Kategori: Çocuk – Ergen Danışmanlığı

  • ZİHİN EGZERSİZ PROGRAMLARI 2

    ZİHİN EGZERSİZ PROGRAMLARI

    SMART VISION
    SMART® Vision hem sporu hem masa başı aktivitelerini kapsayan bir programdır ve bu aktiviteler sayesinde çocuğunuzun görsel beyin bölgelerine odaklanarak bu bölgeyi geliştirmeyi amaçlar. Görsel beyin bölgeleri, görülen bilgiyi daha hızlı işleme, anlama, kavrama ve bu bilgilerden doğru çıkarımlar yapmayı sağlar. Çocuğunuzun ihtiyacına göre düzenlenen seanslarda bağıl göz kontrol hareketleri, görsel-mekânsal organizasyonu geliştirmeye-güçlendirmeye yönelik aktiviteler de vardır. Bunların yanı sıra görsel hafızayı ve görsel motor entegrasyonunu güçlendiren masa başı aktiviteler de içerir.
    Tüm bu becerilerin güçlenmesi akademik başarıyı da beraberinde getirir.
    SMART® Vision ile el yazısı ve kopya etme de, görsel öğrenme hızı da ve görsel öğrenme becerisi de ,odaklanma ve dikkat etme de, ayrıntılı çaba isteyen aktivitelerin yapılması da , görsel mekansal algıdaki farkındalığın artması da ve bu algıyı organize etmek de gelişir.
    SMART® Vision programına katılmış 6 yaşındaki bir öğrenci velisinin aktarımları:
    “Programa katıldıktan sonra kızımda bir çok gelişme gözlemledim. Bu gelişimi okul öğretmenleri de fark etmiş. Kızım artık konuşurken daha yüksek sesle ve kendinden emin konuşuyor, eskisi gibi utangaç değil. Başladığı bir işi bitirmek için çaba gösteriyor, pes etmiyor ve çalışırken daha istekli olduğunu görüyorum. Artık daha iyi konsantre olabiliyor. “
    “Kullanın ya da kaybedin”
    Beynimiz tıpkı bir kas gibidir. Kullanılmayan alanları zaman içinde geriler ve kaybolur. Anne baba olarak çocuğunuzun görsel becerisini geliştirmek için onu zorlayan aktiviteler yaptığından emin olun. Oynanan oyunlar ya da aktiviteler onu görsel açıdan ne kadar zorlarsa bu becerileri o kadar gelişecek ve ilerleyecektir.

  • ZİHİN EGZERSİZ PROGRAMLARI

    SMART MOVES
    Psiko-motor beceriler çocuğunuzun okulda veya evde hayati önem taşıyan , resim yapmaktan yazı yazmaya, bisiklet binmekten yüzmeye, kaslarımızı etkileyen birçok etkinliği yapabilmelerini kapsar.
    4 – 18 yaş arası çocuklar ve gençlerin psikomotor becerilerini güçlendirmek için , kendi ihtiyaçlarına göre belirlenmiş Kaba Motor ( Temel kararlılık , Denge veKoordinasyon, Motor Planlama) ve ince motor becerilerini(el becerileri ve yazı yazma) geliştirebileceği spor tabanlı bir programa alıyoruz.
    Aynı zamanda dikkati düzenlemede, dürtüleri kontrol etmede, okul başarısı için gerekli olan öğrenme ve kavrama becerilerine de katkı sağlıyor.

    SMART® Moves seanslarında 5 temel hedefimiz vardır:

    1. Duygu durum düzenlemeyi sağlamak:
    Dürtü kontrolü, davranış düzenleme, dikkat toplama, gibi konularda çocukların gelişmesini sağlar. Vücudun normal kas gerginliğinden oluşan dengesizliklerine ve hızlı kafa hareketlerini algılamada, dokunsal işlevlerin gelişmesinde, refleksler, otomatik tepkiler ve planlı hareketler yoluyla çevreye uyumun kolaylaşmasına yardımcı olur.
    2. Öz-denge
    Kaba motor kaslarını güçlendirerek, koordineli olmasını sağlar ve çocuğunuzun bedensel gücünü uygun bir şekilde kullanmasını öğretir.
    3. Denge ve koordinasyon
    Hızlı tepki verme, dengede kalabilme, vücudunu koordineli kullanabilme, denge sağlayamadığı bazı vücut hareketlerinde dengeyi sağlayabilme gibi alanları geliştirir.
    4. Öz-farkındalık ve motor hareketleri planlama
    Plan yapabilme becerisi, düşünme ve kompleks hareketleri geliştirir.
    5. İnce motor becerilerinin kontrolü
    El yazısı için önemli olan el ve kol kaslarını yani İnce Motor becerilerinin kontrolünü ve güçlenmesini sağlayarak okul başarısına katkı sağlar.

