin çamaşır asmak için kullanılan renkli mandalları bir sepete doldurarak “en çok mandalı ipe takabilen kazansın”  oyunu oynayın

    Kaba Motor Gelişimi Okula Başlamaya Uygun Olan Çocuklar…

    • Dengeli bir biçimde yön değiştirerek koşabilirler
    • Yüksek bir yere tırmanıp atlayabilirler
    • Topu yerde zıplatabilirler
    • Topu ayakları ile sürebilirler
    • Tek elle topu ileri doğru atabilirler
    • Tek ayak üzerinde birkaç kez sıçrayabilirler
    • 2 ve 3 tekerlekli bisiklete binebilirler

    Ailelere Öneriler:

    • Çocukları evin içine mahkum etmeyin
    • İp atlama, bisiklete binme, top oynama, kaydırağa tırmanma gibi oyunları oynayabilmesi için fırsatlar yaratın.
    • Yaşıtları ile sık sık birlikte olmasını sağlayın
    • Basketbol,futbol,voleybol gibi spor dalarlına özendirin, oynamasını sağlayın
    • Böylece hem sizinle birlikte vakit geçirmiş olur, hem de motor koordinasyonunu desteklemiş olursunuz.
  • Öğretmenim bana yardım et!

    Küçükken babam polis memuruydu, evde üniformasıyla zaten yeterince korkutucuydu. Eve geleceği zaman çil yavrusu gibi dağılırdık. Babam dövmezdi ama annemden çok dayak yerdim. Yok televizyonun sesini çok açtın, yok terlik neden giymedin, yok sokakta çok kaldın diye döverdi beni. Bir de öğretmenimle tehdit ederdi. “ Seni öğretmenine söyleyeceğim, okulda herkesin içinde rezil etsin seni” derdi. Bunun bir tehdit olduğunu bilirdim ve her gün okula korkuyla giderdim.

    Bir gün 3.dersin sonunda çok sıkıştım. Öğretmenimden tuvalete gitmek için izin istedim ;  “ dersten kaçmak için sürekli bahane üretiyormuşsun, annen bu bahanelerinden bıkmış, şimdi de beni annen gibi mi kandırmaya çalışıyorsun “ dedi ve izin vermedi. Sadece beş dakika tutabildim ve altıma yaptım. Yanımdaki kız arkadaşım çığlık atıp “ burası çok fena kokuyor öğretmenim” diye bağırdı. Yerin dibine girdim. Annemin tehditleri bu sefer gerçek olmuştu, tüm okula rezil oldum. Öğretmenim beni pis bir paçavra gibi kulağımdan tuttu ve sınıftan attı. Müdürün odasına gittiğimde annem okula gelene kadar beni ayakta bekletti, sandalye kirlenmesin diye oturtmadı bile, daha 7 yaşında 2 saat ayakta bekledim. Bir ara galiba tansiyonum düştü ki gözlerim karardı , sapsarı oldum, bayılacaktım nerdeyse…

    Şimdi bir fabrikada endüstri mühendisi olarak çalışıyorum. Üst düzey yöneticilerle ne zaman bir toplantıya girecek olsak hemen kalbim çarpıyor, bir aksilik çıkacak, bir yerlerde hata yapacağım diye hala çok korkuyorum. Sosyal ortamlara , kalabalıklara girmekten çekiniyorum. Eşim bundan çok şikayetçi ama hata yapıp rezil olmaktansa hiç gitmem daha iyi…

    Öğretmenler çocukların hayatlarında önemli miheng taşları  

    Çocukların  kişilik yapılanmasının temeli  0-7 yaş arasında atılır. Bu nedenle anne ve babaların tutum ve davranışları bu dönemde hayati önem arz eder. Anne veya babanın kaybı, çocuğun evde sürekli sözel, fiziksel , cinsel ihmale veya istismara uğraması, çocuğun aşırı korunup kollanması veya aşırı baskı altında tutulması gibi sebepler  ileri yaşlarda telafisi çok zor olacak problemlere  yol açar.

