Etiket: adana çocuk danışmanlığı

  • İYİ BABA OLMAK

    yi baba olmak; sevgi, deneyim, sabır ve bilgilenme işidir.

    Çocuğun babasıyla yakın ve sıcak ilişkiler kurabilmesi onun psikolojik gelişimi açısından çok önemlidir. Babanın ilgisi;

    Çocuğa iletişim Yeteneği kazandırır.
    Kişilik yapılanmasını etkiler; kendiyle barışık, daha sosyal, daha pozitif, arkadaşlarıyla uyumlu, liderlik özelliği gelişmiş bir kişilik geliştirir.
    Çocuklar kendi değerlerine daha kolay sahip çıkarlar ve arkadaş baskısına direnme güçleri fazladır.
    Yaşamda karşılaştığı problemleri daha kolay aşması ve başarılı, mutlu, üretken bir birey olması daha olasıdır.
    Zeka gelişimini etkiler; çocukların espri anlayışı, dikkat süresi ve öğrenme hevesi bakımından diğer çocuklardan daha avantajlıdır.
    Çocuğun çevre ile ilişkisinde onu desteklediğinde, olayları çözerken kendi başına bağımsız düşünüp, karar vermesini desteklediğinde , çocuğuna zaman ayırıp konuştuğunda, ona kitap okuduğunda, oyunlarına eşlik ettiğinde zeka gelişimine olumlu katkı sağlamış oluyor.
    Cinsel gelişimini etkiler; baba kız ve erkek çocuğun cinsel gelişimi için önemli bir yere sahiptir, özellikle erkek çocuklarda gözlem, taklit ve özdeşim kurma yolu ile kendi cinsel kimliğini keşfeder.

  • Evimizin Gizli Kahramanları Babalar

    Yaşımız kaç olursa olsun birer çocuğuz aslında. Her daim babamızın ilgisine ve şefkatine ihtiyaç duyarız.  “ Başım sıkıştı , BABAAAA” ,” Param bitti , BABAAAA “ “Aşık oldum, BABAAAA “ Evimizin gizli kahramanlarıdır babamız. Yardım alacağımız, güvenebileceğimiz, yanlış yapsak bile kollarını açıp bizi sımsıkı saracak limanımızdır.  Kişiliğimizin , ilişkilerimizin, evliliğimizin, hatta yetiştireceğimiz çocukların temel taşıdır babamız. Ondan aldığımız olumlu ya da olumsuz parçalar üzerine şekillenir geleceğimiz.  Çocuk bakımı deyince akla ilk anneler gelir, çünkü babalar rolleri gereği evlerini geçindirebilmek, çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak adına çalışırlar ve çoğu zaman da çocuklarının büyüme evlerini kaçırabilirler. İlk söz, ilk adım, ilk diş belki de ilk “ baba” deyişlerini duyamaz, göremezler.  Günümüzde bu biraz değişti, artık babalar çocuklarının gelişim dönemlerini kaçırmamak için çaba sarf ediyorlar. İş bölümüne daha yatkınlar ve çocuk bakımının sorumluluğunu paylaşmak istiyorlar.Çünkü babalık bireye doyum sağlayan en önemli tecrübelerden biridir. Bir erkek için duygusal açıdan alınabilecek en güzel ödüldür baba olmak.

  • VAR OLAN BABANIN YOKLUĞU II

    Çocuklarına karşı fiziksel ve duygusal sevgilerini gösteren , onlara bunu hissettiren babalar olduğu gibi, hiç sevgisini göstermeyen, hatta bunu yanlış olarak kabul eden babalar da vardır. Özellikle geçmiş yıllarda, çocuğunu kucağa almak, bir başkasının yanında sevip öpmek ayıp sayılırdı. . Hala “babam benim hiç başımı okşamadı “ veya “ düşünüyorum da babama dair hatırladığım hiçbir ortak anımız yok “ diyen bir çok kişi var. 
    Bu tür ailelerde çocukların psikolojik olarak ihtiyaçları ya karşılanmaz ve görmezden gelinir ya da düşmanca davranışlarla bastırılır. Gelecekte kendisi de her şeye ve herkese karşı düşmanca davranır.