    Smart Moves da uygulanan aktiviteler yapılandırılmış spor aktivitelerini kapsar. Trambolinde zıplama, hareket egzersizleri, egzersiz matı ve denge tahtaları üzerinde kas güçlendirme çalışmaları yapılır. El göz koordinasyonu geliştirme, zamanlama ve ritim duygusuna katkı sağlama için özelleştirilmiş top egzersizleri yapılır.

  • Zihin Egzersizleriyle Çocukların Öğrenme Kapasitesi Artabilir

    “ Çocuğumun dikkati çok dağınık, bir türlü odaklanamıyor, tek başına ödev yapmak istemiyor, çünkü zorlanıyor. Öğretmeni ; dersi dinlemiyor, yönergeleri takip etmiyor diyor“ gibi onlarca şikayet alıyoruz anne babalardan. 
    Nerdeyse hepsinin ortak sorunu çocuklarındaki problemin tam olarak neden kaynaklandığını ve bu problemleri aşmak için ne yapacaklarını bilememeleri. Ve ne yazık ki mucizevi çözümler beklemeleri…
    Elbette tüm bu şikayetlere tek bir cevap verebilmek ve mucizevi çözümler sunabilmek çok zor. Çünkü her çocuk bir diğerinden farklı zekaya, zihinsel yapıya ve öğrenme becerisine sahip. Öncelikle yaptığımız çeşitli testlerle (Wisc-r, Cognitive MAP gibi ) çocukların İşitsel, görsel, dikkat , psiko-motor ve sosyo- duygusal alanlarda güçlü ve zayıf yönlerini belirliyoruz , sonra da aileye, çocuğun zihinsel yapısını geliştirecek çeşitli programlar içeren çözüm önerileri sunuyoruz.

    Çocuğunuzun Öğrenme Kapasitesini Arttırmak mümkün

    Doğumdan itibaren sahip olduğumuz zihinsel yapımız sürekli bir gelişim içindedir. Beyindeki nöronlar arası sinaptik bağlantılar, biz beynimizi kullandıkça yeni yollar oluşturur . Biz buna ‘ Nöroplastisite ‘ diyoruz. Bu sayede hem öğrenme kapasitemiz artar hem de kolay öğrenmeye başlarız.
    Nasıl ki fit bir vücuda sahip olmak istediğimizde uzman sporculardan destek alarak kaslarımızı düzenli çalıştırıyorsak, nöroplastisite temelli çeşitli programları ile de zihin egzersizleri yaparak zihin gelişimini sağlamak mümkün.

    Zihin egzersizleri ile geliştirilmiş zinde bir beyin;
    • Daha uzun süre odaklanabilir,
    • Daha iyi dinleyebilir ve iletişim içine girebilir,
    • Daha hızlı düşünebilir,
    • Güçlü görsel ve mekansal bir algıya sahip olur,
    • Daha güçlü bir hafızaya sahip olur.

  • ZİHİNSEL CHECK -UP İLE ÇOCUĞUNUZUN YETENEKLERİNİ KEŞFEDEBİLİRSİNİZ!

    Öncelikle çocuğunuzu iyi tanımanızla mümkün. Eğer , güçlü ve zayıf yönlerini keşfedebilirseniz , zayıf yönlerini daha da güçlendirmesini , güçlü yönlerinin ise desteklenerek , sürdürebilir kılınmasını ve sahip olduğu yetenekle fark yaratmasını sağlayabilirsiniz . 
    Bunu nasıl yapıyoruz? 4-18 yaş arası çocukların zihinlerinin 5 temel beceri ( Görsel, İşitsel, Psikomotor, Dikkat ve Hafıza, Sosyal ve Duygusal beceriler ) üzerinde 26 farklı alanda bir nevi ZİHİNSEL CHECK-UP diyebileceğimiz bilimsel testlerle ölçüyoruz;