    Bu nedenle tıpkı tıbbi bir görüntüleme yöntemi olan  MR gibi danışanlarımın geçmiş yaşam öykülerini  ince kesitler halinde alırım. Sadece aile yapılarının değil , hayatlarındaki bir diğer önemli anne-baba  figürü olan anaokulu ve ilkokul öğretmenleriyle ilişkilerinin hikayesini de alırım. Çünkü evde yolunda gitmeyen bir şeyler olsa bile çocuğun öğretmeniyle olan ilişkisi onun hayatında daha derin kötü izler bırakabileceği gibi , hayatının akışını değiştirebilir, kurtarıcı rol oynayabilir.

    Öğretmenim;

    • Ailede yeterince korunuyorum, ne olur okulda daha özgür davranmama, kendi işlerimi kendim yaparak özgüvenimin gelişmesine yardım et
    • Ailede yeterince eziliyorum, ne olur hatalarımda beni cezalandırmadan önce dinle, çözüm üretmeme yardım et
    • Ailemde yeterince yalnızlığa itiliyorum, ne olur küçük görevler ver bana , okul için, sizin için değerli ve gerekli olduğumu hissetmeme yardım et.
    • Ailemde yeterince köreliyorum, hiçbir şey yapmama izin vermiyorlar, ne olur yaratıcılığımı engelleme, harika fikirlerim ve becerilerim var, onları sergilememe fırsat tanı , farklı biri olduğumu göstermeme yardım et
    • Ailemde yeterince aptal, başarısız, beş para etmez tanınıyorum zaten, ne olur senin gözlerinde bir ışık göreyim, bana değerli olduğumu hissettir ki içimdeki gerçek çocuğu yansıtabileyim, yeteneklerimi ortaya koymama yardım et

     

  • Tırnak Yemek

    Tırnak Yeme Nedir?

    Tırnak yeme, tırnağın veya kenarlarındaki dokunun diş ile koparılması veya kemirilmesi davranışına verilen isimdir. Aslında kopardıkları tırnakları yemez, tükürüp atarlar

    Tırnak yeme alışkanlığı nadiren 15 ay gibi erken dönemde  görülse de , genellikle 3-4 yaşlarında başlar. Duygularını sağlıklı aktaramayan veya aktarmaya çalıştığı duygularının anlaşılmadığını hisseden çocuklarda sık yaşanır.

    Sebepleri Nelerdir?

    Tırnak yeme alışkanlığı, çocuğun evde veya yakın sosyal çevresinde  tırnak yiyen birini görerek öğrenebileceği gibi  daha çok içinde yaşadığı  psikolojik çıkmazlardan kaynaklanabilir. Bunlar;

    • Üzüntü ve sıkıntı duyguları
    • Gerilim ve kaygı duyguları
    • Öfke ve saldırganlık duyguları
    • Değersizlik ve güvensizlik duyguları
    • Aile içi iletişim sorunları
    • ile içinde aşırı baskılı ve otoriter bir eğitimin olması
    • Boşanma veya  ayrılıklarda yaşanan kaos ortamı

    Nasıl Tedavi Edilir?

    Çocuğa düşünce ve duygularını daha sağlıklı aktarması öğretilmeli, eğer bunu başarır ise tırnak yeme alışkanlığının kolayca gerileyebileceği çocuğa söylenmelidir. Çocuk buna inandırıldığı zaman bu alışkanlıktan vazgeçmek için çaba gösterecektir.

    Çocuk bakı altına alınır veya sürekli uyarılır ise , bu bir işe yaramadığı gibi  bu alışkanlığın kökleşmesine ve başkalarını kızdırmak ve huzursuz etmek için bir araç olarak kullanılmasına neden olacaktır.

    En etkili yöntem 3-4 yaşlarına kadar bu alışkanlığın anne baba tarafından fark edilip uyarmak yerine görmezden gelinmesi, altta yatan bir sebep var ise hemen bunun önlemlerinin alınmasıdır.