    Sevginin kalbe gömüldüğü ve ifade edilmediği ailelerde , çocuklar sevilmediklerini düşünürler, özgüvenleri ve kendilerine yönelik olumlu algıları düşük olur. “Beni kimse sevmiyor, çünkü ben sevilmeye layık değilim” düşüncesini geliştirirler.
    İlgisizliğin en önemli belirtisi; babayla çocuk arasındaki iletişimin olmayışıdır. Hem çocuğun denetimi, hem de ilgi ve ihtiyaçlarına olan duyarlılığı son derece dü¬şük olduğu için çocuklarını ihmal ederler. Hatta reddederler. Çocuğun bakım ve sorumluluğunu ya anneye ya da anneanne- babaanne gibi yakınlarına bırakırlar.
    Çocuklarının nerede olduğuyla , kimlerle olduğuyla ve ne yaptığıyla ilgilenmezler. Çocuklarına zaman ayırmaz, onu yapacakları işe engel olarak görür ve elden geldiğince kendilerinden uzak tutarlar.

    Unutmamalı ki; eğer baba çocuklarını veya eşini suistimal ediyor, eleştiriyor , ihmal ediyor ya da onlara kötü davranıyorsa veya zarar veriyorsa bunun temelinde kendi ailesi tarafından suistimal edilişi ve çocukluğunda yaşadığı, kendisine zarar veren kötü deneyimler yatmaktadır. Mutlaka aile bireylerine bu durum fark ettirilmeli ve diğer aile bireylerinin daha fazla zarar görmemesi için profesyonel destek alınmalıdır.

  • Var olan Babanın Yokluğu

    Herkes babasını sokağın başında beklerdi, “babam geliyor babam geliyor ..” diye bağırarak eve haber verirlerdi. Bizse babamın bir kez eve erken geldiğini hatırlamazdık. Annem hep “ baban akşam eve gelsin sizi şikayet edeceğim “ derdi. Ama babam geldiğinde ya çok geç olurdu, biz uyumuş olurduk, ya da yüzümüze bakmaz, elinde kumanda ile saatlerce televizyon izlerdi.
    Benim kahramanındı babam, ulaşamadığım sevgilimdi. Hayallerimde kucağına oturur, onunla konuşurduk. Hayallerimde gözlerimin içine bakardı…

    Bir keresinde ablamla ben oturma odasındaki kanepede uyuyakalmışız, babamın eve geldiğini duydum, ama gözlerimi hiç açmadım, babam ablamın üzerinden elini uzatarak benim üstümü örtmüştü. İnanamamıştım, ablam önde olduğu halde, ben uyurken üzerimi örtmüştü, o gün beni sevdiğini düşündüm.
    Babamla yürüdüğümüzü, okuluma geldiğini, arkadaşlarımla tanıştığını, ben ağlarken “ne oluyor orada “ dediğini hiç hatırlamam. Sadece gölgesi büyüktü, hatta korkunçtu , anneme “ yemek neden hazır değil “ diye bağırdığı zaman titrerdik. Acaba bir gün de bana bağırır mı diye hayal ederdim. Çünkü babamın gözünde hiç olmayı kaldıramıyordum. Bir keresinde bilerek parfüm şişesini kırdım, sırf bana kızsın diye, yine anneme kızdı, bu çocuklara sahip çıkamıyorsun diye.

    Artık büyüdüm, kocaman bir kız oldum, beni istemeye geldiklerinde babam “ olmaz öyle şey, benim verilecek kızım yok “ demiş anneme, üzülmem gerekirken sevindim, ilk kez babam beni kıskanmıştı. İstemeye geldikleri gün evde yoktu, işim var dedi, iş seyahati çıkarttı, dedemden istediler, düğün günü ise burnumuzdan getirdi, davulcu yüzünden annemle kavga etti ve düğünü terk etti. Biliyorum ki bu da beni sevdiğinden ama göstermediğinden ya da göstermeyi bilmediğinden …
    Şimdi babamdan görmediğim her şeyi eşimden bekliyorum galiba, bir türlü onun sevgisine inanamıyorum, ne yaparsa yapsın bana yeterli gelmiyor. Şimdi düşünüyorum da evde çıkan kavgaların çoğunu ben çıkarıyorum.