    ZİHİN SPORU İLE ÇOCUKLARIN BECERİLERİ GELİŞEBİLİR

    Farklı teknikler ile yaklaşık 2,5 saat süren bu testin sonucunda da çocuğun hangi becerisi zayıfsa o bölüm öncelikli olmak üzere bütünsel bir eğitim programına alınıyor. Böylece;

    • Görsel becerileri gelişen çocuklarda, Perspektif, parça-bütün ve şekil – zaman algısı, ayrıntıları fark edebilme, görsel hafıza, görsel bilgileri daha hızlı algılama, el- göz koordinasyonu becerilerinin artmasını
    • İşitsel becerileri gelişen çocuklarda ; duyduklarını daha rahat anlama, işitsel farkındalık ve algı becerisi, işitsel hafıza ve dil becerilerinin artmasını,
    • Psiko motor becerileri gelişen çocuklarda ; Dikkat, Kuvvet, Denge, Tepki Hızı, Zihinsel esneklik, spor ve sanat becerileri, El kasları, Yazma becerileri, Vücut zihin koordinasyonun gelişmesini,
    • Dikkat ve hafıza becerileri gelişen çocuklarda; kolay odaklanabilme, uzun süreli yoğunlaşabilme, önemli ayrıntıları fark edebilme, benzer bilgileri eşleştirebilme, kısa sürede doğru cevaba ulaşabilme ve böylece ödevlerini veya sınavlarını zamanında ve başarılı yapabilme becerisinin gelişmesini,
    • Sosyal ve duygusal becerileri gelişen çocuklarda : İletişim, Etkileşim, Empati, Yardımseverlik, özdenetim, İşbirliği, Girişkenlik, Grup çalışmalarına katılma ve başarılı olma, Paylaşımcılık, Organize etme becerilerinin gelişmesini hedefliyoruz.

  • ZİHİNSEL CHECK -UP

    Karne dönemi geldi yine, çocuklarla beraber aileler de rahat bir nefes alacaklar. Ancak yine de kafalar karışık, sürekli değişen eğitim sistemi, dershanelerin kapanacak olması, gelecek dönem için endişeleri arttırıyor. 
    Mevcut sistemde çocuklar sadece akademik başarıları ile takdir alabiliyorlar ya da fazlaca eleştiriliyorlar. Bu da çocukların hayatı sadece dersten ve okuldan ibaret sanmalarına, kapalı alanlara hapsolmalarına ve gerçek dünyadan kopmalarına neden oluyor..
    Oysa ki hedef farklı olmalı,
    • Öğrenmekten zevk alan
    • Güçlü bir özgüvene sahip
    • Farkındalığı yüksek
    • Kendi kendine motive olabilen
    • Ödevlere, sınavlara ve diğer sorumluluklara karşı mantıklı yaklaşımlar geliştiren
    • Karşılaştığı problemlere yaratıcı çözümler bulabilen
    • Hatalarını öğrenmek için bir fırsata çevirebilen,
    • Akademik ,kültürel, artistik, liderlik, kişiler arası ve global etkinliklere artan bir istekle katılabilen çocuklar yetiştirebilmek olmalı.

  • ÇOCUĞUNUZ DERS ÇALIŞMA SORUMLULUĞUNU ALABİLİYOR MU?

