Etiket: evlilik sorunları

  • Sanal mı, gerçek mi yaşamak istersiniz?

    13 yaşındaki bir danışanım; ” evde en sevdiğim zaman elektriklerin kesildiği zamandır” demişti. “ Çünkü bir anda bir mum ışığı yanar ve herkes birbirinin yüzüne o zaman bakar. Küçük bir çocuk gibi hala, korkuyorum, derim babama .Bilirim ki bir tek o zaman açar bana kucağını, annem bir tek o zaman azarlamaz beni”

    Televizyon, bilgisayar, cep telefonu derken bir ekrana bakar oldu herkes. Bu durumdan en çok aile bireyleri etkileniyor elbette. Sosyal paylaşım ihtiyacının, sesli hatta görüntülü sohbetin bir tık mesafede olması, çiftlerin birbirlerine olan ihtiyaçlarını azaltıyor. Bir çok işin internet ağı üzerinden gerçekleştirilebilmesi de eve iş getirilmesine, eşin ve çocukların özel zamanından çalınmasına neden oluyor.

    Sanal seks, cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlıyor

    Bir çok çift yatağa bile yatarken elinde cep telefonu ya da tablet bilgisayarla yatıyor. Teknolojinin yaşam alanlarına bu hızlı girişi ruh, beden , zihin bütünlüğü içinde gerçekleşen, “ haz alınan , haz verilen” bir eylem olan sağlıklı cinselliğin yaşanmasını engelleyip, daha yapay, daha ruhsuz , beklentisi yüksek ve daha bencilce olan sanal seksin tercih edilmesine  neden oluyor. Bir süre sonra sanal iletişim ve ilişki biçimi bağımlılığa dönüşüyor. Bu durum da çiftlerin orgazm olamama, ereksiyon problemi ya da erken boşalma gibi cinsel işlev bozuklukları yaşamasına zemin hazırlıyor.

    Sanal Yaşamın Ailenizi Bölmesin! İşte Önerilerim

    1. Eğer ev hanımı iseniz çocuklar okuldayken, eşiniz işte iken internette yapmanız gereken işlemleri yapın, çocuklar gelince kapatın
    2. Evde buluşulan saatlerde sürekli eleştiren, memnuniyetsiz, asık suratlı bir anne- baba olmayın. Aksine daha neşeli, paylaşımcı, sohbet eden, espri yapan , yaratıcı yanınızı ortaya çıkarın
    3. Eğer çalışıyor iseniz, eve iş getirmemeye özen gösterin. Mecbur kalırsanız, herkes yattıktan sonra işlerinizi internette tamamlayın
    4. Home ofis çalışıyorsanız , çalışma saatlerinizi aile düzeninize göre ayarlayıp, herkese eşit zaman ayırmaya gayret gösterin
    5. Siz işten , çocuklarınız okuldan döndükten sonra ortak yaşam alanlarınıza cep telefonlarınızı, bilgisayarlarınızı sokmayın. Mümkün olduğu kadar kapatın, imkansızsa sessize alın.
    6. Hafta sonlarını mutlaka ailece geçirin. Yüz yüze bakacağınız, el ele olacağınız çeşitli aktiviteler planlayın
    7. Çocuklarınızın arkadaşlarıyla oynayabilmesi için ortamlar yaratın, ev dağılır, kirlenir diye korkmayın
    8. Her fırsatta birbirinizin güzel ve güçlü yönlerini takdir edin, onaylayın.” Şımarır” diye sevginizi göstermekten çekinmeyin. Bazen bir sözle, bazen bir davranışla, bazen bir hediye ile  ruhlarına dokunun.
    9. Haftada bir gece eşinizle mutlaka dışarı çıkın; flört dönemlerinizde gitmekten hoşlandığınız yerlere gidin, eski arkadaşlarınızla buluşun veya ortak bir hobi edinin
    10. Cinsel istek ve arzularınızı eşinizle konuşmaktan çekinmeyin, haz alıp, haz veren doyumlu bir cinsel birliktelik için birbirinize zaman ayırın.

     

  • Sevgi Dilinizi Biliyor Musunuz?

