Kategori: Çocuk – Ergen Danışmanlığı

  • Çocuklar neden yalan söyler?

    Çocuklar yalan söylemeyi yetişkinlerden öğrenirler. Eğer kendilerinden büyük aile bireyleri kendi yalanlarına çocuğu ortak eder ise çocuklar bir süre sonra bunun normal bir şey olduğunu öğrenirler.

    • Anne babanın beklentileri çocuğun kendi gücünü aştığında
    • Eğer gerçeği söyler ise cezalandırılırım diyerek korktuğunda
    • Yaptığı şeyin yanlış, yapılmaması gereken bir şey olduğunu bildiklerinde
    • Başka bir büyüğü tarafından yalan söylemesi için baskı yapıldığında yalan söylerler

    Nasıl yaklaşılmalı?

    • Yalan söylediği için çocuğu zorlamak, hakaret etmek, dövmek yanlıştır.
    • Çocuğa örnek olunmalı, söylenen yalanlara ortak edilmemelidir.
    • Sakin bir ses tonu ile konuşulmalı, ona yalan söylemenin yanlış bir şey olduğu anlatılmalıdır.
    • Doğruyu söylemesi için teşvik edilmeli, ardından kızılmamalıdır.
    • Çocuğun güveni kazanılmalı, başına her ne gelirse gelsin sizinle paylaştığında ona destek olacağınızı bilmelidir.
    • Eğer sık yalan söylüyorsa bu sorunun altında yatan başka bir problemin habercisi olduğundan mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.

  • Çocuklarda Yalan Söyleme

    3-5 yaş arasındaki çocukların hayal güçleri çok zengindir. Kendi kendilerine hikayeler uydururlar, masallar anlatırlar. Anlattıkları şeylere kendileri de inanırlar.

    Hatta bazı çocukların hayalî arkadaşları bile vardır. Onunla sohbet ederler, oyun oynarlar. Danışmanlık yaptığım bir okulda 6 yaşındaki bir kız çocuk, avucunda hastalanan hayali arkadaşını getirmişti. “ Ateşi var , onu muayene eder misin , ilaç verir misin ? “ demişti . Ben de muayenesini yapmış hayali olarak ilacını vermiştim.

    Genellikle çocuklar kendilerini yalnız hissettikleri zaman hayali arkadaş edinirler

    • Çocuğun izlediği bir çizgi filmden veya dinlediği bir hikayeden etkilenmesi
    • Kardeşi olmayan tek çocuklar veya evde kardeşler arası büyük yaş farkı olması
    • Anne – baba arası yoğun çatışmaların yaşanması,
    • Boşanma sonucu ebeveynlerin kendi sorunlarına odaklanıp çocukla yeterince ilgilenmemesi
    • Anne ya da babanın ölümü

    Anne babalar bu durumu tam doğru değerlendiremezse, çocuğun yalan söylediğini sanarak paniğe kapılabilirler. Oysa ki anne baba çocuğun hayal gücüyle yalanı birbirinden ayırmalıdır.

     

     
  • ANNE- OĞUL İLETİŞİMİNDE NELER YAPILMALI, NELERDEN KAÇINILMALI?

    Oğlunuzun büyümesine izin verin: Türk aile yapısında erkek çocuklara sorumluluk verilmemesi, gelecekteki yaşamlarında da sorunlara yol açıyor. Büyüyebilmesi için en azından kendisi ile ilgili sorumlulukları alabilmesi gerekir.

    Kendinizle kıyaslamayın: Kıyaslamak oğlunuzun kendisini mutsuz ve yetersiz hissetmesine neden olur. Bunun yerine annenin oğlundaki farklılıkları görüp, bu yönleri geliştirmesine yardımcı olması gerekir.

    Arkadaşça yaklaşan anne olun: Genç erkeklere ‘arkadaş’ gibi davranmak yerine, annesi olduğunuzu, daima ona destek vereceğinizi hissettirin. Çünkü onun anneye ihtiyacı var.