    En büyük hayalim üniversiteyi İstanbul’ da okumaktı. Sonunda hayal ettiğim üniversitenin mühendislik fakültesini kazandım. Uygun bir yurt bulamadık, ev kiraladık. Başlangıçta çok heyecanlıydım, ilk haftalar okula gitmek çok güzeldi. Ancak dersler yoğunlaştıkça sabahları kalkmakta zorlanıyordum, ilk birkaç saat dersi kaçırıyordum, bu sefer “ aman nasılsa ilk dersler kaçtı, okula gitmeyeyim bu gün “ diyerek derslere girmemeye başladım. Derste not tutmak çok zor geliyordu, not tutanlardan fotokopi çektirir çalışırım dedim, onu da başaramadım çünkü başkasının notunu okumak zor geliyordu.
    Ders kitaplarından çalışmak çok zordu, biz test çocuğuyuz, yaprak testlerle kısa kısa soruları okumak ve çözmek kolaydı. Ancak kitabın bir bölümünü okuyup onu yorumlamak çok zordu. Üstelik ben kendi başıma ders çalışmaya alışık değilim ki!
    Önceleri ders ablası vardı, ilkokul birinci sınıftan beri eve gelir, okul çıkışı onunla birlikte ödevlerimizi yapardık. Annemin yaptığı pasta ve börekleri yerken ödev yapmak kolay ve zevkliydi. 4. Sınıfta matematik, Fen ve Türkçeden özel ders hocalarım eve gelirdi. Ortaokulda SBS sınavları vardı ve 3 yıl boyunca özel bir etüt merkezine gittim. Orada hem ödevlerimizi yapar, hem de ekstra test çözerdik. Böylece evde çalışmamı gerektirecek bir durum olmazdı. Lise boyunca her dersten özel ders aldım, hatta matematik dersi için iki ayrı hoca eve gelirdi. Kıymetini bilememişim vallahi, şimdi tek başıma kaldım, ne derste not tutabiliyorum, ne ders çalışabiliyorum, ne de proje ödevlerini tek başıma yapabiliyorum. Galiba mühendislik fakültesi bana göre değil, bu okulu bırakmalıyım.

    Çocuklarınıza Sorumluluklarını Üstlenmelerine Fırsat Verin

    Bu örnekte olduğu gibi tıp fakültesi, hukuk fakültesi ya da daha başka bir çok farklı bölümü kazanan gençlerin de yaşadığı problemler benzer ne yazık ki.
    Eminim anne ve babalar iyi bir şeyler yapalım, aman çocuğumuz meslek sahibi olsun derken, onlara bu kadar zarar verebileceklerini düşünmemişlerdir. Oysa ki gerçek hayatta başarı ve mutluluk sorumluluklarımızı yerine getirdikçe katlanarak artacaktır.

    Önerilerim:
    • Çocuklarınız ilkokuldan itibaren sabah saati kurup kendileri kalkmalılar
    • Kendi çantalarını kendileri hazırlamalılar
    • Ödevlerini kendileri yapmalılar ( Öğretmenler çocukların yapabileceği ödevleri vermeli, velinin yapacağı ödevleri değil )
    • Ödevlerini yapmadıklarında okulda öğretmenleriyle bu sorunu çözmeliler
    • Anlamadıkları konuyu ya da çözemedikleri soruyu korkmadan size veya öğretmenine sorabilmeliler.
    • Odalarının düzeninden, evdeki kırtasiye ihtiyaç listelerinden kendileri sorumlu olmalılar

  • Kurban Kesimi Çocukların Psikolojisini Etkiler Mi ?

    Bayramları hep çok sevmişimdir. Yeni kıyafetler , uzun zamandır görmediğimiz akrabalar, el öpme ve tabi ki harçlık toplama. Şeker bayramını Kurban bayramından daha çok seviyordum ama. Her ne kadar annem ve babam “ niçin kurban kesmeliyiz?” i hiç bıkıp usanmadan saatlerce hikayelerle anlatsalar da o kanlı görüntüler gözümün önünden hala hiç gitmez.

    Eskiden babam 1 hafta önce getirirdi koyunumuzu, çok severdik, günlerce ona bakar, taze otlarla besler, su içirirdik. Geceleri kalkar üzerine battaniyemi bile örtmeye çalışırdım. Sabah annem çok kızardı; battaniyemi kirlettin , şimdi bunu atmak zorunda kalacağım, derdi. Bir gün onu kanlar içinde göreceğimi bilmek ve sonra onu yemek fikri beni hep korkuturdu. Günlerce babamdan onu kestiği için nefret ederdim.

    Şimdi 3 yaşında bir kızım var, onun etkilenmemesi için ya bir hayır kurumuna bağışlıyorum ya da toplu kesim yerlerinde kestiriyor ve kızımın görmesini engelliyorum. Sizce hangisi doğru doktor hanım?

    7 Yaşına kadar çocuklarda soyut kavram gelişmez

    7 yaşına kadar çocuklarda gerçeklik duygusu ve soyut kavram henüz gelişmediği için bir hayvanın kesilmesini , ölmesini, kanlar içinde kalmasını yetişkinler gibi anlamlandıramazlar. Kurban Bayramı’nın manevi yönünü algılayamayabilirler, onlar için kurban kesmek gözleriyle gördükleri şeydir, yani bir canlının öldürülmesidir.