    Anladım ki ben yıllarca VAR OLAN BABAMIN yokluğunu yaşamışım…
    Danışan öyküleri, etik ilkeler gereği değiştirilmiştir.

     

     
  • ZİHİN PROGRAMI 3

    SMART FOCUS

    SMART® Focus çocuğunuzun odaklanarak daha çabuk ve doğru düşünmesini sağlar. NASA ve Amerikan Hava Kuvvetleri tarafında kullanılan state of the art neuro feedback teknolojisi ile donatılmış program sayesinde, bilişsel ve dikkat becerileri en üst performansı sergileyecek kadar gelişir.
    • Dikkat ve konsantrasyonda
    • Bir görevi sonuna kadar getirebilmede
    • İşlemsel hafızada
    • Uzun süre odaklanmasında
    • Dürtülerini kontrol etmesinde
    • Aşırı hareketliliğin normale dönmesinde gelişme gösterir.
    Profesyonel atletler, müzisyenler ve oyuncular parlak başarılarını egzersiz yaparken uzun süre odaklanabilmelerine borçludur. Bu profesyoneller gibi çocuğunuzda beyin fonksiyonlarını geliştirerek ve güçlendirerek farklı alıştırmalar arasında dikkatini koruyarak maksimum performansa ulaşır. Smart Focus programı kişiye özel olarak düzenlenir ve programın sonunda mutlak başarı hedeflenir.
    Araştırmalarımız ve tecrübelerimiz, çocuğunuzun 8 haftalık programda gözle görülebilir şekilde bir gelişim gösterdiğini kaydetmiştir. Bugün kayıt olun ve akademik başarıya ulaşmak için bir gün daha kazanın.

    SMART® Focus programı 2 eğlenceli bölümden oluşur:
    1.Bölüm (10-15 dakika)
    Çocuğunuz özel hareketler gerektiren bazı alıştırmalar yapar. Bunun sayesinde bedensel ve zihinsel olarak odaklanmaya daha hazır hale gelir. İlk bölümün başarılı ile geçilmesi 2. bölümde optimum başarıyı sağlamak için gereklidir.
    2.Bölüm (45-50 dakika)
    1.bölümden sonra çocuğunuz 5 adet dikkat oyunundan oluşan aşamaya geçer. Bu oyunlarda tamamen akıl gücünü kullanarak oyunları bitirmesi istenir. Her oyunda farklı bir odaklanma amacı (dikkat dağıtıcıların üstesinden gelme, zihinsel dayanıklılık ve dikkati sürdürme) vardır.
    SMART®Focus programı video ekranları, sensörlü ileri teknoloji başlıklar kullanır. Bu özel sensorlü monitörler çocuğunuzun beyin dalgalarını ölçer ve sadece aklını ve bilişsel gücünü kullanarak ekranda gördüğü imgeleri kontrol etmesini sağlar.

  • ZİHİN EGZERSİZ PROGRAMLARI

    SMART MOVES
    Psiko-motor beceriler çocuğunuzun okulda veya evde hayati önem taşıyan , resim yapmaktan yazı yazmaya, bisiklet binmekten yüzmeye, kaslarımızı etkileyen birçok etkinliği yapabilmelerini kapsar.
    4 – 18 yaş arası çocuklar ve gençlerin psikomotor becerilerini güçlendirmek için , kendi ihtiyaçlarına göre belirlenmiş Kaba Motor ( Temel kararlılık , Denge veKoordinasyon, Motor Planlama) ve ince motor becerilerini(el becerileri ve yazı yazma) geliştirebileceği spor tabanlı bir programa alıyoruz.
    Aynı zamanda dikkati düzenlemede, dürtüleri kontrol etmede, okul başarısı için gerekli olan öğrenme ve kavrama becerilerine de katkı sağlıyor.

