Etiket: gençlerde şiddet önlemek

  • Bir genç nasıl bir suç makinesi haline gelebilir?

    Hiç merak ediyor musunuz, bir genç nasıl bir suç makinesi haline gelebilir? İçinde bulundukları bu kara kuyuya nasıl düşerler?

    • Aile içinde yaşanılan problemler, şiddet içeren kavgalar, çocuklara yansır.
    • Aile çocuğa karşı baskıcı yöntemler , ağır cezalar gibi etkin olmayan çözümler uyguladıkça, çocuğu bir kenara iter, ihmal ve istismar edilmeye başlanır.
    • Sonuç olarak çocuk, yaşadığı sıkıntıyı ve duygularını adlandırılamaz. Hissettiği sıkıntı ile başa çıkmayı, makul hedefler koymayı öğrenemez.
    • Okul öncesi yıllarda kötü deneyimler yaşayan çocukların ergenlik dönemine geldiklerinde eğitim hayatlarında zorluk çekmesi, akranlarına karşı agresif davranması , arkadaşlık ilişkilerini geliştirmekte zorluk çekmesi kaçınılmaz olur.
    • Aile çocuğun okul başarısızlığı ile nasıl başa çıkabileceğini bilemez, çocuktan beklentileri yükselir, giderek çocuğun okulla olan ilişkileri de bozulur. Bir süre sonra çocuk okul problemini dışlamaya ve ret etmeye başlar.
    • Çocuğun tepkisel davranışları okul yönetimi tarafından desteklenemez bir hale gelir ve giderek “ümitsiz vaka” olarak değerlendirmeye başlanır, çözümü aile okuldan beklerken , okul da aileden beklemektedir.
    • Ergenlik döneminde çocuk okuldan kaçmaya başlar. Artık ergenin hedefleri kaybolmuş, aileye ve toplumsal değerlere yabancılaşmıştır.
    • Okulda arkadaşları tarafından sevilmedikçe , ret edildikçe kendisine uygun arkadaşlar aramaya başlar. Çoğu zaman da yaşça kendinden büyük kişiler ile arkadaşlık eder.
    • Giderek çocuk kavga olaylarının içinde bulur kendini, enerjisini boşaltacak , kendini ifade edecek bir mecra bulmuştur kendine. Artık alkol, esrar , extasy gibi bağımlılık yapıcı maddeler ile karşılaşması , ummadığı kişilerden fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet görmeye başlaması an meselesidir …

    Aile ise, artık ondan ümidi kesmiştir. Bir nevi teslim olmuşlardır. Onu izlemekten vazgeçer ve kendi haline bırakırlar. Bu da sorunun giderek çözümsüz hale gelmesine yol açar. Okul başarısızlığı bir yandan, arkadaşları tarafından itilmek bir yandan, evde uğradığı fiziksel ve psikolojik şiddet bir yandan genci sıkıştırdıkça , bütün problemlerini ilk öğrendiği yöntem olan ŞİDDET ile çözmek isteyecek ve geri dönüşü çok zor olan yollara sapacaktır…

     

     
  • Okullarda yaşanan şiddet

    Okullarda yaşanan şiddet ; gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarının anlaşılıp, karşılanması ile önlenebilir.

    13 yaşındaki bir genç okulda , arkadaşı kendisine “salak “ dediği için yumrukla vurmuş , gözünü morartmış, kaşının açılmasına sebep olmuştu. Disipline gideceğini öğrenince
    “ Vallahi kötü niyetim yoktu, ben babama çekmişim, o da böyle hızla parlar, kızdığında gözü hiçbir şey görmez, sinirlenince vurur ama sonra pişman olur, ne olur beni disipline göndermeyin …” diyerek ağlamaya başlamıştı.

    Şiddet eğilimi olan çocukların evlerinde de şiddet gördükleri , yaşamlarının bir parçası haline geldiği aşikar. Bu davranışlarının altında kişilik yapılanmalarının sağlıklı gelişmememesi yatmaktadır.