    Birkaç gün evlerinde beslemek gibi duygusal bir bağ kuracak kadar ona yakınlaşırlarsa , bu kesime engel olamadıkları için kendilerini suçlu hissedebilir ve bu suçluluk duygusu içe kapanma, gece korkusu, tırnak yeme, ağlama nöbetleri gibi çeşitli psikolojik sorunlara neden olabilir.

    Önerilerim:

    1. Çocuklar için kültürel öğrenim ön planda olduğundan, ailenin kurban kesimi sırasındaki tutumu çok önemlidir. Çocuğun göreceği yere getirerek sevmesine ve duygusal bağ kurmasına izin vermeyin. 12 Yaşından önce çocuğun kesimi izlemesine müsaade etmeyin.
    1. Eğer evde kurban kesmek zorunda iseniz, kurbanın kesim kurallarına uygun bir şekilde, acı çekmesine izin vermeden , profesyonel kişiler tarafından kesilmesini sağlayın. Toplu kesim yerlerinde kesilecek ise çocuklarınızı buraya götürmeyin.
    1. Çocuklara önceden hikayeleştirerek neden kurban kesildiğini anlatın. Kurbanın hayat nimetine şükür için kesildiğini ve Hz. İbrahim’e kurban etmesi için koç gönderildiğini ve bunun Allah’ın bir emri olduğunu anlatın.
    1. Kurban kesiminin bir dini görev olduğunu, yoksullara yardım gibi sosyal boyutu olduğunu , evine düzenli et girmeyen ailelerin bu yardımlaşma ile sağlıklı beslenme şansları olduğunu anlatın.
    1. Sağlıklı beslenmek için her gün beslenme adına binlerce hayvan kesildiğini, bunun besin zinciri adına doğal olduğunu anlatın.
    1. Kendisi de büyüyünce bu görevi yerine getireceğini, ancak bunu dini ve toplumsal kurallara uygun yapması gerektiğini öğretin.

     

     

     

  • Boşanma Sürecinde Çocuğunuzun Adaptasyonuna Nasıl Yardımcı Olursunuz ?

    Bu nedenle boşanırken çocuklarınızın bu duruma uyum sağlamasına yardım etmek ve süreci iyi yönetebilmek için şunlara dikkat etmenizi öneriyorum:

    1. Hiçbir çocuk sabah kalktığında babasının diş fırçası dahil bütün eşyalarını alıp gittiğini görmemeli veya annesinin evi terk edip gittiğini bir başkasından öğrenmemelidir. Bu nedenle aldığınız boşanma kararını çocuklarınıza birlikte açıklayın.
    2. Onlarla konuşurken eşinizle aranızdaki sorunlardan ve ayrılma kararınızdan onların hiçbir şekilde sorumlu olmadıklarını açıkça belirtmelisiniz.
    3. ” Biz sizi çok seviyoruz , daima anne ve babanız olarak kalacağız , ancak artık birbirimizle anlaşamıyoruz, çok kavga ediyoruz, birbirimizi üzmektense ayrı evlerde yaşamaya karar verdik “ diyerek birbirinizi suçlamadan eşit sorumluluk alarak çocuklarla konuşun.
    4. Yaşlarına uygun bir biçimde, boşanmanın onları nasıl etkileyeceğini hangi evde, kiminle, hangi zamanda kalacaklarını, hafta sonları kiminle ne yapacağınızı, tatil düzenlerini hepsini somut ifadelerle açıklayın.
    5. Aldığınız kararları bir kağıda yazın ve mutlaka çocuklara verdiğiniz sözlerde durun.
    6. Çocuklar kimde kalacak? Sorusuna cevap ararken onları cansız birer eşya olarak görmeyin . Gerek mal paylaşımını gerekse çocukların velayet konusunu asla çocukların yanında tartışmayın.
    7. Boşanma anlaşmanızın adil olmasını eğer umursamazsanız belki para ve mal kazanmış olabilirsiniz ancak kaybeden kesinlikle çocuklarınız olacaktır.
    8. Aranızda yaşananlar her ne olursa olsun sırf birbirinizin canını acıtmak için çocuklarınızı taraf olmaya zorlamayın .
    9. Birbirinizle konuşmak yerine “ söyle oğlum babana…… “ veya “ kızım annene söyle…….” gibi ifadeler ile çocuklarınızı posta güvercini olarak kullanmayın.
    10. Her ne kadar birbirinizden nefret etseniz de çocuklarla ilgili her türlü iyi ya da kötü olayda yüz yüze gelmek zorunda olduğunuz unutmayın. Bu nedenle ilişkinizi mümkün olduğu kadar sorunsuz sürdürün. Bu mümkün değilse, sorunları çocuklarınıza asla yansıtmayın.