    Onlarla inatlaşmaktan kaçının: Ergenlik çağında erkekliklerini ispatlamak amacıyla anneyle çatışmaya girmek, sık görülen bir durumdur. Genç erkekler bu dönemde annelerinin desteğini isterler. Bu dönemde onlarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek inatlaşmalarına yol açar. İnatlaşmak da evden kaçma, okulu bırakma gibi sonuçlar doğurur.

    Yeterli zaman ayırın dinleyin: Çatışmalı ergenlik döneminde oğlunuzla iletişimi bırakmayın. Arkadaşlarını küçümseyip ‘saçını beğenmedim, o çocuk tembel, onunla niye arkadaşlık ediyorsun’ gibi cümleler kurarak yaklaşmayın. Bu tür yaklaşımların çocuğunuzu sizden uzaklaştıracak davranışlar olduğunu unutmayın.

  • ANNE- KIZ İLETİŞİMİNDE NELER YAPILMALI, NELERDEN KAÇINILMALI?

    İki taraf da birbirinin sevgisinden emin olmalı.

    Suçlayıcı bir tavırla iletişim kurmaktan kaçınılmalı, aşırı kontrolcü tavırlarla kızına yaklaşmamaya özen göstermeli.

    Anne kızına sorunlarında yanında olduğunu gösterirken, bir arkadaş gibi değil anne olduğunu hissettirerek davranmalı.

    Anne kızına karşı iyi bir dinleyici olmalı.

    Kızlar anneleriyle yaşadıkları olumsuzlukları ve onlardan gelen eleştirileri kişisel almayarak ılımlı olmaya çalışmalı.

    Annenin kızına iyi bir rol modeli olması, gelecekte kızının cinsel kimliğini, rolünü etkileyeceğinden bu konuda dikkatli olunmalı.

    Anne hep kaygılı ve korkularla dolu olarak kızına yaklaşırsa, kızının gelecekteki hayatı da olumsuz etkilenecektir.

    Annenin çatışmalı durumun farkına varması ve duygularının da farkında olması lazım.

    Sorun çözümünde hep şimdi ve burada ne olduğu tartışılmalı, geçmişteki sorunların üzerinde durulmamalı.

    Sabırlı olmak, ruhsal ve duygusal bağlılığı artırmak gerekir. Küçük adımlar atmak, değişiklikleri bir anda yapmamak büyük önem taşıyor.

    Anne kız ilişkisinde daha fazla konuşma var, çok detay işin içine girdiğinden çatışma oluyor. Bu nedenle duygular iyi tahlil edildikten sonra çok gerekli ve önemli bulunan konular konuşulmalı.

     

     
  • YOK OLAN ANNENİN VARLIĞI

    Bir çok çalışan annenin ya da evde olup çocuklarıyla sağlıklı iletişim kuramayan annenin ortak problemine değinmek istiyorum.
    Bir danışanımdan gelen e-maili sizinle paylaşmak istiyorum.

    …. Çok yoğun çalışan bir anneyim, 2 buçuk yaşındaki kızım kekelemeye başladı.İnternet’ ten de araştırmalar yaptım, kekemeliğin tedavisi adına ne öğrendiysem uygulamaya çalıştım ama hep yarım kaldı. 4. Sınıfa giden bir kızım daha var. Tespitleriniz sayesinde “Var olan ama çocuklarım için YOK olan “ bir anne olduğumu fark ettim. Hayatımızda bir değişiklik yapmanın vakti gelmişti,önerilerinizi uygulamaya karar verdim ve hayatımızı tek bir günde değişti.

    NELER Mİ YAPTIM,
    1. Eskiden eve girer girmez hemen evi toparlar, yemek telaşına girerdim. Zaten gün boyu yorulmuşum çocuklar ayak altında olmasın da bir an önce işlerim bitsin diye televizyonu açar , “ siz televizyon seyredin ben şu işleri bitireyim” derdim.

    2. Artık önce onlara kocaman sarılıyorum, sohbet ediyorum ; günleri nasıl geçti? Bu gün en mutlu oldukları şey neydi? En çok hangi olaya güldüler? Hangi arkadaşlarıyla eğlendiler ya da sorun yaşadılar? Onlarla göz göze diz dize konuşuyorum.