    • Çocuğun hangi durumlarda tırnak yediği belirlemeye çalışılmalıdır.
    • Çocuğun gerginlik ve uyumsuzluk nedenleri iyice araştırılmalı ve bunlar saptanarak çözüm getirilmelidir.
    • Çocuğu azarlamak, korkutmak, ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin uygulanması yararlı olmamaktadır. Hatta kimi zaman daha ağır duygusal problemlerin çıkmasına neden olabilir.
    • Çocukları korku kaygı yaratacak durumlardan uzak tutmak gerekir.
    • Çocukları ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar sağlayabilir. Ancak bunun kısıtlı ve uygun şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde çocuk yeni ödüller almak için bunu kullanabilir.

     

  • Parmak Emme

    Bebekler ilk 1 yıl içinde dünyayı ağız yolu ile tanırlar. Çünkü anne karnından itibaren bebeklerin sahip oldukları en güçlü reflekslerden birisi emme refleksidir. Emme beslenmenin dışında aynı zamanda haz veren bir işlemdir. Bu nedenle bebekler ne bulduysa  ağızlarına götürmeye çalışırlar.

    Bazen bebeklerin kendilerini gergin hissettiği durumlarda ( uykuya geçiş, yalnız kalma, yoğun heyecan, sevinç gibi ) veya  annenin olmadığı durumlarda karşımıza çıkabilmektedir.

    Sebepleri Nelerdir?

    • Anneden erken ayrılık veya anneye aşırı bağımlılık
    • Sevgi ve güven eksikliği
    • Memeden erken ayrılma
    • Kardeş kıskançlığı
    • Ev içinde yaşanan gerginliklerin çocuğa yansıması
    • Erken memeden kesilip kaşıkla ek gıdaya zorlanan çocuklarda da parmak emme davranışına sık rastlanmaktadır.

    Nasıl Tedavi Edilir?

    • Parmak emme davranışı gösteren çocuk küçümsenmemeli, utandırmamalıdır.
    • Anne ve çocuk arasında kazanılması gereken bir savaşa çevrilmemelidir
    • Parmak emmenin damak yapısına parmağına zarar verebileceği çocuğa anlatılmalıdır.
    • Olumlu davranışlarına odaklanmak, sözlü övgüler ve teşvik edici minik ödüller kullanılmalıdır.
    • Parmağını emerek uyuyan bir çocuğun uykuya dalınca ağzından parmağı çekilmeli, anne veya babanın elini tutması istenebilir.
    • Masal anlatılarak uyuması sağlanabilir
    • Uykuya geçişte “geçiş nesnesi” dediğimiz oyuncak gibi benimseyebileceği objeler yatağına konulabilir,
    • Eğer hala parmak emme davranışı devam ediyor ise aile içinde çocuğu geren başka bir durum söz konusu olabilir, profesyonel yardım alınmalıdır.
  • Çocuklarınızı İnternet Tuzaklarından Koruyun

    Bir pazar günü, akşam üzeri gazetemi okuyordum, bir yandan da kızımın  tablet bilgisayarından radyo dinliyordum. Ara sıra bilgisayarına gelen mesajlar yüzünden müzik kesiliyordu, önce çok dikkatimi çekmedi, daha sonra mesajlar o kadar sık gelmeye başladı ki , bilgisayara bakma ihtiyacı hissettim. Biliyorum birbirmize ait özel eşyalarımızı karıştırmamlıyız, ancak bir anda karşıma açılan mesajları görünce şok oldum. Gözlerime inanamadım, bir arkadaşlık sitesinden geliyordu mesajlar ve cümlelerin çoğu cinsel içerikliydi. Kızıma küfrediyor, bir sürü hakaretler yağdırıyordu. Bir baba olarak ne yapacağımı bilemedim. Kan beynime sıçradı, hemen bilgisayarı alıp içeriye geçtim ve geçmişteki bütün mesajları okumaya başladım.