    • “Bir kez olsun bana çiçek getirmedi, küçücük bir hediye almadı, beni sevdiğini görmek  istiyorum”
    • “ Bir fincan kahve yapsa, sabahları ben uyanmadan kahvaltı hazırlasa, evdeki küçük tamirleri ben söylemeden yapsa, ne olur? Beni sevdiğini davranışlarıyla göstermesini istiyorum”
    • “ Eve gelince bana sarılmaz, saçımı okşamaz, cinsel birliktelik haricinde bana dokunmaz. Beni sevdiğini, küçük dokunuşlarla hissettirsin istiyorum”
    • “ Ne yapsam beğenmiyor, başkalarının yanında sürekli eleştiriyor, küçük düşürüyor. Ne var sanki biraz da  takdir  etse? Seni seviyorum, demek bu kadar zor mu? Beni sevdiğini duymak istiyorum”
    • “ Evde sürekli iş yapıyor, temizliği, bulaşığı hiç bitmiyor, birlikte vakit geçirmek, sohbet etmek, gülmek istiyorum. Beni sevdiğini birlikte yaşayarak hissetmek istiyorum”

    Bütün bu serzenişler, sevgililerin SEVGİ DİLLERİ’nin farklılığından kaynaklanıyor. Oysa ki ömür boyu mutlu bir beraberliğin ve sevginin hep canlı kalabilmesinin sırrı sevgi dillerinin keşfedilmesinde.

    Çoğu ilişki “aşk “ la başlar. Ama maalesef sürdürmek için aşk yetmez. Aşık olmak; “çiftleşme davranışının genetik olarak belirlenmiş içgüdüsel bir ögesi” olarak tanımlanıyor;

    • Aşık olmak iradi bir fiil yada bilinçli bir seçim değildir,
    • Aşık olma hali çaba göstermeden yaşandığı için gerçek sevgiyi tam olarak yansıtmaz
    • Aşık olan kişinin diğer kişinin gelişimine yardımcı olmada gerçek anlamda desteği yoktur.

    Oysa ki sevgi irade ile , emekle gelişir, bu yüzden  “aşk” tutkusu bitip gerçek dünyaya dönüldükten sonra bile sevme kapasitesi hep kalır. Bu nedenle hem kendinizin hem de sevgilinizin sevgi dilini keşfetmelisiniz.

    Beş Farklı Sevgi Dili Var:

    1. Onay Sözleri:

    Sevginin en güçlü ifade şekillerinden biridir onay sözcükleri ve iltifatlar. Yeri gelir sadece      “ eline sağlık, teşekkür ederim ya da iyi ki varsın “ kelimeleri bile ömre bedel olur sevgili için.

    Söylemekten korkmayın. Sevdiğinize cesaret verin, yüreklendirin. Sadece başkalarının yanında değil, yalnız kaldığınızda da sözlerinizi sakınmayın.

    2. Nitelikli beraberlik :

    Aynı evin içinde ama ayrı hayatlar yaşamanın ‘birliktelik’ olduğu zannediliyor maalesef. Oysa ki eğer birbirinizin dünyasına değmiyorsanız, bir yıl sonra geçmişe baktığınızda anılarınıza gülmüyorsanız bilin ki nitelikli bir beraberlik yaşamıyorsunuz.

    Nitelikli sohbet için, birbirinize odaklanın, gerçekten birbirinizi dinleyin, gözlerinizi kaçırmayın. Birbirinizin sözlerini kesmeyin.

    Nitelikli zaman geçirmek için, aynı anda bir çok şeyle ilgilenmeyin, tek başınıza televizyon izlemek , internette gezinmek yerine , birlikte yürüyüş yapın, karşılıklı kahve için. Seyahate çıkın, bu fikir çılgınca dediğiniz ne varsa ertelemeden hayata geçirin.

    3. Sevginin gösterilmesi

    Sevgililer için hediye; hatırlanmanın, düşünülmenin bir sembolüdür. Özellikle kadınlar hediye almaktan ve vermekten çok hoşlanırlar. Hediyenin maddi değerinden çok ifade etmeye çalıştığı duygusu önemlidir. Aslında sevgilinizi ne kadar tanıdığınızın da bir göstergesi olabilir. Bu nedenle hediyelerinizi özenle seçmelisiniz. Sanılanın aksine sadece doğum günü, yılbaşı , sevgililer günü gibi özel günlerde değil, hiç beklenmeyen bir zamanda sürpriz yapmalısınız.