    3. Büyük kızıma hemen ödevlerini sormuyorum, okulla ilgili ne zaman konuşmak isterse o zaman konuşuyorum. Ders çalışma saati düzenledik ; ben gazeteleri gözden geçirirken o ödevlerini yapıyor.

    4. Küçük kızım anneanneyle neler yaptığını anlatıyor. Her şeye yapma diyordum, “ sen ne yaramaz çocuksun “ diye çıkışıyordum. Meğerse beni özlediği için dikkatimi çekmeye çalışıyormuş, şimdi mutfağa üç kız giriyoruz.Ayrıca küçük kızım yemek istemediğinde onu zorluyordum, artık zorlamıyorum. Yemek istemese bile sofrada bizimle oturmasını sağlıyorum, bize şirinlik yapıp güldürüyor.

    5. Babası eve gelince hemen ya televizyona ya da maçlara dalardı. Artık bir gün o kızları yatırıyor, bir gün ben. Geceleri yataklarının yanında onlara hikayeler anlatıyoruz. Ama öyle eski masalları değil, bizim küçükken yaptıklarımızı , hatalarımızı, küçük kazalarımızı, arkadaşlarımızla yaptığımız komik yaramazlıkları ve bunlardan neler öğrendiğimizi…

    Şimdi inanmayacaksınız ama kızım artık yüzde 80 oranında kekelemiyor:) “ Sen ne güzel bir anne oldun “ diyor.
    Çocuklarımla çok ilgilendiğimi zannederken meğerse birini etüte birini de anneanne ve teknolojiye hapsetmişim.

    Farkındalık yarattığınız ve önerileriniz için size binlerce kez teşekkür ediyorum.

  • Çocuklarda Alt Islatma Problemi Nasıl Tedavi Edilir?

    Gece işeme sorunu olan bir çocuğun 5 yaşından önce “tedavi” edilmesi düşünülmemelidir.
    Tedavi planlanan bir çocukta bu problemin gerçek sebebinin doğumsal bir yapı bozukluğu olmadığından emin olmak gerekir.

    Genellikle bir idrar tahlili ve ultrasonografik inceleme ile idrar iltihabı ve böbrek-idrar torbası yapılarında anatomik bozukluk olmadığı tespit edilmelidir.

    Altta psikolojik bir etken var ise vakit kaybetmeden bu problemin çözüm yollarına odaklanılmalıdır. Direk çocuğa yönelik çeşitli davranışsal çalışmalar yapılabileceği gibi, dolaylı yoldan da anne ile çalışılarak, psiko-pedagojik açıdan eğitilmesi ve yönlendirilmesi, temelde yatan asıl sorunun tespit edilmesi ve aile ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi ile çözümlenebilir.

    Tedavi yöntemleri;

    -Çocuğun tedaviye hazırlanması
    -Alışkanlıkların gözden geçirilmesi
    -Çiş yapma çizelgesi
    -Alarm sistemleri
    -Ödüllendirme
    -İlaç tedavileri

  • Çocuklarda alt ıslatma problemi

    Genellikle çocuklar mesane kontrolü gerçekleştirinceye kadar yani ortalama olarak 2-3 yaşlarına kadar altlarını ıslatırlar . Gündüz mesane kontrolü 2 yaş dolaylarında, gece kontrolü ise 3,5 – 4,5 yaşları arasında kazanılır. 4 yaşından sonra alt ıslatmanın hala devam etmesi ”enuresis” yani alt ıslatma adını alır. Ortalama 4,5 yaş çocuklarının tümünün %15 kadarı altını ıslatır yani enuretiktir.
    Çocuklarda alt ıslatmaların yaklaşık %80 i gece (enuresis nocturna) %5 i gündüz (enuresis diurna) görülmektedir.

    Enuresis 2 biçimde görülebilir.

    1. Birincil (primer) enuresis : Sinir – kas kontrolünün geliştirilmesindeki gecikmeden kaynaklanabilir ve doğumdan başlayarak süre gelen bir durumdur.

    2. İkincil (seconder) enuresis: Tuvalet kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme söz konusudur.

