Etiket: stres tedavisi

  • Stresin neden olduğu ruhsal hastalıklar

    1.Somatizasyon bozukluğu; Tıbbi bir rahatsızlık olmaksızın vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar,bulantı,kusma,geğirme,el ayakta uyuşma,ses kısılması, adet düzensizliği gibi şikayetlerin görülmesi.

    2.Kaygı bozukluğu; Sürekli endişe içinde, her an kötü bir şey olacak korkusu yaşanır. Huzursuzluk, aşırı heyecan duyma, dikkatini verememe,uyku bozukluğunun yanı sıra nefes daralması, aşırı terleme, çarpıntı, titreme, baş ağrısı ve bulantı görülür.

    3.Depresyon: Enerji azlığı , hayattan zevk alamama, içe kapanma, iştah ve uykuda azalma karamsarlık, ümitsizlik, kendine güvenin azalması, değersizlik düşünceleri ile seyreder.

    4.Panik atak; Kendiliğinden ve ani bir şekilde başlayan ;çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı veya karın ağrısı,çıldıracakları veya bayılacakları korkusuna da kapılırlar.

    5. Sosyal fobi: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği kaygıları ile kendisini gözlemeye ve değerlendirmeye odaklanarak, tehlikeli ortamlar olarak düşündüğü ortamlardan kaçınırlar.

    6.Uyku bozuklukları: Stres, aşırı uyarılmışlık hali yaratarak uykuya dalmakta ve uykunun devamlılığında sorunlara neden olur, uyku kalitesini bozulur.

    7.Alkol bağımlılığı; Aşırı stres, bunaltı ya da karamsarlık yaşayanlar bazen alkolü yatıştırıcı, rahatlatıcı olarak “ilaç niyetine” kullanmaktadırlar.

  • Hayatın Kendisi Bir Sınav …

    Bu sabah radyoda bir programa denk geldim, sunucu: “ Hangi üniversiteyi bitirdiniz ve şimdi ne iş yapıyorsunuz?” diye bir soru yöneltti, dinleyiciler hem mail yolu ile hem de telefonla cevap verdiler.
    – Beden Eğitimi mezunuyum, kasaplık yapıyorum
    – Çevre Mühendisliği mezunuyum , adliyede katibim
    – Jeoloji mühendisiyim, çobanlık yapıyorum
    – Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunuyum, tır şoförlüğü yapıyorum, gibi yüzlerce cevap geldi.

    Evet Türkiye gerçeği bu maalesef ki…Hem gençler seçecekleri bölüm hakkında yeterince bilgi sahibi değiller, hem de mezun olduklarında mesleklerini hakkıyla icra edecekleri iş olanağı yok.

    Ama yine de sistem gereği bu zorlu maratona girmek zorundalar. SBS, YGS, LGS, KPSS derken hem öğrenciler hem de aileler geleceklerini şekillendirecek olan bu sınav maratonu için yaşamlarından bir çok şeyde fedakarlık ettiler.

    Sonunda haziran ayı geldi ve öğrencilerin “ sınav kaygısı “ başladı. Çünkü; gerek aileleri tarafından gerekse öğretmenleri tarafından “ hayatınızın sınavı” “ bu son şansınız ” gibi cümleler ile sınava yüklenen anlamlar; öğrencilerin zihinlerde olumsuz düşüncelere, olumsuz düşünceler de kaygıya dönüşüyor.

    “Ya kazanamazsam” “Başkaları hakkımda ne düşünür, ya alay ederlerse “ “ Ailemi hayal kırıklığına uğratır mıyım ? Onların gözünde değersizleşir miyim? “ gibi düşünceler ile de korkuları ve yaşadıkları kaygı artıyor. Bu artan kaygı durumu sınav sırasında öğrencinin bildiklerini aktarmasına engel olabiliyor ve sınav sonuçlarını etkileyebiliyor.

    Oysa ki bu sınav, gençlerin gireceği ne ilk ne de son sınav olacak. Meslekleri ne olursa olsun, hayatın kendisi bir sınav ;

    – Toplum içinde söz sahibi olabilmek,
    – Kendini değerli görebilmek
    – Çalışkan ve yaratıcı olabilmek,
    – Hatalardan ders çıkarabilmek,
    – Yaşadıkları olumsuzlukların sorumluluğunu alabilmek
    – Problemlere değil, çözüm yollarına odaklanabilmek
    – Katı tutumlu, ya hep, ya hiç mantığı ile değil de , yaşananlara esnek bir tutumla yaklaşabilmek asıl sınav

    Sınavdan önce öğrenciler nelere dikkat etmeli?