    Eğer gençlerin şiddet eğilimini önlemek istiyorsak, onların gelişimsel ihtiyaçlarını anlamalı ve bu ihtiyaçlarını karşılayacak projeler üretmeliyiz.

    Öneriler:

    • Gençlerin okul başarısı sadece matematik, fizik , kimya gibi derslerden aldığı notların başarısı ile ölçülmemelidir.
    • Yaşamları boyunca SBS, YGS LGS, DGS, KPSS, ÜDS, TUS, DUS, gibi sınavların peşinde koşarken düşünsel, duygusal, sosyal gelişimleri ihmal edilmemelidir.
    • Okullarda bulunan Psikolojik Danışmanların mevcuda göre sayıları arttırılmalı, rehberlik servisinin yanında Aile Danışma Ünitelerinin de hizmet vermesi sağlanmalıdır.
    • Gençlerin okuma alışkanlıklarını arttırmak, öğrenmeyi zevkli hale getirmek için çeşitli konularda ödüllü münazara yarışmaları, bilgi yarışmaları düzenlenmelidir.
    • Resim, müzik, fotoğraf gibi sanatsal faaliyetlerde bulunabilmeleri için okullarda sanat atölyeleri açılmalıdır .
    • Okullar arası düzenlenen müzik yarışmalarında , yetenekli çocuklar keşfedilip, güzel sanatlar lisesinde veya konservatuarlarda okuyabilmeleri için imkanlar sağlanmalıdır.
    • En önemlisi kamuoyunda duyarlılık sağlanmalı, şiddet içeren dizi, film ve diğer programların sayıları azaltılmalı, cinayet sahnelerinin açık bir şekilde yayınlanması engellenmelidir.
    • Dizilerde gördükleri kavga ve şiddet içeren sahneler, her delikanlının cebinde silah taşıması gerekiyormuş imajı yarattığı gibi, gençlerin güç ve kuvvete özenmesini sağlamakta, zihinlerde bir insanı öldürmenin ne kadar kolay olduğu imajı da yaratmaktadır.
    • Delici, kesici ve ateşli silahlara erişim bu kadar kolay olmamalı, sivil silahsızlanma için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

     

     
  • Bir Genç Suç makinası Haline Nasıl Gelir?

    Ülkemizde genç nüfusa sahip olmakla övünüyoruz. Bir ülke için genç nüfus demek; üretkenlik demek, ülke ekonomisi için heyecan demek, yeni projeler demek …
    Ancak hala gençlere yönelik sağlam politikalarımız maalesef ki yok , her şey ailelerin inisiyatifine bırakılmış durumda . Ailelerin sosyoekonomik seviyeleri düştükçe , çocukları ile yaşadıkları problemlerin seviyeleri de artıyor.
    Sonuç ortada ; artık gazetelerin 3. sayfalarından gençlerin şiddet ve suç haberleri hiç düşmemeye başladı.

    Hiç merak ediyor musunuz, bir genç nasıl bir suç makinesi haline gelebilir? İçinde bulundukları bu kara kuyuya nasıl düşerler?