    4. Hizmet davranışları

    Çiftlerin birbirlerini memnun etmek için hoşlandıkları şeylerin yapılmasıdır hizmet davranışları.  İçten gelerek, samimi bir şekilde yapıldığında değerlidir.

    Eşinizi mutlu etmek için , onun hayatını kolaylaştıran , bazen şımartan bazen de şaşırtan şeyler yapmalısınız. Bunun için kendinize sorun “ eşimi ne kadar tanıyorum? Onun için ne yaparsam mutlu olur ? ”

    Ancak tüm bunları yaparken ; söylenmeden, sallanmadan, başkalarına sorumluluğu atmadan , sonrasında başa kalkmadan yapmalısınız.

    5. Fiziksel temas

    Dokunmak ve dokunulmak bazıları için her şeydir. Sevgilerini göstermenin en güçlü araçlarından biridir. Kendilerini güvende hissederler, sanki var olduklarını teyit etmenin bir yoludur . Bazen küçük bir el tutuş, bazen bir buse bazense tutkunun ve bir olma isteğinin getirdiği cinsel beraberlik.

    Ancak unutulmamalıdır ki bir ilişkiyi başlatan da , bitiren de fiziksel temastır. Bu nedenle ilişkinizde asla şiddet olmamalıdır.

     

    Sevgi Dili nizi biliyor musunuz

     

  • Yatağınızı Ayırmayın

    Anneannemin uzun yastıkları vardı eskiden, yeni evlenecek kızların ilk çeyizlerinden biriydi.  Hatta düğünü tebrik etmeye giden kişiler “Allah bir yastıkta kocatsın” diye dua ederlerdi. Tek kişilik yastıklara ise “Küstüm Yastığı” denilirdi. Küsenler yastıklarını ayırsın ama asla yataklarını ayırmasın derdi  anneannem.

    Evliliğin temel kurallarından biridir, birlikte yatmak.  Çiftlerin hem duygusal hem de bedensel olarak birbirlerine yakın olabilmelerinin yoludur.

    Seanslarımda bir çok çiftin aile öyküsünü alırken, ya kendi anne ve babalarının ya da şu anki evliliklerinde çiftlerin sıkça yatak ayırdıklarını, hatta uzun yıllar çocuklarıyla birlikte yattıklarını öğreniyorum.

    Bazı çiftlerin ise kendi ailelerinde boşanma ya da ölüm gibi nedenlerden dolayı , birlikte yaşayan ebeveynleri olmadığı için , zihinlerinde birlikte yatağı paylaşan anne ve baba modelleri ne yazık ki  yok. Kendi çocukluklarında özlemini duydukları  anneye , babaya sarılarak uyumak, birlikte yatmak arzularını şu anda çocuklarıyla gidermeye çalışıyorlar.Ancak bu durum  kısa vadede masum görünse de uzun vadede hem çifte hem de çocuklara zarar verecek bir süreçtir.

    Unutmayınız ki çocuklarınız kadın- erkek olmayı, anne- baba olmayı, karı- koca olmayı sizden öğreniyorlar. Sizin evlilik modeliniz, onların ileride kuracakları yuvalarının temelini oluşturacaktır.

    Yaşınız kaç olursa olsun eşinizle birlikte yatın ;

    • Yatak odanızı günlük yaşam alanınız haline getirmeyin
    • Uyku zamanınızı birbirinize denk getirin, “ sen git , ben sonra gelirim “ diyerek eşinizi yatağa tek göndermeyin
    • Yatak odanızın mahremiyetini koruyun
    • Yatağınızda tablet, notebook,cep telefonu gibi elektronik cihazlar bulundurmayın
    • İnternette sörf yapmayın, faceebook, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerini yatağınızla paylaşmayın
    • Günün problemlerini yatak odanızda konuşmayın
    • Horluyor , çok dönüyor gibi bahaneler ile yatağınızı ayırmak yerine , sağlık problemlerinizi çözün
    • Çok mecbur kalmadığınız sürece yatağınızı eve gelen misafirlerinize vermeyin
    • Yatak odanızda tartışmayın,  kavga etmeyin
    • Tartışmalardan sonra yastığınızı alıp başka odaya gitmeyin,
    • Özellikle kavga ettikten sonra gidip çocuklarınızla yatmayın,
    • Çocuklarınızı,  cinsel birliktelikten kaçmak için kalkan olarak kullanmayın.
    • Sürekli bir şekilde çocuklarınızı aranızda yatırmayın ( özellikle çalışan anne ve babalar çocukları ile az zaman geçirdikleri için eve geldiklerinde özlemlerini birlikte uyuyarak gidermeye çalışıyorlar. Bu durum; çocuklarınızın hem özgüveninin gelişimi açısından, hem de kendi odalarının da bir mahremiyet alanı olduğunu öğrenmeleri açısından sağlıklı değildir. Bu nedenle çocuklarınızı kendi yataklarında masal okuyarak, ya da sohbet ederek uyutun, daha sonra siz yanından ayrılın. Çocuğunuzun yanında uyuyup kalmamaya dikkat edin.  )
  • Sosyal Medya İlişkinizin Katili Olmasın