    SMART® Moves seanslarında 5 temel hedefimiz vardır:

    1. Duygu durum düzenlemeyi sağlamak:
    Dürtü kontrolü, davranış düzenleme, dikkat toplama, gibi konularda çocukların gelişmesini sağlar. Vücudun normal kas gerginliğinden oluşan dengesizliklerine ve hızlı kafa hareketlerini algılamada, dokunsal işlevlerin gelişmesinde, refleksler, otomatik tepkiler ve planlı hareketler yoluyla çevreye uyumun kolaylaşmasına yardımcı olur.
    2. Öz-denge
    Kaba motor kaslarını güçlendirerek, koordineli olmasını sağlar ve çocuğunuzun bedensel gücünü uygun bir şekilde kullanmasını öğretir.
    3. Denge ve koordinasyon
    Hızlı tepki verme, dengede kalabilme, vücudunu koordineli kullanabilme, denge sağlayamadığı bazı vücut hareketlerinde dengeyi sağlayabilme gibi alanları geliştirir.
    4. Öz-farkındalık ve motor hareketleri planlama
    Plan yapabilme becerisi, düşünme ve kompleks hareketleri geliştirir.
    5. İnce motor becerilerinin kontrolü
    El yazısı için önemli olan el ve kol kaslarını yani İnce Motor becerilerinin kontrolünü ve güçlenmesini sağlayarak okul başarısına katkı sağlar.

    Smart Moves da uygulanan aktiviteler yapılandırılmış spor aktivitelerini kapsar. Trambolinde zıplama, hareket egzersizleri, egzersiz matı ve denge tahtaları üzerinde kas güçlendirme çalışmaları yapılır. El göz koordinasyonu geliştirme, zamanlama ve ritim duygusuna katkı sağlama için özelleştirilmiş top egzersizleri yapılır.

  • Zihin Egzersizleriyle Çocukların Öğrenme Kapasitesi Artabilir

    “ Çocuğumun dikkati çok dağınık, bir türlü odaklanamıyor, tek başına ödev yapmak istemiyor, çünkü zorlanıyor. Öğretmeni ; dersi dinlemiyor, yönergeleri takip etmiyor diyor“ gibi onlarca şikayet alıyoruz anne babalardan. 
    Nerdeyse hepsinin ortak sorunu çocuklarındaki problemin tam olarak neden kaynaklandığını ve bu problemleri aşmak için ne yapacaklarını bilememeleri. Ve ne yazık ki mucizevi çözümler beklemeleri…
    Elbette tüm bu şikayetlere tek bir cevap verebilmek ve mucizevi çözümler sunabilmek çok zor. Çünkü her çocuk bir diğerinden farklı zekaya, zihinsel yapıya ve öğrenme becerisine sahip. Öncelikle yaptığımız çeşitli testlerle (Wisc-r, Cognitive MAP gibi ) çocukların İşitsel, görsel, dikkat , psiko-motor ve sosyo- duygusal alanlarda güçlü ve zayıf yönlerini belirliyoruz , sonra da aileye, çocuğun zihinsel yapısını geliştirecek çeşitli programlar içeren çözüm önerileri sunuyoruz.

    Çocuğunuzun Öğrenme Kapasitesini Arttırmak mümkün

    Doğumdan itibaren sahip olduğumuz zihinsel yapımız sürekli bir gelişim içindedir. Beyindeki nöronlar arası sinaptik bağlantılar, biz beynimizi kullandıkça yeni yollar oluşturur . Biz buna ‘ Nöroplastisite ‘ diyoruz. Bu sayede hem öğrenme kapasitemiz artar hem de kolay öğrenmeye başlarız.
    Nasıl ki fit bir vücuda sahip olmak istediğimizde uzman sporculardan destek alarak kaslarımızı düzenli çalıştırıyorsak, nöroplastisite temelli çeşitli programları ile de zihin egzersizleri yaparak zihin gelişimini sağlamak mümkün.