    • Aile içinde yaşanılan problemler, şiddet içeren kavgalar, çocuklara yansır.
    • Çocuğun sevgi ve güvenden yoksun büyümesi , onun huzursuz olmasına, duygularının olgunlaşamamasına neden olur. Giderek dürtü kontrol bozukluğu dediğimiz ; dürtüsel davranışların artmasına , dikkat problemleri yaşmasına neden olur. Bu da çocuğun ebeveyni ile ilişkisinin daha da bozar.
    • Aile çocuğa karşı baskıcı yöntemler , ağır cezalar gibi etkin olmayan çözümler uyguladıkça, çocuğu bir kenara iter, ihmal ve istismar edilmeye başlanır.
    • Sonuç olarak çocuk, yaşadığı sıkıntıyı ve duygularını adlandırılamaz. Hissettiği sıkıntı ile başa çıkmayı, makul hedefler koymayı öğrenemez.
    • Okul öncesi yıllarda kötü deneyimler yaşayan çocukların ergenlik dönemine geldiklerinde eğitim hayatlarında zorluk çekmesi, akranlarına karşı agresif davranması , arkadaşlık ilişkilerini geliştirmekte zorluk çekmesi kaçınılmaz olur.
    • Yaşadığı okul başarısızlığı derslerine olan ilgisinin daha da kaybolmasına, sorumluluklarından kaçmasına neden olur. Önceki yılarda evde yaşanan çatışmalara bir de okul başarısızlığı gibi yeni bir sorun eklenir.
    • Aile çocuğun okul başarısızlığı ile nasıl başa çıkabileceğini bilemez, çocuktan beklentileri yükselir, giderek çocuğun okulla olan ilişkileri de bozulur. Bir süre sonra çocuk okul problemini dışlamaya ve ret etmeye başlar.
    • Çocuğun tepkisel davranışları okul yönetimi tarafından desteklenemez bir hale gelir ve giderek “ümitsiz vaka” olarak değerlendirmeye başlanır, çözümü aile okuldan beklerken , okul da aileden beklemektedir.
    • Ergenlik döneminde çocuk okuldan kaçmaya başlar. Artık ergenin hedefleri kaybolmuş, aileye ve toplumsal değerlere yabancılaşmıştır.

    • Okulda arkadaşları tarafından sevilmedikçe , ret edildikçe kendisine uygun arkadaşlar aramaya başlar. Çoğu zaman da yaşça kendinden büyük kişiler ile arkadaşlık eder.

    • Kurduğu arkadaşlıklar genelde kurallara uymayan , suça eğilimli gruplar olup, çeteleşme eğilimi yüksektir. Yaşı büyüdüğü ve çevresi geliştiği için, kendisi gibi ergenleri bulmakta zorlanmaz.

    • Giderek çocuk kavga olaylarının içinde bulur kendini, enerjisini boşaltacak , kendini ifade edecek bir mecra bulmuştur kendine. Artık alkol, esrar , extasy gibi bağımlılık yapıcı maddeler ile karşılaşması , ummadığı kişilerden fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet görmeye başlaması an meselesidir …

    • Aile ise, artık ondan ümidi kesmiştir. Bir nevi teslim olmuşlardır. Onu izlemekten vazgeçer ve kendi haline bırakırlar. Bu da sorunun giderek çözümsüz hale gelmesine yol açar.

    • Okul başarısızlığı bir yandan, arkadaşları tarafından itilmek bir yandan, evde uğradığı fiziksel ve psikolojik şiddet bir yandan genci sıkıştırdıkça , bütün problemlerini ilk öğrendiği yöntem olan ŞİDDET ile çözmek isteyecek ve geri dönüşü çok zor olan yollara sapacaktır…

  • Okullarda yaşanan şiddet nasıl önlenir?

    Okullarda yaşanan şiddet ; gençlerin gelişimsel ihtiyaçlarının anlaşılıp, karşılanması ile önlenebilir.

    13 yaşındaki bir genç okulda , arkadaşı kendisine “salak “ dediği için yumrukla vurmuş , gözünü morartmış, kaşının açılmasına sebep olmuştu. Disipline gideceğini öğrenince

    “ Vallahi kötü niyetim yoktu, ben babama çekmişim, o da böyle hızla parlar, kızdığında gözü hiçbir şey görmez, sinirlenince vurur ama sonra pişman olur, ne olur beni disipline göndermeyin …” diyerek ağlamaya başlamıştı.

    Şiddet eğilimi olan çocukların evlerinde de şiddet gördükleri , yaşamlarının bir parçası haline geldiği aşikar. Bu davranışlarının altında kişilik yapılanmalarının sağlıklı gelişmememsi yatmaktadır.