    1. Kaygının asıl kaynağı sınav değil, sınav hakkındaki yorumuzdur. Şu ana kadar yüzlerce deneme sınavına girdiniz, şimdi gireceğiniz bu son deneme sınavı olarak görün

    2. Olumsuz düşüncelere odaklanmayın. Olumsuz düşünceler olumsuz duyguları getirecektir. Geçmişteki başarılarınızı hatırlayın ve bu başarıları tekrarlayabileceğinizi düşünün.
    3. Zihin pozitif mesajları , net bir şekilde dile getirilirse algılamakta. O nedenle ” Yapamam ,edemem, başaramam, ne yapacağım” gibi sözleri kullanmak yerine; “ yapacağım, başaracağım, üstesinden geleceğim” gibi kelimeleri sık sık tekrarlayın.
    4. Sınava birkaç gün kala çok fazla ders çalışmayın. Arkadaşlarınızla veya ailenizle eğlenceli vakit geçirin. Kaygınızı arttıracak kişilerle sohbet etmeyin, motivasyonunuzu artıracak kişilerle sohbet edin.
    5. Beslenme alışkanlıklarınızda ani değişiklikler yapmayın. Her besin grubundan yeterince alarak vücut direncinizi koruyun. Sınav öncesi rejim yapmayın.
    6. Sınava gireceğiniz ortamı önceden görün , zihninizde canlandırarak , zihinsel antreman yapın.
    7. Bu sınavın tamamen bir bilgi ölçme mekanizması olduğunu , kişiliğinizi ve değerinizi ölçmediğine inanın.

    Aileler için öneriler

    1.” Bu sınavda göreceğiz seni, başarısız olursan sonuçlarına katlanırsın!,” “ Sınavı kazanamazsan bütün emeklerimiz boşa gider!” “ gibi sözlerle çocuğunuzu korkutmayın.
    2. Evde olağanüstü bir ortam ve durum varmış gibi davranmayın. Çocuğunuza sınav öncesi aşırı ilgili, alakalı ya da sinirli davranmayın, her zamanki gibi davranın. Çocuğunuzun sakin olmasını istiyorsanız önce siz sakin olun.
    3. Sınavlar hayatın her kademesinde olacaktır, sınav uğruna çocuğunuzla olan ilişkilerinizi bozmayın ,yapamayacağınız tehditlerde ya da vaatlerde bulunmayın.
    4 Çocuğunuzun eğilimlerini ve potansiyelini tanımaya çalışın. Onu olduğu gibi kabul edin, zorlamayın.
    5. . Başkaları ile çocuğunuzu kıyaslamayın ve aldığı puanları karşılaştırmayın.
    6 Yaşadığı kaygıları küçümsemeyin, önemsemezlik etmeyin , onu dinleyin.

    7. Çocuğunuzun sınava dair olumsuz düşüncelerini fark edin, onunla konuşup olumlamalar ile onu rahatlatın

  • Dikkat! Stres Hasta Ediyor

    Bir yandan seçim sürecinin getirdiği karmaşa ve ülkemizin sosyoekonomik açıdan yaşadığı belirsizlik ve korku, diğer yandan öğrencilerin hayatlarını etkileyen LGS, YGS, KPSS,ALES, YDS gibi ucu bucağı olmayan sınavlar…

    Sağlık çalışanları başta olmak üzere, eğitim, emniyet , hukuk, belediye, basın,kamu ve özel sektörde çalışan  hemen hemen herkes iş ve gelecek kaygısı ile  stres içinde. Toplum gergin ve bütün bu karmaşayla nasıl baş edebileceğini bilemiyor. Doğal olarak da stresin neden olduğu bedensel ve ruhsal hastalıklar günden güne artıyor.

    Stres nasıl hasta ediyor?

    Organizma stres etkeni  ile tekrarlı, yoğun ve uzun süre karşı karşıya kalırsa , adapte olamıyor ve tükenme dönemi başlıyor. Bu dönemde bir takım sinir ve endokrin ( iç salgı bezleri) sistem hormonları devreye girerek başta adrenalin olmak üzere, kortizon salınımının artmasına, dengelerin bozulmasına  neden oluyor. Bağışıklık sisteminin yanı sıra vücudun tüm sistemlerini olumsuz etkiliyor.