    Zihin egzersizleri ile geliştirilmiş zinde bir beyin;
    • Daha uzun süre odaklanabilir,
    • Daha iyi dinleyebilir ve iletişim içine girebilir,
    • Daha hızlı düşünebilir,
    • Güçlü görsel ve mekansal bir algıya sahip olur,
    • Daha güçlü bir hafızaya sahip olur.

  • ZİHİNSEL CHECK -UP İLE ÇOCUĞUNUZUN YETENEKLERİNİ KEŞFEDEBİLİRSİNİZ!

    Öncelikle çocuğunuzu iyi tanımanızla mümkün. Eğer , güçlü ve zayıf yönlerini keşfedebilirseniz , zayıf yönlerini daha da güçlendirmesini , güçlü yönlerinin ise desteklenerek , sürdürebilir kılınmasını ve sahip olduğu yetenekle fark yaratmasını sağlayabilirsiniz . 
    Bunu nasıl yapıyoruz? 4-18 yaş arası çocukların zihinlerinin 5 temel beceri ( Görsel, İşitsel, Psikomotor, Dikkat ve Hafıza, Sosyal ve Duygusal beceriler ) üzerinde 26 farklı alanda bir nevi ZİHİNSEL CHECK-UP diyebileceğimiz bilimsel testlerle ölçüyoruz;

    ZİHİN SPORU İLE ÇOCUKLARIN BECERİLERİ GELİŞEBİLİR

    Farklı teknikler ile yaklaşık 2,5 saat süren bu testin sonucunda da çocuğun hangi becerisi zayıfsa o bölüm öncelikli olmak üzere bütünsel bir eğitim programına alınıyor. Böylece;

    • Görsel becerileri gelişen çocuklarda, Perspektif, parça-bütün ve şekil – zaman algısı, ayrıntıları fark edebilme, görsel hafıza, görsel bilgileri daha hızlı algılama, el- göz koordinasyonu becerilerinin artmasını
    • İşitsel becerileri gelişen çocuklarda ; duyduklarını daha rahat anlama, işitsel farkındalık ve algı becerisi, işitsel hafıza ve dil becerilerinin artmasını,
    • Psiko motor becerileri gelişen çocuklarda ; Dikkat, Kuvvet, Denge, Tepki Hızı, Zihinsel esneklik, spor ve sanat becerileri, El kasları, Yazma becerileri, Vücut zihin koordinasyonun gelişmesini,
    • Dikkat ve hafıza becerileri gelişen çocuklarda; kolay odaklanabilme, uzun süreli yoğunlaşabilme, önemli ayrıntıları fark edebilme, benzer bilgileri eşleştirebilme, kısa sürede doğru cevaba ulaşabilme ve böylece ödevlerini veya sınavlarını zamanında ve başarılı yapabilme becerisinin gelişmesini,
    • Sosyal ve duygusal becerileri gelişen çocuklarda : İletişim, Etkileşim, Empati, Yardımseverlik, özdenetim, İşbirliği, Girişkenlik, Grup çalışmalarına katılma ve başarılı olma, Paylaşımcılık, Organize etme becerilerinin gelişmesini hedefliyoruz.

  • ZİHİNSEL CHECK -UP

    Karne dönemi geldi yine, çocuklarla beraber aileler de rahat bir nefes alacaklar. Ancak yine de kafalar karışık, sürekli değişen eğitim sistemi, dershanelerin kapanacak olması, gelecek dönem için endişeleri arttırıyor. 
    Mevcut sistemde çocuklar sadece akademik başarıları ile takdir alabiliyorlar ya da fazlaca eleştiriliyorlar. Bu da çocukların hayatı sadece dersten ve okuldan ibaret sanmalarına, kapalı alanlara hapsolmalarına ve gerçek dünyadan kopmalarına neden oluyor..
    Oysa ki hedef farklı olmalı,
    • Öğrenmekten zevk alan
    • Güçlü bir özgüvene sahip
    • Farkındalığı yüksek
    • Kendi kendine motive olabilen
    • Ödevlere, sınavlara ve diğer sorumluluklara karşı mantıklı yaklaşımlar geliştiren
    • Karşılaştığı problemlere yaratıcı çözümler bulabilen
    • Hatalarını öğrenmek için bir fırsata çevirebilen,
    • Akademik ,kültürel, artistik, liderlik, kişiler arası ve global etkinliklere artan bir istekle katılabilen çocuklar yetiştirebilmek olmalı.