     

     
  • Çocuğumun dil gelişimi okula başlamaya uygun mu?

    • Dil gelişimi yaşına uygun olan çocuklar, okul hayatında daha başarılı olurlar.
    • Duygu ve düşüncelerini anlaşılır ve akıcı bir biçimde aktarabilirler.
    • Bir hikaye ya da masalı baştan sona anlatabilirler
    • Karşılıklı sohbet edebilirler
    • Benzer ve zıt kavramları kullanırlar
    • Soru sorarlar

    Ailelere Öneriler:
    • Çocuğunuzla bol bol konuşun ,onunla ne kadar erken konuşmaya başlarsanız, o kadar yararlı olur. Küçük bebekler için kendileri ile konuşan annelerinin sesini dinlemeleri, onu gözleri ile takip etmeleri, onun kendisi için konuşmasını beklemeleri kadar yararlı bir şey yoktur!
    • Çocuğunuzla birlikte kitap okuyun.
    • Çocuğunuzu saatler boyu televizyonun karşısında yalnız başına bırakmayın.
    • Televizyon izleyecekseniz, çocuğunuza uygun olan programı siz belirleyin ve mutlaka birlikte izleyin. İzlediğiniz şey hakkında konuşun, eğer sürekli televizyon izlerse dil gelişimi kadar sosyal gelişimini de olumsuz yönde etkilemiş olursunuz.
    • Hikaye anlatın sonra da anlattığınız hikaye ile ilgili sorular sorun. Onun da size bir hikaye anlatmasını isteyin.
    • Bildiği bir masalın sonunu değiştirerek anlatın. Sonra ondan da bunu yapmasını isteyin.
    • Onunla konuşurken benzer ve zıt kavramları, sayıları bol bol kullanın. Örneğin: “babanın kırmızı kalın kazağının üzerindeki gözlük, elindeki simidin yarısı, dolabın en alt çekmecesi”, gibi

  • Sosyal Ve Duygusal Gelişimi okula başlamaya uygun olan çocuklar

    • Ana-babaya aşırı bağımlı değildirler
    • Okula istekli gelirler
    • Arkadaşları ile yaşadıkları sorunlarla baş edebilirler
    • Empati kurabilirler
    • Yaşıtları ile pozitif ilişki içerisindedirler
    • Sorumluluk alabilirler
    • Kendilerini uygun bir biçimde koruyabilirler
    • Kızgınlık, üzüntü gibi duygularını diğerlerine zarar vermeden ifade edebilirler
    • Sınıf içi tartışmalara katılabilir, fikirlerini aktarabilirler
    • Okuldaki kuralların ve sınırların farkındadırlar ve uyum gösterirler.

    Ailelere Öneriler:
    • Çocuğunuzu iyi tanıyın, güçlü ve zayıf yönlerini objektif olarak değerlendirmeye çalışın.
    • Beklentilerinizi çocuğunuzun özelliklerine göre belirleyin. Unutmayın, çocuğunuzdan yapabileceğinden fazla veya az şey beklerseniz, onun hayal kırıklığı yaşayarak kendine olan güvenini kaybetmesine sebep olabilirsiniz.
    • İyi yapabildiği şeyler konusunda ödüllendirin, yapamadığını fark ettiğiniz şeylerde yol gösterin, nasıl yapabileceğine birlikte karar verin, destek olun, yeniden denemesi için teşvik edin.
    • Yaşına uygun sorumluluklar verin ve takip edin
    • Sorumluluğunu yerine getirmezse beklentinizi açık bir şekilde konuşun ve sonuçlarını üstlenmesini sağlayın
    • Duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesi için destekleyin, öncelikle kendi duygularınızı açıkça ifade ederek onlara örnek olun.