    Kızımın da küfürlü yazılara aynı şekilde cevaplar yazdığını gördüm. Daha kızım 15 yaşında , evde ne annesi ne de ben asla bu şekilde konuşmayız, bu kadar kötü kelimeyi nerden biliyor olabilir? O güne kadar böyle bir şeyin başımıza gelebileceğini hiç düşünmemiştim. İnanılmaz sinirlendim ve kızımın dersaneden gelmesini bekleyemeden önce bilgisayarı kırdım, sonra odasına gittim ve diğer eşyalarını karıştırdım, pek bir şey bulamadım ama eğer evde olsaydı galiba onu da feci şekilde dövebilirdim. Annesi beni zor sakinleştirdi.

    Bir saat sonra kızım eve geldi, gördüklerimi anlattım , elindeki telefonunu aldım ve onu da kırdım, sokağa çıkmasını yasakladım, servisin dışında başka hiçbir şeye binmemesini söyledim. Kızım da ağlamaya başladı, adamın birinin kendisini sürekli mesajlarla taciz ettiğini, korkusundan bize söyleyemediğini, yaklaşık üç aydır bunun devam ettiğini anlattı.

    Sabaha kadar uyuyamadık, ne yapıcağımı bilmiyorum, adamın mesajlarında ne ismi var, ne yaşadığı şehir, ne telefon numarası, nasıl bulacağım? Kızımı bu adamdan ve benzeri kişilerden nasıl koruyacağım. Biz kızımız evde , akşamları yanımızda diye güvende zannediyorduk, meğerse bilgisayar ortamı daha da tehlikeliymiş, şimdi ne yapmalıyız doktor hanım?

    Çocuklarınıza bilgisayar kullanmayı ve kurallarını öğretmelisiniz

    Çağımızın elbette vazgeçilmez araçlarından bir tanesi bilgisayar ve internet. Özellikle çocukların ve gençleirn bu hızlı iletişim ağına ayak uydurmaları çok kolay oluyor. Ancak henüz hiçbir hayat tecrübesi olmayan, masum çocuklarımız dışarıdan gelebilecek tehlikleden bir haber yaşıyorlar.

    Çünkü ne yazık ki anne babalarının çoğu ne bilgisayar kullanmayı biliyor, ne de internet kullanıcılığının kurallarını. Doğal olarak bilmedikleri bir konuda da çocuklarını uyaramıyorlar.

    Bazı anne babalar ise internet kullanmayı bilseler bile ya oyun sitelerinin, ya da seks sitelerinin bağımlısı olmuşlar bile. Böylece aile içinde çocuğa kötü örnek olduğunun farkına bile varamayan birileri oluyor.

    • İlk okul çağındaki çocuklarınızın cep telefonu ihtiyacı yoktur, onlara cep  telefonu almayın, evde bilgisayar kullanımı günde 30 dakikayı geçmemeli
    • Orta okul çağındaki çocuklarınızın telefonu varsa bile kısıtlı görüşmeye açık olmalı ve internete kapalı olmalı , evde bilgisayar kullanımı günde 45 dakikayı geçmemeli
    • Lise çağındaki çocuklarınızın cep telefonu ve bilgisayarları olabilir ancak ders çalışırken cep telefonları kapalı olmalı, evde bilgisayar kullanımları günde 1,5 saati geçmemeli
    • 18 yaşından küçük çocukların kullandıkları bilgisayarların ya da tabletlerin çocuk koruma programı olmalı, uyuşturucu kullanımını anlatan siteler gibi zararlı sitelere  veya  seks sitelerine girişleri engellenmeli
    • Çocuklarınıza internette girdikleri tüm siteleri takip ettiğinizi, tanımadığı kişilerle ne facebook ne de arkadaşlık siteleri aracılığı ile görüşmemeleri gerektiğini anlatmalsınız
    • Başkasının yerine hesap açmanın yasak olduğu gibi, diğer bilişim suçları konusunda da çocuklarınızı eğitmelisiniz
    • Çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olmalı, kendini rahatsız eden ya da taciz eden kişiler olduğunda korkmadan sizinle paylaşması gerektiğini söylemelisiniz
    • Ailece birbirinize yakın olmalı, kaliteli vakit geçirmeli, çocuklarınızın gerçek hayatta sosyalleşmesine olanak sağlamlısınız

    cocuklar-internet