  • ÇOCUĞUNUZ DERS ÇALIŞMA SORUMLULUĞUNU ALABİLİYOR MU?

    En büyük hayalim üniversiteyi İstanbul’ da okumaktı. Sonunda hayal ettiğim üniversitenin mühendislik fakültesini kazandım. Uygun bir yurt bulamadık, ev kiraladık. Başlangıçta çok heyecanlıydım, ilk haftalar okula gitmek çok güzeldi. Ancak dersler yoğunlaştıkça sabahları kalkmakta zorlanıyordum, ilk birkaç saat dersi kaçırıyordum, bu sefer “ aman nasılsa ilk dersler kaçtı, okula gitmeyeyim bu gün “ diyerek derslere girmemeye başladım. Derste not tutmak çok zor geliyordu, not tutanlardan fotokopi çektirir çalışırım dedim, onu da başaramadım çünkü başkasının notunu okumak zor geliyordu.
    Ders kitaplarından çalışmak çok zordu, biz test çocuğuyuz, yaprak testlerle kısa kısa soruları okumak ve çözmek kolaydı. Ancak kitabın bir bölümünü okuyup onu yorumlamak çok zordu. Üstelik ben kendi başıma ders çalışmaya alışık değilim ki!
    Önceleri ders ablası vardı, ilkokul birinci sınıftan beri eve gelir, okul çıkışı onunla birlikte ödevlerimizi yapardık. Annemin yaptığı pasta ve börekleri yerken ödev yapmak kolay ve zevkliydi. 4. Sınıfta matematik, Fen ve Türkçeden özel ders hocalarım eve gelirdi. Ortaokulda SBS sınavları vardı ve 3 yıl boyunca özel bir etüt merkezine gittim. Orada hem ödevlerimizi yapar, hem de ekstra test çözerdik. Böylece evde çalışmamı gerektirecek bir durum olmazdı. Lise boyunca her dersten özel ders aldım, hatta matematik dersi için iki ayrı hoca eve gelirdi. Kıymetini bilememişim vallahi, şimdi tek başıma kaldım, ne derste not tutabiliyorum, ne ders çalışabiliyorum, ne de proje ödevlerini tek başıma yapabiliyorum. Galiba mühendislik fakültesi bana göre değil, bu okulu bırakmalıyım.

    Çocuklarınıza Sorumluluklarını Üstlenmelerine Fırsat Verin

    Bu örnekte olduğu gibi tıp fakültesi, hukuk fakültesi ya da daha başka bir çok farklı bölümü kazanan gençlerin de yaşadığı problemler benzer ne yazık ki.
    Eminim anne ve babalar iyi bir şeyler yapalım, aman çocuğumuz meslek sahibi olsun derken, onlara bu kadar zarar verebileceklerini düşünmemişlerdir. Oysa ki gerçek hayatta başarı ve mutluluk sorumluluklarımızı yerine getirdikçe katlanarak artacaktır.

    Önerilerim:
    • Çocuklarınız ilkokuldan itibaren sabah saati kurup kendileri kalkmalılar
    • Kendi çantalarını kendileri hazırlamalılar
    • Ödevlerini kendileri yapmalılar ( Öğretmenler çocukların yapabileceği ödevleri vermeli, velinin yapacağı ödevleri değil )
    • Ödevlerini yapmadıklarında okulda öğretmenleriyle bu sorunu çözmeliler
    • Anlamadıkları konuyu ya da çözemedikleri soruyu korkmadan size veya öğretmenine sorabilmeliler.
    • Odalarının düzeninden, evdeki kırtasiye ihtiyaç listelerinden kendileri sorumlu olmalılar