“Ben ilaçların bir işe yaradığını düşünmüyorum”
“ Arkadaşım bir kutu ilaç bitirmiş hiçbir işe yaramamış”
“ Yan etkisi çok diyorlar , konuşarak tedavi istiyorum“
“ İlaçlar bağımlılık yapar kullanmak istemiyorum”
“ 2 yıldır ilaç kullanıyorum , başka bir yöntem yok mu”
“ Arkadaşım bana şu ilacı tavsiye etti, içtim bir işe yaramadı “
Bu ve benzeri onlarca söylemle her gün karşılaşıyorum. Özellikle depresyon, anksiyete, panik atak tedavisinde ilaç içmek istemeyen ya da doktor doktor dolaşıp farklı ilaç deneyen ve iyileşmeyeceğine inanan birçok danışanım var.
Oysa ki tıpta ’ HASTALIK ‘ yok ‘HASTA ’ vardır. Yani her hasta kendine özgüdür ve kendine özel bir tedavi protokolü olmalıdır. Çünkü yaşadıkları olaylar, depresyona giriş nedenleri ya da çevresel faktörleri farklı farklıdır.
Depresyon tedavisinde amaç, kişinin yaşadığı belirtilerin tam olarak yatışmasını sağlamanın yanı sıra toplumsal ve iş yaşamındaki işlevselliğini yeniden kazanmasını sağlamaktır. Bu nedenle sağlıklı bir tedavi ne sadece ilaçla ne de sadece psikoterapi ile mümkündür. Her ikisinin de beraber olduğu PSİKOFARMAKOTERAPİ dir.
İLAÇLAR ARABANIN BENZİNİ GİBİDİR
Son model bir araba düşünün , evinizin önünde park edilmiş ve sizden kullanmanız isteniyor. Eğer hiç benzini kalmamışsa bu arabayı çalıştıramazsınız bile. İlaçlar arabamızın benzini gibidir. Ancak bir bardak benzinle de çalışmaz , deponun tam dolabilmesi için zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle ilacın yararlı etkilerinin görülebilmesi için;
- Doktorunuzun önerdiği ilacı zamanında ve düzenli almalısınız
- faydasını hissetmek için 2-4 hafta gibi bir sürenin geçmesi ne müsaade etmelisiniz
- Kendinizi iyi hissetseniz bile depreşmeyi ve yinelemeyi önlemek için en az 6 ay – 1 yıl kullanmaya devam etmelisiniz
- Kendi başınıza bırakmamalı, doktorunuzun kontrolünde azaltılmış dozlarla bırakmalısınız
- Bağımlılık yapma riski olan ilaçlar yeşil veya kırmızı reçete ile verilir. Beyaz reçete ile aldığınız ilaçlar bağımlılık yapmasa da çok uzun süre kullanımı çeşitli yan etkilere sebep olabilir, bu nedenle doktorunuzun tavsiye ettiği çeşitli testleri yaptırmalısınız
PSİKOTERAPİ SÜRÜCÜ KURSUNA BENZER
Arabanıza benzin koymak yetmiyor elbette. Eğer arabayı kullanmayı bilmiyorsanız veya ehliyetiniz var ama hala direksiyon eğitimine ihtiyacınız varsa ; yine arabayı kullanmakta zorlanırsınız. Eğer yeterince öğrenmezseniz kaza yapma riskiniz hep yüksek olacaktır.
Psikoterapiyi sürücü kursu gibi düşünün. Araba gibi kendinizi ve sorunlarınızı iyi tanımalısınız, trafik kuralları gibi bireysel ve toplumsal yaşamanın kurallarını iyi bilmeli ve uygulayabilmelisiniz , arabanızın yedek parça ihtiyacı gibi hayatınızda sahip olduğunuz yeteneklerinizi, kişisel ve genetik özelliklerinizi iyi bilmeli , gerekirse yeni donanımlar edinmelisiniz.
- Arabayı kullanmayı gerçekten bilmiyor olabilirsiniz, nerde hayatın frenine nerede gazına basacaksınız ,
- Araba kullanmayı biliyorsunuzdur ama kısıtlı imkanlara sahibim diye bir kısır döngü içinde dolanıp duruyor olabilirsiniz
- Gitmeyi düşündüğünüz hedefiniz net olmayabilir, sürekli yolunuzu değiştiriyor olabilirsiniz
- Hedefiniz için gerekli donanıma sahip olmayabilirsiniz
- Gerekli donanıma sahipsinizdir ama ya farkında değilsinizdir ya da donanımlarınızı yanlış kullanıyorsunuzdur
İşte bu nedenle hayatınızda yaşadığınız güçlüklerle baş edebilmek için sadece ilaç tedavisi yetmemektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra geçmiş bireysel ve ailesel öykünüzün alındığı, neden sonuç ilişkisinin kurulduğu , mevcut kişisel özelliklerinizin ortaya çıkarıldığı, yeni bir bakış açısı ile yeni davranışlar kazanmanıza yardımcı olacak psikoterapi tedavisi de görmelisiniz.