Anne ve babaların en çok korktukları ve asla başlarına gelmeyeceklerine inanmak istedikleri konunun, çocuklarının madde kullanması ve erken müdahale edilmez ise bağımlı olmaları gerçeğinin geldiğine dikkat çeken Dr. Obengül Ejder, “Aslında korku, ardından kaçmayı getirir. Bu konuda konuşmak, hatta okuyup, bilgi sahibi olmak bile istememelerine sebep olur. Oysa ki, anne ve babalar bu konuda ne kadar bilgi sahibi olurlarsa çocuklarına o kadar doğru yaklaşımlarda bulunurlar ve tehlike büyümeden önlemiş olurlar.” dedi.
Tüm dünyada en yaygın kullanılan bağımlılık yapıcı maddeler arasında sigaranın da sayıldığını bildiren Dr. Ejder, her ne kadar sigara içiminin basit gibi görünse de diğer tüm bağımlılık yapıcı maddelerin başlangıç noktası olduğunu ifade etti.
Bağımlılık yapan ikinci maddenin alkol, üçüncüsü ise esrar olduğunu söyleyen Dr. Obengül Ejder, ülkemizde de kullanımı giderek artan ve gençler arasında “ottur, zararı yoktur, bağımlılık yapmaz“ şeklinde inanılan esrar kullanım yaşının her geçen gün daha aşağılara inmesinin ürkütücü olduğunu kaydetti.
Dr. Obengül Ejder’e göre madde bağımlılığına başlamanın birçok nedeni var. Merak, arkadaş grubu, çocukların arkadaşlarına “hayır” diyememesi bu nedenlerin başında geliyor. Madde bağımlılığının psikolojik yönlerinin çok yoğun olduğunu belirten Dr. Ejder şunları söyledi; “Bağımlılık uzun zaman ruhsal ve fiziksel bağımlılık olarak ikiye ayrılmıştır. Fiziksel bağımlılık, maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir. Beden uyuşturucu maddeye karşı bir adaptasyon geliştirir. Madde alınmadığı zaman, ortaya bazı belirtiler çıkar. Çünkü bedenin bulduğu fizyolojik adaptasyon bozulmuştur. Kendini yeni duruma göre ayarlamak zorundadır. İşte bu dönemde belirtiler gözlenir. Ruhsal bağımlılık, kişinin duygusal ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini tatmin etme, gidermek amacı ile o maddeye düşkünlüğü biçiminde tanımlanabilir. Ruhsal bağımlılıkta madde alındığında doyum, rahatlama ve haz meydana gelir. Fiziksel bağımlılık kısa bir süre içinde sonlanabilir. Ancak asıl sorun ruhsal bağımlılığın sonlandırılmasıdır. Bu daha uzun bir süreç ve çaba gerektiren bir durumdur.”
Bağımlıların büyük çoğunluğunun kontrol edebileceği inancı ile madde kullanmaya başladığına dikkat çeken Dr. Obengül Ejder, “Madde bağımlısı hiçbir zaman bağımlı olabileceğini düşünmemiştir. Amaç ara sıra kullanmaktır. Ancak sonuçta kişi bağımlı hale gelir. Çünkü bağımlılık madde kullanımının kaçınılmaz sonucudur. Kişi bağımlı olduğunun farkına varamaz. Farkına vardığı zaman ise çok geçtir.” diye konuştu.
Madde bağımlılığının iyileşmeyeceğini ancak düzebileceğini vurgulayan Ejder, “İnsan bir kez bağımlı oldu mu artık bir daha tam olarak bu bağımlılıktan kurtulamaz. Ancak bu demek değildir ki, bağımlılık düzelmez. Bağımlılık düzelir ancak iyileşmez. Kişi madde kullanmadığı sürece iyidir. Bir sorunu yoktur. Ancak madde kullandığı andan itibaren bağımlılık sorunu derhal canlanır ve her şey yeniden başlar.”
Dr. Ejder, gençlerin ve çocukların madde bağımlısı olmaması ve bu tür zararlı ortamlardan uzak kalmasında ailelere büyük görev düştüğünü de dile getirdi. Anne ve babaların çocuklarıyla yakından ilgilenmesi uyarısında da bulunan Dr. Ejder, “çocuğum madde kullanıyor mu?” diye içinde şüphe olan ebeveynlere şu önerilerde bulundu; Çocuğunuzun madde kullanıp kullanmadığını anlamanın birçok yolu olabilir. Bunlar arasında en kesin sonucu saç ve idrar testleri verir. Ama bu yönteme başvurmadan önce bazı işaretlere dikkat edebilirsiniz.
– Madde kullanan çocuklar aile ilişkilerini azaltır ve evde daha az vakit geçirirler.
– Her zamankinden daha fazla para harcamaya başlarlar.
– Hiç tanımadığınız yeni arkadaşlar edinmeye başlarlar.
– Kendisine olan özeni azalır.
– Çevresi ve arkadaşları eski önemlerini yitirirler.
– Hafif uykulu ve yorgun gözükebilirler.
– Yeme alışkanlıkları bozulur, kilo kaybedebilirler.
– Daha sinirli olabilirler.
Bir yanıt yazın