    Bazen çocuğun annesine veya babasına olan öfkesinin sembolik bir ifadesi olarak da karşımıza çıkmaktadır.Aşırı sevgi ve hoşgörü, yetersiz ilgi, kıskançlık gibi nedenlerden kaynaklanan bu gerileme (regression) davranışı,tırnak yeme, parmak emme gibi bir takım başka gerileme davranışlarıyla,bebeksi hareketleri ya da konuşmaları da beraberinde getirilebilmektedir.

    Sebepleri Nelerdir?
    Genetik faktörler
    -İdrar torbasının yeterince büyümemiş olması
    -Böbrek veya şeker hastalığı
    -Zorlu yaşam olayları(kardeş doğumu, okula başlama, taşınma, anne babanın boşanması) gibi psikolojik sebepler

  • Çocuklarınıza bilgisayar kullanmayı ve kurallarını öğretmelisiniz

    • İlk okul çağındaki çocuklarınızın cep telefonu ihtiyacı yoktur, onlara cep telefonu almayın, evde bilgisayar kullanımı günde 30 dakikayı geçmemeli
    • Orta okul çağındaki çocuklarınızın telefonu varsa bile kısıtlı görüşmeye açık olmalı ve internete kapalı olmalı , evde bilgisayar kullanımı günde 45 dakikayı geçmemeli
    • Lise çağındaki çocuklarınızın cep telefonu ve bilgisayarları olabilir ancak ders çalışırken cep telefonları kapalı olmalı, evde bilgisayar kullanımları günde 1,5 saati geçmemeli
    • 18 yaşından küçük çocukların kullandıkları bilgisayarların ya da tabletlerin çocuk koruma programı olmalı, uyuşturucu kullanımını anlatan siteler gibi zararlı sitelere veya seks sitelerine girişleri engellenmeli
    • Çocuklarınıza internette girdikleri tüm siteleri takip ettiğinizi, tanımadığı kişilerle ne facebook ne de arkadaşlık siteleri aracılığı ile görüşmemeleri gerektiğini anlatmalsınız
    • Başkasının yerine hesap açmanın yasak olduğu gibi, diğer bilişim suçları konusunda da çocuklarınızı eğitmelisiniz
    • Çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olmalı, kendini rahatsız eden ya da taciz eden kişiler olduğunda korkmadan sizinle paylaşması gerektiğini söylemelisiniz
    • Ailece birbirinize yakın olmalı, kaliteli vakit geçirmeli, çocuklarınızın gerçek hayatta sosyalleşmesine olanak sağlamlısınız

     

  • ÇOCUKLARINIZI İNTERNET TUZAKLARINDAN KORUYUN

    Bir pazar günü, akşam üzeri gazetemi okuyordum, bir yandan da kızımın tablet bilgisayarından radyo dinliyordum. Ara sıra bilgisayarına gelen mesajlar yüzünden müzik kesiliyordu,mesajlar o kadar sık gelmeye başladı ki , bilgisayara bakma ihtiyacı hissettim.Gözlerime inanamadım, bir arkadaşlık sitesinden geliyordu mesajlar ve cümlelerin çoğu cinsel içerikliydi.Kızımın da küfürlü yazılara aynı şekilde cevaplar yazdığını gördüm. Daha kızım 15 yaşında , evde ne annesi ne de ben asla bu şekilde konuşmayız, bu kadar kötü kelimeyi nerden biliyor olabilir? Bir saat sonra kızım eve geldi, gördüklerimi anlattım , elindeki telefonunu aldım ve onu da kırdım korkusundan bize söyleyemediğini, yaklaşık üç aydır bunun devam ettiğini anlattı. Sabaha kadar uyuyamadık, ne yapıcağımı bilmiyorum,şimdi ne yapmalıyız doktor hanım?

    Çocuklarınıza bilgisayar kullanmayı ve kurallarını öğretmelisiniz

    Çağımızın elbette vazgeçilmez araçlarından bir tanesi bilgisayar ve internet. Özellikle çocukların ve gençlerin bu hızlı iletişim ağına ayak uydurmaları çok kolay oluyor. Anne babalarının çoğu ne bilgisayar kullanmayı biliyor, ne de internet kullanıcılığının kurallarını.