    Bir çocuğun kişilik gelişiminde aile bireylerinin tutum ve davranışları önemli olduğu kadar , ekonomik, kültürel ve sosyal yapı içinde yaşadıkları olaylar da son derece belirleyicidir.

    Eğer gençlerin şiddet eğilimini önlemek istiyorsak, onların gelişimsel ihtiyaçlarını anlamalı ve bu ihtiyaçlarını karşılayacak projeler üretmeliyiz.

    Önerilerim:

    • Gençlerin okul başarısı sadece matematik, fizik , kimya gibi derslerden aldığı notların başarısı ile ölçülmemelidir.

    • Yaşamları boyunca SBS, YGS LGS, DGS, KPSS, ÜDS, TUS, DUS, gibi sınavların peşinde koşarken düşünsel, duygusal, sosyal gelişimleri ihmal edilmemelidir.

    • Eğitim müfredatı oluşturulurken saygı, sevgi, yardımlaşma gibi erdemlerin kazandırılması, sevginin herkes için en büyük güç olduğu bilincinin oluşturulması gibi insani ve ortak değerlerin öğretilmesi hedeflenmelidir.

    • Okullarda bulunan Psikolojik Danışmanların mevcuda göre sayıları arttırılmalı, rehberlik servisinin yanında Aile Danışma Ünitelerinin de hizmet vermesi sağlanmalıdır.

    • Oluşturulan Aile Danışma Üniteleri, problemli çocukların aileleri ile sürekli iletişim içinde olmalı , yaşanan tüm olaylar kayıt altına alınmalıdır.

    • Velilere; duygu yönetimi, problem çözme becerileri, çocukların fiziksel ve psikolojik gelişim evreleri, toplumsal uzlaşma ve bütünselleşme , sağlıklı iletişim konularında eğitim programları düzenlemeli, gerekirse psikolojik veya psikiyatrik destek almaları için yönlendirmelidir.

    • Oluşturulan Aile Danışma Üniteleri her bölgede bir üst merkeze bağlı olmalı, her ay koordinasyon toplantıları yapılmalıdır. Böylece çocuğun ruh ve beden sağlığı, aile bütünlüğü içinde takip edilerek, sağlıklı bireyin, sağlıklı aile ile mümkün olacağı anlatılmalıdır.

    • Sosyoekonomik düzeyi düşük bölgelerde yaşayan gençlerin barınma, beslenme, giyinme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasında sosyal hizmetler boyutu devreye girmelidir.

    • Belediyeler tarafından özellikle dezavantajlı bölgelerde ücretsiz spor yapabilecekleri alanlar sağlanmalı, gençler yeteneklerine göre çeşitli spor dallarında eğitimler alabilmelidir.

    • Gençlerin okuma alışkanlıklarını arttırmak, öğrenmeyi zevkli hale getirmek için çeşitli konularda ödüllü münazara yarışmaları, bilgi yarışmaları düzenlenmelidir.

    • Resim, müzik, fotoğraf gibi sanatsal faaliyetlerde bulunabilmeleri için okullarda sanat atölyeleri açılmalıdır .

    • Okullar arası düzenlenen müzik yarışmalarında , yetenekli çocuklar keşfedilip, güzel sanatlar lisesinde veya konservatuarlarda okuyabilmeleri için imkanlar sağlanmalıdır.

    • En önemlisi kamuoyunda duyarlılık sağlanmalı, şiddet içeren dizi, film ve diğer programların sayıları azaltılmalı, cinayet sahnelerinin açık bir şekilde yayınlanması engellenmelidir.

    • Dizilerde gördükleri kavga ve şiddet içeren sahneler, her delikanlının cebinde silah taşıması gerekiyormuş imajı yarattığı gibi, gençlerin güç ve kuvvete özenmesini sağlamakta, zihinlerde bir insanı öldürmenin ne kadar kolay olduğu imajı da yaratmaktadır.

    • Delici, kesici ve ateşli silahlara erişim bu kadar kolay olmamalı, sivil silahsızlanma için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.