    Stresin neden olduğu bedensel hastalıklar;

    Kalp Damar sistemi hastalıkları: Obesite,  Damar sertliği, Hipertansiyon,  Kalp ritim bozuklukları , Kalp krizi, Ani Ölüm

    Sindirim sistemi hastalıkları: Reflü, Miğde Ülseri, Ülseratif Kolit ,Crohn Hastalığı,  İrritabl Barsak Sendromu

    Bağışıklık sistemi hastalıkları: Eklem Romatizması, SLE, Tiroit hastalıkları, Kanser

    Deri hastalıkları: Sedef Hastalığı, Atopik Dermatit, Psikojenik Kaşıntı, Aşırı terleme

    Solunum sistemi hastalıkları: Astım, Hiperventilasyon sendromu

    Baş ağrıları : Migren, Küme Baş ağrısı, Gerilim Tipi Baş ağrısı

    Diğer: Şeker hastalığı, kısırlık gibi …

    Haftaya ‘stresin neden olduğu ruhsal hastalıklar’ da buluşmak üzere…

    stres-hasta-ediyor

  • Stres, ruhsal hastalıkların en önemli nedeni

    58 yaşında bir bayan danışanım,15 yıl önce eşinin işten çıkarıldığını, uzun uğraşlarına rağmen bir daha iş bulamadığını, kendisinin  emekli maaşı ile geçindiklerini söylemişti.

    “ Eşim depresyona girdi, günde 3-4 tane ilaç içiyor hala, bense güçlü durmak zorundaydım, çevreme ve çocuklarıma hissettirmemeliyim , diyerek hep ayakta kalmaya çalıştım. Ama şimdi el ve ayaklarımda uyuşma, çok ciddi sırt ve baş ağrıları yaşıyorum . Maalesef artık  ilaçlara da cevap vermiyor ağrılarım.”  Demişti.

    Stersin neden olduğu ruhsal hastalıklar :  

    Yaşanılan stres dile getirilmediğinde, maalesef beden konuşmaya başlıyor. Aslında düşünce ve inanç sitemindeki çöküşler,ruhsal dünyada da çöküşe neden oluyor ve sonuçta bir çok ruhsal hastalık gelişiyor.

    1. Somatizasyon bozukluğu; Tıbbi bir rahatsızlık olmaksızınvücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar,bulantı,kusma,geğirme,el ayakta uyuşma,ses kısılması, adet düzensizliği gibi şikayetlerin görülmesi.
    2. Kaygı bozukluğu; Sürekli endişe içinde, her an kötü bir şey olacak korkusu yaşanır. Huzursuzluk, aşırı heyecan duyma, dikkatini verememe, konsantrasyon güçlüğü, kolay yorulma, kas gerginliği, uyku bozukluğunun yanı sıra nefes daralması, aşırı terleme, çarpıntı, titreme, baş ağrısı ve bulantı görülür.
    3. Depresyon: Enerji azlığı , hayattan zevk alamama, içe kapanma, iştah ve uykuda azalma karamsarlık, ümitsizlik, kendine güvenin azalması, değersizlik düşünceleri ile seyreder. Ağır depresyonu olanlarda; kendini suçlama, değersizlik ve işe yaramazlık düşüncelerinin yanı sıra ölüm düşünceleri ve intihar isteği gelişebilir.
    4. Panik atak; Kendiliğinden ve ani bir şekilde başlayan ;çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı veya karın ağrısı, baş dönmesi yakınmalarının yanı sıra ölmek üzere oldukları, çıldıracakları veya bayılacakları korkusuna da kapılırlar.
    5.  Sosyal fobi: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği kaygıları ile kendisini gözlemeye ve değerlendirmeye odaklanarak, tehlikeli ortamlar olarak düşündüğü ortamlardan kaçınırlar. (örneğin çarşı, pazar gibi kalabalık yerlere gitmez veya iş ya da sosyal amaçlı toplantılarından uzak dururlar)
    6. Uyku bozuklukları: Stres, aşırı uyarılmışlık hali yaratarak uykuya dalmakta ve uykunun devamlılığında sorunlara neden olur, uyku kalitesini bozulur.
    7. Alkol bağımlılığı; Aşırı stres, bunaltı ya da karamsarlık yaşayanlar bazen alkolü yatıştırıcı, rahatlatıcı olarak “ilaç niyetine” kullanmaktadırlar ancak kullandıkları miktar giderek yetmemekte ve  daha fazla doza ihtiyaç duyarak bağımlılığa neden olmaktadır.