    Bazı anne babalar ise internet kullanmayı bilseler bile ya oyun sitelerinin, ya da seks sitelerinin bağımlısı olmuşlar bile. Böylece aile içinde çocuğa kötü örnek olduğunun farkına bile varamayan birileri oluyor.

  • Boşanma Sürecinde Çocuğunuzun Adaptasyonuna Nasıl Yardımcı Olursunuz ?

    Dokuz yaşındaki oğlunun okulundan aramışlardı anneyi, bir sınıf arkadaşı tarafından tenefüste dövüldüğünü ve yüzünde dikiş atılması gereken bir yarası olduğunu söylemişlerdi. Annesi hızla okula gidip oğlunu hastaneye götürdü ve gerekli müdahalelerin yapılmasını sağladı. Tekrar okula gidip idare ile görüştüğünde müdür beyin “ Bu çocuğun anne ve babası boşandı, bu aralar çok hırçın , bu gibi durumlarda yapacak bir şey yok “ dediğini duymuştu.
    Elbette yaşı ne olursa olun çocukların isteyeceği en son şey; anne ve babalarının boşanmasıdır. Bu sarsıcı olay çocukların gelişimlerini ciddi bir biçimde etkileyecektir.
    Bazen çiftler aralarında yaşadıkları şiddetli problemlere rağmen sadece çocuklarının iyiliği için evliliği sürdürülme kararı almaktalar. Ancak gerek yapılan araştırmalar, gerekse benim terapilerimdeki deneyimlerim göstermektedir ki ; bu karar aslında çocuklara daha fazla zarar vermekte ve yarayı kangren haline getirmektedir.Nasıl ki evliliğin kız isteme, nişan, yüzük, çeyiz , nikah, düğün v.s gibi ritüelleri varsa boşanmanın da ritüelleri vardır.

    Çocuklarınızın boşanmaya uyum sağlamasına yardım etmek ve süreci iyi yönetebilmek için şunlara dikkat etmelisiniz:
    1. Hiçbir çocuk sabah kalktığında babasının diş fırçası dahil bütün eşyalarını alıp gittiğini görmemeli veya annesinin evi terk edip gittiğini bir başkasından öğrenmemelidir.
    2. Onlarla konuşurken eşinizle aranızdaki sorunlardan ve ayrılma kararınızdan onların hiçbir şekilde sorumlu olmadıklarını açıkça belirtmelisiniz.
    3. ” Biz sizi çok seviyoruz , daima anne ve babanız olarak kalacağız , ancak artık birbirimizle anlaşamıyoruz, çok kavga ediyoruz, birbirimizi üzmektense ayrı evlerde yaşamaya karar verdik “ diyerek birbirinizi suçlamadan eşit sorumluluk alarak çocuklarla konuşun.
    4. Aldığınız kararları bir kağıda yazın ve mutlaka çocuklara verdiğiniz sözlerde durun.
    5. Çocuklar kimde kalacak? Sorusuna cevap ararken onları cansız birer eşya olarak görmeyin.
    6. Aranızda yaşananlar her ne olursa olsun sırf birbirinizin canını acıtmak için çocuklarınızı taraf olmaya zorlamayın .
    7. Birbirinizle konuşmak yerine “ söyle oğlum babana…… “ veya “ kızım annene söyle…….” gibi ifadeler ile çocuklarınızı posta güvercini olarak kullanmayın.
    8. Her ne kadar birbirinizden nefret etseniz de çocuklarla ilgili her türlü iyi ya da kötü olayda yüz yüze gelmek zorunda olduğunuz unutmayın.
    9. Çocuklarınızın sizin için yeri doldurulamaz ve değerli varlıklar olduğunu hissetmelerini sağlamak için sevginizi ve ilginizi eksik etmeyin.
    10. İşler sandığınız gibi yolunda gitmezse, her şey daha da karmaşık bir hal almadan mutlaka bir Aile ve Evlilik Terapistinden yardım alın