    Kimi meraktan, kimi yalnızlıktan, kimi rutin hayatına heyecan aradığından,  kimisi ise kendisini veya karşısındakini cezalandırmak istediğinden sosyal paylaşım sitelerinde özel ilişkilere yelken açıyor.

    Başlangıçta bir oyun gibi, son derece zararsız gördükleri bu paylaşımları, daha sonra baş etmekte güçlük çekebilecekleri sonuçları doğurabiliyor.

    Sağlıklı ve mutlu bir evliliğiniz veya ilişkiniz var ise sosyal paylaşım sitelerinde başınıza gelebilecek ilişki kazalarını yaşamak istemiyorsanız bunlara dikkat etmelisiniz:

    1- Sosyal paylaşım sitelerinde kullandığınız bilgilerinizin herkes tarafından görülmesini engelleyin. Özellikle de kimlik bilgilerinizi paylaşmayın.

    2- Tanımadığınız kişilerden gelen arkadaşlık isteklerini kabul etmeyin , size ulaşabilen ve  rahatsızlık veren birileri var ise erişimini engelleyin

    3- Son zamanlarda kişilerin paylaştıkları özel resimlerinin cinsel içerikli siteler tarafından fotoshop tekniği ile kullanılıp şantaj yapılması vakaları giderek artıyor. Bu nedenle özel resimlerinizi paylaşmayın.

    4-  sosyal paylaşım sitelerinde aynı isimde bir çok kişi olduğundan kredi kartı veya banka hesap bilgilerinizi arkadaşlarınızla dahi paylaşmayın.

    5- Eşinizle eski arkadaşlarınız yüzünden tartışmak istemiyorsanız ,  önceden konuşarak her iki tarafın eski kız ya da erkek arkadaşlarının sosyal ağda paylaşım içinde olup olmayacağını birlikte kararlaştırın.

    6- Sağlıklı olanı eşinize güven duymak, onu takip etmemek. Ancak eşinizle güven konusunda sık sık problem yaşamamak için , sosyal ağlarda kullandığınız hesap şifrelerinizi birbirinizden saklamayın.

    7-  İnternette veya facebookta zaman geçirmek istediğinizde bunu eşinizden gizli yerlerde ve zamanlarda yapmayın

    8-  Birbirinize ayırmanız gereken ortak zaman dilimlerinizde telefondan, bilgisayardan uzak durun . Hatta tatillerinize bilgisayar götürmeyin, telefonlarınızı mümkünse kapatın, değilse sessize alın

    9- Eş, anne- baba, arkadaş , evlat, ya da iş adamı – iş kadını kimliklerinizin getirdiği görev , sorumlulukları ihmal edecek düzeyde sosyal paylaşım sitelerinde zaman geçirmeyin, bağımlısı olmayın

    10- Eşinizin sosyal paylaşım siteleri üzerinden başka biri ile yazıştığını ya da görüştüğünü fark ederseniz, sorunu görmezlikten gelmeyin, mutlaka oturup konuşun, durumu anlamaya çalışın. Eşinizi bu davranışa iten sebepler nelerdir, ilişkinizde yaşadığınız aksaklıklar nelerdir, hangi problemlerinizi çözmek yerine yok sayıp, üzerini örtüyorsunuz ? Bu soruların cevabını arayın ve mutlaka ortak çözüm yolları geliştirin