Evliliğin temel direklerinden birisidir sadakat. Daha o ilk bakışın heyecanıyla başlar bu duygu,” bir daha asla kimseye böyle bakamam “ der, eli eline değdiğinde” başka hiçbir el seninki gibi değmeyecek elime “ der, aşık olan. Bir gün bu aşkın biteceğine ve sevgilisinin başka bir göze, başka bir ele, başka bir gönüle kayacağına ihtimal bile vermez.
Ancak günümüzde iletişimin boyutları o kadar çok değişti ki, Blogspot, Facebook, Flixster, Fourmspring, Mypace, Path, Siberalem, Twitter, Windows Live, vb. sosyal paylaşım ağlarının istilası altında kaldı yüz yüze iletişim.
Hem bilgiye , hem de iletişime bu kadar kolay ulaşmak, hatta kendin olmadan takma isimle, uydurma kimlikle dünyanın dört bir yanında gezebilmek , tanımadığın kişilerin evine istediğin saat konuk olmak, kolay ve heyecanlı geldi insanlara. Bu sınırsız ve hızlı iletişim , her şeyden kolay vazgeçilmesine ve emek harcamadan sahip olunmasına sebep oldu. Sahip olunanlar giderek değersizleşti , çünkü her şeyin daha güzeli, daha lüksü, daha iyisi vardı parmaklarının ucunda.
Evlilikler de nasibini aldı elbette bu gelişmelerden çünkü, çiftler aynı evde birbirinin yüzüne bakmaz , günün sohbetini yapmaz oldu, kendi köşelerine çekilip, kendi dünyalarında yaşar oldu.
Sanal aldatılma yaşadığı şikayeti ile boşanmak isteyen danışan sayım giderek artıyor. Ne yapacaklarını bilemiyorlar çünkü bu ilişkilerini bitirseler bundan sonraki ilişkilerinde benzerini yaşamayacaklarından hiç emin değiller.
Akşam eve gelince neredeyse birbirimizin yüzüne bakmıyoruz, eşim elinden telefonunu hiç bırakmıyor, ya facebook ta geziniyor, ya oyun oynuyor, ya da sürekli mesajlaşıyor. Tuvalete bile elinde telefonla gidiyor. Ne zaman sıkıldım, arkadaşlara mı gitsek ? desem , “off!! şimdi kim bir sürü gereksiz muhabbete girecek “ diyor. İyi ama bilgisayarında ya da telefonunda gereksiz saatlerce muhabbet ediyor. Çocuklarla bile sadece bilgisayar oyunu oynuyor. Ne bisiklete bindikleri, ne dışarı çıktıkları, ne de sinemaya gittikleri var.
Geçen altı ay içinde üç kez ailece dışarda yemeğe çıktık, herkesin elinde ya cep telefonu vardı, ya da tablet bilgisayar. Çocuklar restoranın oyun parkında oynamak yerine masada tablette oynuyorlardı. Şöyle bir etrafıma baktım, diğer ailelerin yüzde sekseni bizim gibiydi. En iyisi şikayet etmeyeyeyim dedim.
Bir gün dayanamadım, ilk defa şüphelendim, bu işte bir iş var dedim ve cep telefonunun mesajlaşma geçmişine baktım. Aman tanrım yüzlerce aşk mesajı vardı, meğer başka bir kadınla yazışıyormuş aylardır. Ben oyun oynuyor sanıyordum, dünyam yıkıldı , nasıl bu kadar aptal olabildim.
Sonunda eşim itiraf etti, facebook ‘ta tanışmışlar, başlangıçta oyun gibi başlamış, “merak işte” diyor. Sonra fotoğraflar, müzik paylaşımları, ardından video paylaşımları…
Eşim bunun gerçek bir aldatma olmadığını söylüyor, sadece sanal diyor, elim eline değmedi ki diyor. Boşanmak istiyorum ama yenilgiyi, başka bir kadına tercih edilmeyi kaldıramıyorum. Üstelik kadın , erkek fark etmiyor , arkadaşlarım da eşlerinden şikayetçi.
Not: Danışan öyküleri etik ilkeler gereği değiştirilmiştir.